KM-16

15.2K 1K 171
                                    

"O A ile başlayan kelimeyi kullanmak istemiyorum ama kendini kandırma. Git kızdan özür dile."

"Bakarız"

"Hadi git bakarız deme bana."

"Oğlum karı gibi başımın etini yiyorsun."

"Hadi Emre."

Emre Savaş'ın zoruyla gidiyormuş gibi görünse de Esra'nın odasına gitti. Kapıyı çalıp içeri girdiğinde gördüğü durumla aslında ne kadar büyük bir yanlış yaptığını fark etmişti.

Emre, Esra'nın odasına kapıyı çalarak girmişti ama içeri girdiğinde gördüğü manzara kapıyı çalmasının bir anlamı olmadığını gösteriyordu. Çünkü Esra kapıya arkasını dönmüş, omuzlarının sallanmasından belli olduğu gibi ağlıyordu. Emre kendine lanet etti. Dünyanın belkide en güçlü kızını bile ağlatmayı başarabilmişti. Normal zamanlarda ağlayan kızlardan nefret ederdi ama bu kızın gözyaşlarının sebebi kendiydi.

Şuan bir şeyler söylese bile olay taze olduğu için kendini ifade edemeyecekti o yüzden odaya girdiği gibi sessizce çıktı. Aklında başka planları vardı.

Esra da kendini hiç iyi hissetmiyordu bi ara şirketi terk etmeyi hatta bu şehri terk etmeyi bile düşünmüştü ama sonra kendini bilmez, cümlelerinin nereye gideceğini hesap edemez biri yüzünden böyle bir şey yapmayacaktı.

Evet o eski sakin hayatına göre şuanki hayatı çok hareketliydi hatta Esra'yı çok değiştiriyordu bazen tahammül edemeyeceği noktalara geliyordu ama bunu başarmalıydı.

Oturduğu yerden kalkıp eve gitmeye karar verdi. Bir duş bir uyku kendini daha iyi hissetmesini sağlardı.

Ama odadan çıktığında gördüğü kişi ile bu durum biraz daha erteleneceğe benziyordu.

"Ooo patroniçe hanım da sonunda odadan çıkmış. Ağladın mı sen?"

Pelin yine o koca ağzını yaya yaya konuşmuştu. Ve sanki karşısındaki kırk senelik ahbapıydı.

"Üslubunuza dikkat edin Pelin Hanım ben sizin kankanız değilim. İyi günler."

Esra sertçe verdiği cevaptan sonra gitmeye hazırlanıyordu ama Pelin kolundan tutup onu durdurdu. "Yoksa gözyaşların karşılık bulamadığın aşkın için mi ? Sahi Esra, Emre'nin de seni seveceğini falan mı düşündün?"

"Ne diyorsun sen?! Kapat çeneni git başkasına akıt zehrini!"

Pelin iğrenç bir kahkaha attı. " Aa çok ayıp Esra Hanım Üslubunuza dikkat edin. " sonra birden yüzü ciddileşti. "O hayallerini de topla git buradan. Emre asla seni sevmeyecek anladın mı o benim." Pelin'in büyük bir hırsla söylediği cümleler Esra'nın içinde bir yerleri kırsa da hiç bozuntuya vermeden kolunu sürtükten kurtardı.

"Tam birbirinize göresiniz işte. İkinizde bencil, kaba, huysuz daha terbiyemi bozmaya değmeyecek bir sürü kelime. Ne sen ne de Emre umrumda değil sen git önce dudaklarının dolgusunu yenilettir. Botoxun da bozulmuş."

Esra hem Emre'ye biriktirdiklerini hemde Pelin'e en başından beri söylemek istediklerini bir çırpıda söyleyip gitmişti. Pelin şoktan kızın gittiğini bile fark etmemişti. Hemen çantasından çıkardığı ayna ile yüzünü inceledi. Dudak dolgusu gerçekten gitmeye başlamıştı!

Esra biraz olsun içini rahatlattığı için, göğsündeki sıkışmadan kurtulmuştu. Şimdi daha rahat nefes alıp daha mantıklı düşünüyordu. İlk defa anne ve babasından sonra biri yüzünden ağlamıştı ve bu kişi de hiç değmeyecek biriydi.

KİRLİ MİRAS  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin