2.BÖLÜM - KARARLAR

En başından başla
                                    

Melis’in söyledikleriyle Kerem’in ağzındaki kahveyi püskürtmesi bir oluyor.

“Ke-Kerem ne oldu? Bir şey mi oldu? İyi misin?”

“N-Nasıl evlendin ya? Ne demek evlendim kızım? Kiminle evlendin, benim niye haberim yok evlendiğinden?!”

Kerem’in ardı ardına kesilmeyen soruları Melis’in koca bir kahkaha atmasına neden oluyor.

“Ya Kerem sakin ol lütfen anlatacağım her şeyi.”

Kerem şaşkın ve meraklı gözlerle Melis durumu anlatmasını bekliyordu. Ama Melis’in az önceki neşesi kaçmış, bir anda yüzü suçlu bir çocuk ifadesine dönüşmüştü

“Biz 5-6 ay önce falan evlendik işte.. Şey yani aslında sen benim kocamı tanıyorsun yani öyle ya.” diye gevelemeye başladı Melis.

“Melis lafı daha dolandıracak mısın?!”

“Aksel, Aksel Varol.” diyor Melis hemencecik.

Kerem şaşkın ve meraklı yüz ifadesi yerini, kızgın ve buruk bir yüz ifadesi alıyor.

“Aksel? Bizim Aksel? Benim en yakından arkadaşlarımdan biri olan Aksel?'' diye tekrarlıyor Kerem Melis’e bakarak.

“Evet.” diyor Melis buruk bir ifadeyle bakan Kerem’e.

“Aslında biz sana haber verecektik ama çok ani bir karardı zaten. Dedim ya 5-6 ay falan oldu. Sen o sıralar Amerika’daydın ve telefon numaranı değiştirmiştin sana ulaşmak istedik ama ulaşamadık .”

Melis bir çırpıda söyleyivermişti her şeyi. Kerem’in yüz ifadesini ise hiçbir şekilde çözemiyordu. Üzgün müydü? Yoksa kızgın mı? Melis yüz ifadesini çözmeye çalışırken Kerem konuşmaya başladı.

“Hayırlı olsun ııağmm ne diyeyim bilemedim şimdi.” diyor Kerem gülümsemeye çalışarak.

“Teşekkür ederiz canım.” Diyor Melis o sırada saatine bakıyor. Saatin 7’ye geldiğini görünce Kerem’e dönerek,

“Kerem ben kalkayım ben artık malum Zeynep’e uğrayacağım.” diyor.

“Hı-hı tamam Melis sonra konuşuruz hatta bir akşam yemek yiyelim eski günlerde ki gibi sen, ben, Aksel, Can falan.”

“Tamam, çok harika olur hem de.” diyor Melis. Kerem’in yanağından bir öpücük alıp, hemen kafenin kapısına doğru ilerliyor.

-ZEYNEP-

 

Uzun bir boğaz havası aldıktan sonra saate bakıyorum baya bir geç olmuş. Hemen eve gitmeliyim yoksa Melis gelir de beni evde bulamazsa kaç gün söylenir. Bir taksiye binip eve gidiyorum. Kısa bir yolculuk sonrası eve varıyorum hızlıca merdivenlerden çıkıp kapıyı açıyorum, kapıyı açar açmaz yemek kokuları geliyor burnuma, şaşırıyorum bir anda; eve hırsız girdi baktı alacak değerli bir eşya yok 'en iyisi sevabına ben bir yemek mi yapayım' dedi ki. Off Zeyno kızım saçmalama boğaz havası ve işsizlik seni baya iyi çarptı anlaşılan. Merakla ayaklarımı hemen mutfak tarafına çeviriyorum mutfağa girmemle karşımda gördüğüm manzarayla şoka giriyorum –bugün daha neler olacak listeme mutfak kısmını da eklemeyi unutmayayım da- mutfakta Yağmur var ve yemek yapıyor. Yağmur benim kuzenim Yağmur, mutfak bizim küçük sevimli mutfak -tanıştıklarına memnun oldular- Siz şimdi diyeceksiniz ki neden bu kadar şaşırdın Zeyno ?! Yağmur yemek yapmayı bilmez bırakın yemeği, mutfağın yolunu bulduğuna bile inanamıyorum, o derece uzak bu konulardan. Ama şimdi mutfakta Yağmur var başımıza taş yağacak! Ben düşüncelerimle boğuşurken Yağmur’un beni çimdiklemesiyle acı bir çığlık koyuveriyorum.

Ya Sen Olmasaydın? (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin