KM-35

12.5K 906 118
                                    

Kırk beş dakika sonra Emre kapıdaki onu engelleyen oflayan kadınlara aldırmadan içeri girdi.

"Kına dediniz tamam bu kadar bitti. Karımı daha fazla meşgul etmeyin. " Esra'nın elinden tutarak çıkışa yöneldi. Esra ise bu kadar kadının arasından çekilip çıkarılması ile utanmıştı.

"Emre ne yapıyorsun?"

"Gidiyoruz aşkım. Çok sıkıldın sende biliyorum."

Artık kimse engel olmaya da çalışmıyordu. Sıla'nın öncülüğünde herkes oynamaya geri dönmüştü.

Esra ise kocası tarafından kendi kınasından kaçırılmıştı.

''Ne düşünüyorsun öyle kara kara aşkım?'' Sıla derin derin düşüncelere dalmış kocasını ilk defa böyle görüyordu. Savaş hiçbir zaman derinlere dalmazdı ki?

Savaş eline dayadığı başını kaldırarak diklendi. ''Hiçbir şey bebeğim. Acıktın mı sen?'' Savaş konuyu bir güzel kıvırıp Sıla'nın aklını dağıtmak için yemeği kullanmıştı. Çünkü karısı bu aralar tabiri caizse 'ayı' gibi yiyordu. Tabi Savaş bunu asla Sıla'nın yanında dillendirmiyordu. Yoksa Sıla onu mahvedebilirdi.

Sıla çoktan Savaş'ın dalgınlığını unutmuş yemeğe odaklanmıştı başını onaylar anlamda sallayarak dinlenmek için üçlü koltuğa oturup gözlerini yumdu.

Savaş yemekleri söyledikten sonra karısının oturduğu üçlü koltuğun uç tarafına geçip oturdu. Diğer uçta oturup gözlerini kapatmış, bir yandan da bir eliyle hafif tümsek olmuş karnını tutup dinlenen Sıla'yı elinden tutup kendine doğru çekiştirdi. Sıla itiraz etmeden kocasının onu çekmesiyle kucağına oturdu. Sıla'nın sırtı koltuğun kenarında, bacaklarını da koltuğa uzatmıştı. Başı da kocasının boynundaydı. Hamileliğinin başlarında olmasına rağmen çok çabuk yoruluyor hemen uykusu geliyordu. Hele bulantıları hadsafhadaydı. Savaş her ne kadar çalışma diye itiraz etse de evde boş boş oturmak da Sıla'ya göre değildi. Hayatının her döneminde çalışmış bir insan oturamazdı ona göre. Otursa ne yapacaktı? Evde kayınvalidesi ve annesiyle birlikte daha cinsiyeti belli olmayan bebeğine yelek mi örecekti?

Savaş karısının sarı saçlarını kokluyor bir yandan da demin üzerinde Sıla'nın eli olan göbeğinde ellerini gezdiriyordu. Karısı yorgun olduğu için gözleri kapalıydı hala ama Savaş hiç yorgun değildi. Sadece açtı. Her anlamda.

Sıla'nın karnının üzerinde olan eli yavaş yavaş aşağı inerken Sıla Savaş'ın elini yakalayıp karnının üzerine geri çıkardı. Savaş bir şey demedi, yapmadı da. Sadece bekledi. Beş dakika sonra tekrar eli aşağı iniyordu ki Sıla tekrar elini yakalayıp karnının üzerine koydu.

Savaş pes etmeyecekti. Bu sefer de eli göğüslerine doğru çıkarken Sıla kafasını gömdüğü yerden kaldırıp gözlerini açtı. Kocasının kara gözlerine dikti gözlerini.

"Savaş?"

Savaş bir şey olmamış gibi gayet masumca "Söyle sarışın?"

"Ne yapıyorsun?"

Savaş Sıla'nın güzel yüzünü seyrediyordu. Sahi bu kadın neden bu kadar güzeldi. Umarım sadece bana güzeldir diye düşündü. Başkasına güzel olamazdı!

"Karımı ve bebeğimi seviyorum aşkım."

Sıla bu adamla ne yapacağını bilmiyordu. Aşkından ölüyor kızamıyordu bile.

Gülümsedi Sıla. "Severken elin kolun rahat dursun o zaman aşkım."

"Ama ama-"

Savaş'ın cümlesini tıklatılan kapı bölmüştü. Sıla kocasının kucağından kalkmaya yeltenmişti ama Savaş izin vermemişti. Çünkü onun karısıydı istediği gibi davranabilirlerdi.

KİRLİ MİRAS  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now