Esra düşünmeden başını iki yana salladı. ''İnsan sevdiği adamın olmaktan korkar mı?''

Emre için bu cevap yeterliydi. Koskoca adam birazdan burada eriyip yok olabilir ya da yanıp kül olurdu. Bu kadın onu öldürüyordu.

Bu sefer Esra kocasını öpmeye başlamıştı. Esra yatağa iyice yerleşirken Emre üzerinde ki yerini aldı. Ah sonunda Esra gerçekten onun olacaktı. O da Esra'nın.

Bedenleri birbirine karışırken ikisinin aklında da iki kelime vardı.

''Sonsuza Kadar.''

--

Ertesi sabah Esra yüzüne art arda bırakılan öpücüklerle gözlerini açmıştı. Biri yanağına biri dudağının kenarına biri alnına derken yüzünde öpülmedik yer bırakmayan kocasına bakmak için gözlerini açtı. Emre sonunda uyanan karısına kocaman gülümseyerek tam hedef yerine dudaklarına kocaman bir öpücük bıraktı. Bunun için Esra'nın uyanmasını bekliyordu çünkü o uyurken dudağını öperse karşılık veremeyecekti bu da Emre'yi sinir edecekti. Şimdi istediği gibi uzun uzun karısını öpebilirdi.

Esra ise uyku sersemi olsa da uyandırılış biçiminden gayet memnun kalmıştı. Her sabah böyle uyandırılsa nolurdu ki?

Öpüşmeleri daha da alevlenirken, Esra kendini Emre'ye bastırmaya başlamışken gelen karın guruldama sesi ile bütün romantizm yerle bir olmuştu.

Esra utancından yerin dibine girebilirdi.

Emre gülmemek için dudaklarını ısırdı.

''Ama napıyım dün kahvaltıdan beri bir şey yemedim acıktım.'' dedi Esra sitemle.

Emre ise başını iki yana salladı. ''Karıcım gayette yedin ya bütün gece.''

Esra anlamayan gözlerle Emre'ye baktı. ''Ne yedim?''

Emre kocaman bir kahkaha attı. Köprücük kemiğindeki ısırık izini gösterdi Esra'ya. Esra morarmaya yüz tutan ısırık izini gördüğünde gözlerini kocaman açtı. ''Bunu ben mi yaptım? Ne ara yaptım?''

Emre düşünür gibi başını kaldırdı. ''Imm tam olarak şöyle olmuştu sen gözlerini kapatıp odaklanmışken ben birden-''

Esra kulaklarını kapatarak çığlık attı. ''Emre tamam lütfeen sus.''

Emre gülmelere doyamıyordu. ''Tamam sustum hadi kalk seni doyuralım.''

Duş alıp üstlerini giydikten sonra kahvaltıya inmişlerdi. Kahvaltı gezmeler derken bir gün daha bitmişti. Esra bir peri masalının içindeydi ve bitmesinden her an korkuyordu. Sanki bir şey olacakmış korkusu hep vardı. Başını iki yana sallayıp bulunduğu anın tadını çıkardı. Geldikleri ilk gece sahne alan grup yine sahnedeydi. Bu sefer Esra kendi gidelim diye ısrar etmişti. Onların geldiğini gören Erdem yine bir iki Türkçe şarkı söylemişti.

Günler güzeldi on beş gün geçmiş dönmeye niyetleri yoktu. Sadece insanlara yaşadıklarını haber vermek için telefonlarını açıyor sonra kapatıyorlardı.

Ama Emre bu sefer telefonu açtığında Savaş'tan gelen yüz küsür arama ile telaşlandı. Bugüne kadar uyuz etmek için bile aramayan adam şimdi neden bu kadar çok aramıştı? Emre hemen Savaş'ı arayıp açmasını bekliyordu.

"Alo Emre hemen buraya gelmeniz lazım . "

--

''Sarışın saçmalıyorsun ama benim gibi baba olmaya aday adamı napsın genç çıtır kızlar.''

Sıla'nın dolmuş gözleri daha da dolabilirmiş gibi dolmaya devam ediyordu. ''Ha yani ben yalan söylüyorum Savaş peki. Bir de kızların çıtır olduğunu anlayacak kadar inceledin onları ona da peki. Neyse biz de bebeğimle buradan çok uzaklara gideriz.''

KİRLİ MİRAS  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now