23.Bölüm"Gizli Yardımcı"

2K 162 16
                                    


Hastanenin koridorunda beklemek bu kadar sıkıcı mı oluyordu. Kardelen için gelmiş olmamız buradan çıkmamak için tek sebebim.

Annesi bir o yana bir bu yana yavaşça yürüyor. Endişelenmesi oldukça normal. Babası zaten hangi avların peşindedir acaba? Tolga başından beri buradaydı. Onun haricinde Yonca ve Eylül de geldi. Can ise şu an babası ile şehir dışındaymış. Kardelen'in durumu iyi. Fakat şu an onu göremiyoruz.

Benim aklım ise Ayaz'da. Bunu onun yapmış olmasını kabullenemiyorum. Ama kurt eşyalarını çalmanın onların işi olduğunu biliyorum. Ayaz neden bir insana saldırsın? Kanıtlar bunu onun yaptığına işaret. Ben ise buna inanmak istemiyorum. Bana da ihanet etmiş olur.

Tolga ikimiz arasındaki konuşmayı başlattı. "Bunu bir kurdun yaptığı kesin ama tuhaf."

"Nasıl yani?" dedim anlamayarak. Nasıl bir tuhaflık?

"Bu bence gösteriş amaçlı yapılan bir ısırık. Çünkü çok büyük bir yara olmasına karşın derin değil. O boyuttaki bir ısırığı güçlü bir şekilde yapsaydı Kardelen şu an yaşıyor olmazdı." dedi yavaş yavaş ve tane tane. Mantıklıydı. Bu öldürmek için değildi.

"Bu öldürmek için değildi ama ne içindi? Tehdit mi?" dedim. O ise bilmediğini omuzlarını silkerek gösterdi. Bu sanırım bir süre sır olarak kalıcak.

-----

Kardelen birkaç gün hastanede kaldıktan sonra eve döndü. Ben ise normal hayatıma. Tek fark içimde Ayaz'a karşı bir şüphe daha doğrusu bir öfke var. Hala daha inanmak istemiyorum. Ama inanabileceğim başka bir şey bulamıyorum.

Okula gitmek için yine nefret ettiğim yerden geçmem gerek. Buradan her geçişimde kalabalığa karşı nefretim büyüyor.

Kulağıma yine bir çınlama geldi. Bu sefer uzaktan gelen bir uğultunun aksine çok yakınmda bir uğultuydu. İzlendiğim hissi ise olabildiğince artmıştı. Bu ise ister istemez beni korkutuyordu. Hislerimin kuvvetli olmasını işte bu yüzden sevmiyorum. Daha fazla dayanamayıp sağ omzumun üstünden arkaya baktım. Saçlarım ise oraya baktığımı belli etmediğinden az da olsa rahattım. Gözlerim doğruca bana bakan kişiyi kolayca buldu. Yirmi yaşlarında, koyu kahverengi saçları ve gözleri olan bir erkekti. Onun biraz daha arkasındaki kişinin de bana baktığını fark edince daha da korkmaya başladım. O da on dokuz yaşlarında, sarı saçları ve açık kahverengi gözleri olan bir kızdı. İkisine iki saniye baktıktan sonra önüme döndüm. Başıma bir şey gelmemesini ümit etmekten başka çarem yok.

Okula kadar güvenle gelmek de bir şey. İçeri girer girmez Bulut yine karşımda dikiliyordu. Bu sefer çoğu zamanki merakı yerine neşeli bir şekilde bakıyordu. Bir şeyi başarmış gibiydi. Bana uzunca bakınca dayanamadım.

"Ne oldu?" dedim net bir şekilde. O da uzatmadan "Kardelen iyi mi?" dedi.

"Neden iyi olmasın?" dedim. Onun saldırı hakkında bir şey bilmediğini biliyorum. Yine neler karıştırıyor?

"Uzun zamandır gelmiyor. Ben de merak ettim." dedi. Aslında onu terslemek istemiyorum ama şu an beni izleyenlerin olduğunu bildiğim için rahat hissetmiyorum.

"Neden merak ettin? Benim bildiğimi nereden çıkardın?" dedim. Neşesi anında yüzünden silindi. Sözünü devam ettirmeyince sınıfın kapısından içeri girdim. Kendimi bir gün affettirmeliyim.

-----

Kardelen'in ayağa kalkıp da okul bahçesinde yürüdüğünü görünce içimdeki neşe beni ona doğru koşturdu. Yanına vardığım gibi kollarımı boynuna doladım. Oda bana sarıldı. Yüzünü görmememe rağmen gülüşü gözümün önünde canlanıyordu. İki hafta kadar olmuştu ve benim onu özlemiş olmam oldukça normal. Kapıdan Eylül'ün de koşarak geldiğini görünce Kardelen'den ayrıldım ve biraz geriledim. Eylül'ün de Kardelen'in üstüne atlaması neşemizi arttırdı.

Özgürlük SeninleNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ