9. BÖLÜM

589 38 133
                                    

Medya: Egemen

Cemre olmadan bir okul gününe daha merhaba diyordum. Bugün cumaydı ve hafta sonu da görüşemeyecektik, onu özlemiştim. Kimya dersi boş olduğu için bahçede yalnız başıma oturuyordum. Gözüm çeteye takıldığında Egemen'in gülerek bir şeyler anlatmasını izledim bir süre.

Her şeyi bir kenara bırakıp ona karşı yavaş yavaş buzlarımı eritiyordum.

Cemre'ye ihanet mi ediyordum? Benimle ilgilendiğinin ben de farkındaydım ve son günlerde bunu kendi haline bırakmaya başlamıştım. Böyle yaparsam gitgide bana daha da bağlanacağının farkındaydım. Üstelik geçmişte yaşadıklarını da biliyordum. Keşke bilmeseydim.

Kafam allak bullaktı.

Oturduğum yerden kalktığımda benimle aynı anda Hazar'ın da kalktığını fark ettim. Göz göze geldik, boş boş bakışıyorduk yine. Okul binasına doğru yürümeye başladık. Kapıya gelince beni şaşırtıp geçmem için yol verdi. Peşimden o da girdiğinde sınıfa doğru yürümeye başladık.

"Egemen nasıl?"  "Egemen'le nasıl?"

Aynı anda konuştuğumuzda şaşkınlıkla ona baktım.

"Ne?"

Omuzlarını silkti. Sınıfa geldiğimizde kapıyı açtım ve içeri girdim.

"Ondan hoşlanmaya başlıyorsun."

"Yok öyle bir şey."

Kaşlarımı çatıp baktım ona. Sıramıza geldiğimizde tam karşımda durdu. Karşısında ufaldıkça ufalıyordum.

"Nesini seveceğim ben o gereksizin?"

Gözlerinde yavaş yavaş bir alay peyda oluyordu. Hafifçe bana doğru yaklaştı.

"Sevmiyorum dedim."

Ben çırpındıkça yüzündeki alaylı ifade daha da büyüyordu. Bir an gülecek sandım. Gitgide daha çok yaklaşıp yüzlerimiz arasında az bir mesafe kalınca elini uzatıp arkamdan çantasını aldı ve uzaklaştı.

"Bu kadar panik yapmana gerek yok güzelim."

Bana göz kırpıp arkasını döndü ve sınıf kapısına doğru ilerledi. Eli kapının kulpuna gittiğinde ümitsizce fısıldadım.

"Sevemem ki."

Bir an duraksadı. Dönüp bakacak, bakışlarıyla beni ezecek sandım ama o neredeyse her öğlen yaptığı gibi gitti.

💨

"Egemen!"

Kalabalık arasında adını bağırıp koşar adım yürümeye başladım.

"Egemen!!"

Sarı saçları odağımdan çıktığında daha da koşmaya başladım. Okul binasından çıktığımızda çete motorlarının olduğu yere doğru yürümeye başladı.

"Egemen!"

Bu kez sesimi duyurmayı başarmıştım. Arkasına döndüğünde okyanusları toprağımla buluştu.

"Deniz?"

O da bana doğru yürümeye başlayınca kaşlarını çattı.

"Dur, koşma!"

Onu dinlemeyip birkaç saniye içerisinde yanına vardım. Son anda tökezleyince ellerimle kollarına tutunmuştum. O da elleriyle dirseklerimi kavrayıp beni kendine doğru çekti. Ayakkabılarımızın uçları birbirine değerken ağırlığımı ona vermiştim. Başımı kaldırdığımda mavilerine ilk kez bu kadar yakından baktığımı fark ettim.

Gündüz DüşüWhere stories live. Discover now