KM-19

15.6K 1K 71
                                    

Sıla konuşan Esra ile Pelin'i görünce arkadaşını kurtarmak için yanlarına gitti arkadaşına sarıldı. ''Gel sabah çayını birlikte içelim.''

Pelin'i orda bırakarak ikili Sıla'nın odasına doğru gitmeye başladı. ''Bu kızda çok oldu artık hem abuk sabuk hareketler hem Emre'yi zorla öpmeler.''

Esra Sıla'nın söyledikleri ile durdu. ''Ne dedin sen?''

Sıla pot kırdığını anlamıştı. ''Geçen gün duydum Emre Pelin'e bağırıyordu beni zorla öpmüş olman bizi çift yapmaz falan.''

Esra uzun süredir böyle güzel haber almamıştı. İşte şimdi günü yeterince güzelleşmişti. 

Emre günler geçtikçe kendini durmadan Esra'nın yanında buluyordu. Esra'nın Cemre konusundaki yardım ve desteklerinden sonra onun varlığına şükretmiş, hep yanında olsun istiyordu. Sanki o olmazsa hiçbir zorluğu atlatamayacakmış gibi. Ayrıca Esra'nın kendi sözünü dinleyip Sarp'ın yanına gitmemesi, mimarı göndermesi de onu ayrıca mutlu etmişti. Esra'nın yaptığı ufak şeylerden, onun lafını dinlemesinden sebepsizce mutlu oluyordu. Tabi bu mutluluğun asıl sebebini biliyordu lakin bunu ne kendine ne de Esra'ya itiraf edecek gücü vardı. Ona göre olmaması gereken duygulardı. Belki de Esra doğru insandı ama içindeki ufacık şüphe o kaybetme korkusu aklına düşünce kendini umutsuz hissediyordu. Bir kez daha kaybetmeye dayanamazdı bunu Cemre ile yaşadığı olaylar da tecrübe etmişti.

Henüz odasındayken kendini yine Esra'nın kapısında buldu. Bu sefer ne bahane uyduracaktı?

Daha fazla kapıda bekleyip rezil olmamak için kapıyı açmaya yeltenmişti ki Esra birden kapıyı açtı ve karşısında Emre'yi bulunca kaşları istemsizce yumuşadı.

"Ah bende tam sana geliyordum."

Emre derin bir oh çekmişti. Bahane bulmasına gerek kalmamıştı çünkü Esra zaten ona gelecekti. Acaba neden gelecekti? Yüzüne gülümseme yayıldı.

"Hayırdır beni mi özledin?"

Esra gözlerini devirdi. "Hıhı ne demezsin."

Emre onun bu tavrına bozulsa da hemen kendini toparladı. "Ee?" Dedi umursamazca.

"Cemre bugün bize gelsin diyecektim biraz kız kıza sohbet edelim. Ela'yı da çağırmak isterdim ama geleceğini pek sanmıyorum. Sıla gelir herhalde." Hem kafasında planları oturtuyor hemde Emre'ye anlatıyordu.

"Evet Ela gelmez. O zaman ben akşam bırakırım Cemre'yi."

Emre'nin onaylanmasından sonra Esra gülümseyerek "Teşekkür ederim." Dedi.

Emre onu güldürmüş olmanın verdiği mutlulukla o da gülümsedi.

Esra odasına geri girecekken aklına gelenle durdu. "Ha bu arada sen neden gelmiştin?"

Zaten unutsan şaşardım diye geçirdi içinden. "Önemli bir şey değildi unuttum." Diyerek arkasına dönüp odasına doğru ilerledi. Her saat başı Esra'yı görmeye gidiyordu ve bu saatin görüş süresi de bitmişti.

Akşam vakti Emre hava kararmadan işten çıkıp Esra'ya verdiği sözü yerine getirecekti. Esra ondan bir şey istemişti ve bunu onu çok bekletmeden yapmak istiyordu. İş yerinden çıkmadan önce Cemre'ye hazır olmasını belirten bir mesaj atmış kendisi de arabasına atlamıştı.

Arabayı kullanırken başını sağa sola salladı. Şuan bir robot gibi resmen Esra'nın dediğini yapmak için işini yarım bırakıp erken çıkmıştı. Bu hayra alamet değildi, doğru değildi ama kendisine engel olamıyordu. Bir kere Esra onu neden istesindi ki? Bugüne kadar ona düzgün davrandığı tek bir gün olmuş muydu?  Aralarındaki ilişki durmadan kavga gürültüden ibaretti. Sadece bu son zamanlar Cemre için ikisi de alttan alıyordu o kadar. Tabi Emre'nin alttan almasının bir sebebi de Esra'ya olan ilgisiydi onu kırmamak istemeseydi.

KİRLİ MİRAS  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin