21.Bölüm"Terk Edilmiş"

2.3K 162 13
                                    


2.Kısım şarkısı- David Guetta/She Wolf
Yazardan küçük bir spoiler :)

------

Karşımda benim bebek halim var. Saçlarım henüz kısacık. Gözlerim ise aynı koyulukta bir mavi renk ile dolmuş. Ben daha bir yaşlarındayım. Etrafımda alevler var. Daha ayakta duramıyor olduğum yerde yatıyorum. Kaçacak yerim yok. Ama kaçacak gibi de görünmüyorum. Arkadan yedi kurt görüldü. Hepsinin gözleri farklı renkte ve parlaklıkları alevleri aşıp bana kadar geliyor.

Şimdi de aynı halimdeyim. Bir yaşındaki küçük ben. Fakat yıkık dökük bir kulübedeyim. Karşımda doğrudan bana bakan bir çocuk var. Dokuz yaşlarında gibi. Siyah saçlı ve benim aksime açık mavi renginde gözleri var. Sadece bana bakıyor. Fakat içinde bir umutsuzluk, üzüntü ve korku var. Ben ise bana doğru eğilmiş olan çocuğun saçları ile oynuyorum. Gözlerimin içine bakıyor. Bir şeyler demeye çalışmıyor bile. Onu tanıdığımı sanmıyorum. Küçük ben de onu tanımadığını davranışlarından belli ediyor. Fakat onun beni tanıdığı da belli oluyor...

Bir müşterinin bana bağırarak seslenmesi ile gördüklerimden kurtuldum. Ona baktım o da bana bakıyordu. Aklıma siparişini vermem gerektiği gelince tepsiyi alıp hızlıca müşterinin yanına gittim.

"Özür dilerim. Buyrun." Dedim ve önüne koydum. O ise bana bir şey demeden, ben dükkanın arka tarafına doğru gittim. Bu kaçıncı oluyor acaba. Neden bu kadar kolay hayallere dalıyorum? Böyle gidersem burada da kalmayacağım.

Arka taraftan da götürmem gereken siparişleri aldım ve iki elim dolu bir şekilde ön tarafa geçtim. Dengemin iyi olması buna yarıyor. Teker teker dağıtmak bana eğlenceli geliyor. Sonuç olarak koşmayı da severim. Sipariş alma işini ben yapmıyorum. Neden derseniz bir keresinde adamdan sipariş alıcam diye laf yarışına girmiştim ve müşteri kaybetmemize neden olmuştum. Azarını da işittim zaten. Ben de dağıtmak için uğraşıyorum. On beş yaşındaki bir kız ne kadar iş yapabilir ki? Ben bile yapabileceğimden fazlasını yapıyorum. Üst üste azar işitmeye alıştım aslında.

Nihayet çöp gibi de olsa evime geldim. En son Ayaz ile karşılaştığımda sinirden onu tüfekle kovalamayı bile düşündüm. Benim insan olduğum doğru ama beni terk etmesi de gerekmezdi. Benim insanlar arasında kalmamı istedi. Sözde işleri varmış birkaç ay içinde döneceklermiş. Ben de o yüzden yine bir başıma kaldım. Ara sıra çiftliğe gidiyorum bazen de Atılgan ile çitler arasından konuşuyorum. Gece zaten kafasına göre takılıyor.

Ara yıl tatiline girdik. Herkes tatile gitti. Sonuç olarak yalnızım. Geçim sıkıntım olduğundan dolayı da iş buldum ve çalışmaya başladım. En azından aç kalmıyorum. Aslında düşününce Ayaz'ı tüfekle kovalamak şu an çok cazip geldi. Resmen ölüme terk etti. Döndüğünde ona söyleyecek laflarım var.

Gördüğüm hayale gelirsek bu aralar hep kendimi ya Ayaz ile yada tanımadığım çocuk ile görüyorum. İşin tuhaf kısmı Ayaz ile iken bu yaşlarımda oluyorum. Diğeri ile iken hep bir yaşlarında oluyorum. Bu oldukça tuhaf. Belki de geçmişimi görüyorumdur. Gerçi artık gördüğüm ğer şeye inanacak bir hal aldım.

-----

Kırdığım tabaklar yüzünden azarlanmaya devam ediyorum ama galiba bu sefer işim zor. Bana bulaşık yıkatmamaları gerektiğini söylemiştim.

Bağırarak konuşmaya başladı "Daha ne kadar bize zarar vereceksin? Söyle de bilelim!" Ben ise sessiz kalmayı tercih ettim. Aslında düşününce kızmakta haklı.

Konuşmayacağımı anlayınca devam etti "Şimdiki mazeretin ne?"

Ben de alçak bir sesle "Ben beceremediğimi söylemiştim. "Dedim.

Özgürlük SeninleDonde viven las historias. Descúbrelo ahora