1. BÖLÜM

1.7K 60 88
                                    

İlk bölüm senin için, bluedream-blacklife Seni seviyorum ❤

Hadi ama baba, daha klişe bir cümleyle başlayamaz mıydın?

"Bir hafta içinde toparlan Deniz, taşınıyoruz."

Babamın suratına alık alık baktım. Tepkimden korktukları aşikârdı, ama korkmalarını gerektirecek bir şey yoktu çünkü böyle bir şey asla olmayacaktı.

"Taşınmak mı?"

Annem başını onaylarcasına salladı.

"O ne? Yeniyor mu?"

Yüzümde sinir bozucu bir sırıtış vardı. Babam ikaz edercesine adımı söyledi. Babamın sinirlendiğini fark eden annem daha ılımlı bir sesle yaklaştı.

"Kızım, böyle olması ailemiz için daha iyi. Bunu konuşmuştuk."

Evet, bunu yaklaşık yedi-sekiz ay önce konuşmuştuk. Ben de kesin bir dille gitmeyeceğimi söylemiştim.

"Neye göre daha iyi anne? Kime göre?"

"Kızım Ankara kötü bir yer değil ki, pekala orada da mutlu olabilirsin."

Yüzüme reklamdaki kızın ifadesini yerleştirdim.

"Ne alakası var? Orada deniz yok anne!"

Hemen ardından kahkaha attım. Babamın bakışları hiç de hayra alamet değildi. Yüzümden gülümsememi silip ciddi bir ifadeye büründüm.

"Tamam güldük eğlendik şimdi ben odama çıkıyorum. Siz de taşınıyor musunuz ne yapıyorsanız benden uzakta yapın. Son sözüm budur, Ankaraya mankaraya gelmiyorum ben!"

Tam arkama dönüp kuul bir şekilde salonu terk edecekken babamın katı sesiyle olduğum yere çivilendim.

"Nihan Deniz Bayraktar!"

Yüzünü göremesem de gözlerinden x ışınları çıkardığını hissedebiliyordum. Yüzüme tatlı olduğunu umduğum bir sırıtış ekleyip uysalca tek ayağım üstünde arkama döndüm. Şansımı fazla zorlamıştım.

"Buyrun benim?"

"Cezalısın!"

💨

Annemin yüzüne bakmadan evden çıktım. Suratım fazlasıyla asıktı ve böyle olmama kızıyordu, beni anlamıyordu sanırım.

Cezamı fazla fazla çekiyordum. Bir haftayı iki güne indirip yıldırım taşınması yapmıştık. İnsanlar hayatlarının aşkını bulup yıldırım nikâhı kıyıyorlardı, ben hala muş.

Nereye gideceğimi bilmeden yürüyordum. İstanbul'da olsam direkt kendimi sahile atar, saatlerce yürürdüm. Şimdi nereye gideceğimi bile bilmiyordum. Önüme çıkan bir taşa gelişine tekme savurdum.

"Zaten bir kere de benim istediğim olsa ölürsün değil mi baba?!"

Sinirle bağırdım. Hatta şu an yolun ortasında sinirden ağlayabilirdim bile. Hayır anlamıyorum bir seneliğine düzen mi bozulurdu? Lise son sınıftım ve istediğim üniversiteyi kazanıp tekrar İstanbul'a dönecektim. Babama buraya hiç gelmeyip son senemi yurtta geçirmeyi teklif etmiştim ama kabul etmemişti. Bakmayın o gün öyle dalgaya vurduğuma, hiçbir zaman aileme karşı saygısız bir evlat olmamıştım. Zaten saygısızlık yaptıracak kadar rahat insanlar da değillerdi. İkisi de birbirinden otoriter insanlardı, ki bunu şuan Ankara'da oluşumdan anlıyorsunuzdur.

Şımarık ve ağlayarak istediğini yaptırabilen kızlardan olmadığım için şimdi bu boş sokakta yürüyordum. Pişman mıydım peki? Şımarık olmadığım için hayır, burada olduğum için evet.

Gündüz DüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin