17. Bölüm - Karmaşık Duygular!

En başından başla
                                    

“Kahve soğumuş olabilir değiştir istersen. Merak etme seni zehirlemem! Bu arada ben istediğimi alırım ama seninle geçireceğim zaman uzun onun için bu sadece bir uyarıydı! 

Kerem..”

Kas yığını! Kendime yeni bir kahve doldururken düşüncelerime dalıyorum her zaman ki gibi.. Bu adam kendini ne sanıyor? İstediğini alırmışmış! Hah sende âlemsin Zeyno adam seni kendi odasın götürmüş sen hatırlıyor musun bakalım? İstese istediğini de alırdı! Ne yapmaya çalışıyor bu? Benimle derdi ne? Ahh! Yandım! Düşüncelerim yetmezmiş gibi bir de sıcak kahvenin elime dökülmesi, tüm aksilikler beni bulur zaten! Elimi hemen sıcak suyun altına sokuyorum ama hiçbir yararı olmuyor. Acım bir türlü dinmiyor. Suyu kapatıp arkamı dönmemle beraber sıcak kahve fincanın yere düşüp kırılmasıyla her yer kahve oluyor. Elimin acısını takmayıp yere eğiliyorum ve kırık camları toplamaya başlıyorum. Hızla yerdekileri toplarken acıyla birlikte bir çığlık koparıyorum. Yere damlayan kanla birlikte midem tekrar bulanmaya başlıyor. Başım dönüyor. Elimi peçeteye sararak içeriye geçiyorum. Oturma odasına ulaştığım da çalan kapıyla o tarafa yöneliyorum. Elimde ki kanı gördükçe başımın dönmesi şiddetleniyor. Çalan kapıyı açıp karşımda Berk’i görmemle beraber kendimi yerde buluyorum daha sonra gözlerim yavaşça karanlıkla buluşuyor..

***

Gözlerimi açtığım da birkaç hafta önce ki gibi hastanedeyim. Bayılmadan önce ne olduğunu hatırlamaya çalıştığım da hemen elime bakıyorum. Dikiş atılmış bir şekilde sargıda!

“Canım! Uyanmışsın iyi misin?” diyor Yağmur başımda dikilerek

“Yine ne oldu.” Diyorum dalga geçerek

“Hatırlamıyor musun Zeynep?” diyor Berk diğer tarafımdan bana bakarken

“Ben kapıyı çaldım sende beni görmenle bayıldın elin kanıyordu ve bende seni hemen hastaneye getirdim. Kan görüce bayıldığını bilmesen beni görünce bayıldığına sanacağım.” Diyor Berk alay ederek

 

“Ha ha gerçekten de çok komiksin Berk! Aaım ama şey yani teşekkür ederim beni hastaneye getirdiğin için.”

“Ve kahraman iş başında!” diyor Kerem kapının yanında dururken

“Zeynep abya! Biz şimdi geydik. İyi mişin? Şeni yanyız bıyakmamalıydım..” diyor Defne elimi tutarak

“İyiyim tatlım ben! Hem bak iyileştim bile..”

 

“Belli baya iyileşmişsin..” diyor Kerem pis pis sırıtarak

“Zeynep nasıl oldu bu canım?!”

“Valla onu Kerem’e sormak gerek. Bence bunun cevabını en iyi o biliyordur. Değil mi Kerem!”

“Kerem mi? Kerem ne alaka prenses evde o yoktu yanlış hatırlamıyorsam.”

 

Ya Sen Olmasaydın? (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin