KM-4

20.1K 1.2K 98
                                    

Esra duyduklarına anlam veremiyordu. Çetin Bey öz amcası değildi ama yinede ondan vazgeçmemişti. Ne yapacağım diye kendi kendine düşünürken kapının ardından Emre de duydukları ile şoktaydı.

Bir de bu kız öz kuzeni değil miydi ?

Emre aniden kapıyı açarak içeri girdi.

''Bir de bu kız öz kuzenim olmamasına rağmen mi babam miras bırakacaktı!'' dedi bağırarak. Şuan ölen babasına sadece öfkesi vardı.

Ayşe Hanım oğlunun bu çıkışına sinirlenerek ayağa kalktı bir hışımla. ''Bu nasıl hadsizlik Emre! Babanın cenazesinde, babanın emanetine terbiyesizlik! Çık dışarı!''

Esra her ne kadar Emre'nin sözlerine sinirlense de cenazede anne oğlun birbirine düşmesine izin veremezdi. Yerinden kalkıp Ayşe Hanım'ın yanına yaklaştı.

''Önemli değil Ayşe Hanım, siz kendinize iyi bakın Cemre'ye de. Ben gideyim.''

Esra kapıya doğru ilerlerken Ayşe Hanım arkasından seslendi. ''Ne münasebet! Kalacaksın burada kızım, sen bana hem en yakın arkadaşımın hemde hayat aşkımın emanetisin. Öz be öz kızım olmaman seni kızlarımdan ayırt edeceğim anlamına gelmez.''

Esra'nın içi Ayşe Hanım'ın söyledikleri ile sımsıcak olmuştu ama yine de burada kalmayı uygun görmemişti. Esra ağzını açıp bir şeyler söyleyecekken Emre onu susturmuştu.

''Hah birde nüfusumuza alalım anne!''

Ayşe Hanım oğluna döndü. ''Babanın yaptığı hatayı yapıyorsun Emre. Çok pişman olacaksın, sus.''

Esra yaşlı kadını üzmek istemiyordu ama burada da kalmak istemiyordu. Bu adamın yanında çevresinde dahi bulunmak istemiyordu. ''Ayşe Hanım ben tekrar gelirim ileride şimdi gideyim lütfen bir de bunları takmayın kafanıza.''

Diyerek anne oğula laf bırakmadan geldiği kapıdan çıkıp gitmişti. Gitmesi uzaklaşması gerekiyordu, her ne kadar mirası kabul etmese de Ayşe Hanım'ın yanında ona destek olmayı artık kendine görev bilmişti Esra. Tabi Cemre'ye de olabildiği kadar destek olacaktı. Emre ise, kendi halinde ne yaparsa yapsındı.

Emre çıkıp giden Esra'nın ardından annesine döndü. ''O kızın yanında bana bağırmak ha?! Anne elin kızı için oğluna babasının cenazesinde bağırıyorsun farkındasın değil mi?''

Ayşe Hanım sesini sakin tutmaya çalışarak cevap verdi. ''O el dediğin adam olmasaydı şuan sen olmazdın biliyorsun değil mi? Adnan'ı tanısaydın şu kelimelerin hiçbirini söyleyemezdin. Bizim hatalarımız olmasaydı şuan o kıza gayette kuzenim diyerek Savaş'tan ayırmayacaktın. Bu öfken niye oğlum? Neden o kıza tahammül edemiyorsun?''

Ayşe Hanım bir şeylerden şüpheleniyordu çünkü oğlu asla para için bir kıza bu denli kötü davranmazdı.

''Anne para umrumda değil.'' dedi annesinin düşüncelerini okuyormuşcasına. ''Benim tek derdim kurduğum düzenin bozulmaması. Ortak istemiyorum anladın mı? Karar verirken iki kişi olmak istemiyorum.''

Ayşe Hanım derin bir nefes aldı. ''Buna sen karar veremezsin. Hayatımızdaki o gün yaşanmasaydı o aptal iftiralara baban bir saniyeliğine bile inanmış olmasaydı şuan zaten iki kişi karar verecektiniz. İyi düşün Emre ve bu duruma alışmaya başla. O kıza yaptığın her kötü muamele de karşında beni bulacaksın.'' diyerek oğlunu oda da yalnız bırakarak aşağı inmişti Ayşe Hanım.

Emre ise iyice köşeye sıkışmıştı.

Esra'da eve geçmiş taziyenin bitip mezarlığa geçme saatini bekliyordu. En azından oraya da gitmeliyim diye düşündü. En kötüsü de gömülme zamanı değil midir zaten? Sevdiğinin toprak olması.

KİRLİ MİRAS  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now