KM-17

15.5K 1K 154
                                    

Bence şarkıyı dinleyerek okuyun  😭

Ertesi sabah Esra uyandığında telefonunda Emre'den gelen bir mesajı gördü. Annesinin rahatsızlandığını belirten bir mesajdı. Esra endişe ile apartopar hazırlanıp yazdığı adrese gitti.

Ayşe Hanım a bir şey olması onu çok üzerdi. İyiden iyiye alışmıştı. Emre'nin verdiği oda numarasını bulup aceleyle aralık kapıdan içeri girdi.

Yatağa uzanmış hastane kıyafeti ile bir Pelin ve kapıya arkası dönük Pelin'in üzerine eğilmiş onu öpen Emre vardı. Ayşe Hanım falan yoktu burada.

Esra ses çıkarmadan aralık kapıdan girdiği gibi çıktı.

Esra o günden sonra Emre ile arasına görünmeyen bir duvar örmüştü. Zaten o duvarın her zaman olması gerektiğini yeni idrak etmişti. Bir yemek hazırlama ile samimiyet o kadar ilerlemezdi değil mi? Ve ayrıca Emre genç ve bekar bir adamdı, Pelin'in de ona olan ilgisi ortadaydı öpüşebilir koklaşabilirlerdi bundan Esra'ya neydi ki? Tabiki de Esra'yı ilgilendirmezdi ama gözüne sokar gibi attığı o mesajın da anlamını çözememişti. Neden Ayşe Hanım'ı ortaya sürmüştü ki? Çok saçmaydı, kiminle öpüşmüş Esra'yı ilgilendirmiyordu sonuçta. 

Neyse ne diye düşündü. İsteyen istediği ile birlikte olabilirdi. Zaten Emre'nin de pek umrunda sayılmazdı Esra'nın ona olan soğuk tavırları. Esra ne kadar uzaklaşmaya çalışırsa Emre'de ona o kadar yardım ediyordu. Sanki birbirlerinden uzak kalmaya anlaşmış gibiydiler.

Ama durum Esra'nın sandığından farklıydı. Emre, Esra'nın ona olan tavırlarına bu tepkiyi gösteriyordu. Geçen akşam birlikte güzel bi yemek yerken birden Esra'nın öyle modunun düşmesi Emre'ye uzak durması gerektiğini anlatır gibiydi. E tabi kız da haklıydı o kadar öküzlük bir yemek yapma ile unutulmazdı.

Esra unutmuştu ama yaşanan bazı olaylardan Emre'nin haberi yoktu işte.

"Hayatım." Pelin pervasızca kapıyı tıklatma gereği bile duymadan Emre'nin odasına dalmıştı.

Emre ise o dakikalarda işinin en can alıcı noktasındaydı. "Kaç kere daha uyaracağım seni Pelin?"

Pelin Emre'nin koltuğuna kadar ilerlemiş masanın üzerine oturmuştu. Yüzü Emre'ye arkası kapıya dönüktü.

"Ne konuda hayatım?"

"Bu konuda Pelin. Daha fazla sinirlerimi oynatma artık. Sana aramızda bir şey olmayacağını sırf eski arkadaşlığımızın hatrına burada çalıştığını söyledim ama hala bunu anlamamakta ısrarcısın!"

Pelin hiç bozuntuya vermeden Emre'ye gülümsedi. "Ama biz öpüştük."

Emre de bu cümlenin ardından gülmüştü ama sinirden. "Ne saçmalıyorsun sen?! Kendini hastayım diye acındırıp beni ayağına çağırdın sonra da zorla öptün! Bunun neresi sana aramızda bir şey olduğunu hissettirdi?"

Pelin'in bir kalbi olsaydı elbet bu cümlelere alınırdı ama o hala Emre'nin onu sevdiğini sadece kabullenemediğini düşünüyordu. E tabi aklını Esra karıştırıyordu her şey bu yüzdendi.

"Emre bak biz birbirimizi seviyoruz."

Emre'nin sinirleri boşalmıştı artık sinirle ayağa kalkıp bağırdı. "Yeter çık dışarı!"

Pelin bugünlük daha fazla Emre'nin üzerine gitmek istemediği için kapıyı açıp dışarı çıktı. O çıkar çıkmaz içeri Sıla girmişti.

"Emre Bey üzgünüm yanlış bir zamanda geldim sanırım ama Sarp Bey'in projesinde her şey tamama yakın. Geriye sadece iç tasarım kalıyor."

Emre Sıla'dan duydukları ile memnun olması gerekirken pek olamamıştı. Çünkü Sarp ve Esra'nın birlikte çalışması fikri onda huzursuzluk yaratıyordu.

KİRLİ MİRAS  (TAMAMLANDI)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum