15.Bölüm"Kaçak"

2.4K 173 7
                                    


   Alfa'nın bağrışları ardından arkadan başka bir kurt geldi. Bembeyaz dı ve mavi gözleri vardı. Ayaz'ın ta kendisiydi bu kurt. Alfa konuşmaya başladı :
  - Ayaz, Gece senin arkadaşındı değil mi?
  - Öyle.
  - O zaman sana da saldıramaz.
  - Sayılır...
  - Anlaşıldı. O halde bu kızı sen öldür!
     Korkudan gözlerim büyümüştü. Ben Ayaz'a, Ayaz bana bakıyordu. Ayaz'a beni öldürmesi emredilmişti. İkimizde gayet şaşkındık. Yada ben öyle düşünüyordum. Ne yapacaktı? Beni öldürecek miydi?
     Ayaz lafı dolandırırarak konuşmaya başladı :
  - Bence öldürmesek de olur.
  - Ne?
  - Yani gerek yok ki...
     Saçmalamaya başlamıştı. Anladığım kadarı ile bana saldırmak istemiyor fakat Alfa dan korkuyordu. Alfa lafa geri döndü :
  - Ayaz, o yavruluk günlerine geri dönme. Sakın aptalı oynama! Beni bir kez kandırdın, birdaha kandıramazsın. Öldür onu!
     Bunu söylerken öyle bir bağırmıştı ki kulaklarım çınladı. Bu hisse alışmıştım gerçi. Ayaz bana döndü fakat hareket etmedi. Alfa yine küçümseyerek konuştu :
  - Tanımadığın bir insanı öldüremeyecek kadar mı düştün? Bir daha tekrarlamayacağım, Öldür onu!
     Alfa, Ayaz'ın ve benim aramızdaki olayı bilmiyor. Belki bu daha iyidir. Yani, bilseydi Ayaz'ı da öldürebilirdi. Yavaş adımlarla geri geri gidiyordum. Fakat kurt hırlamaları oraya gidersem parçalanacağımı bana hatırlattı. Fark etmeden yine ağzımdan birşeyler kaçırdım :
  - Bunu yapma! Lütfen...
     Bu sözümü de kulağım çınladığı zaman duymuştum. Aynı tondaydı. Aynı korku vardı. İşin tuhaf tarafı bunları fark etmeden, aynı şekilde söylüyordum.
     Alfa'nın hırlaması bana nerede olduğumu hatırlattı. Onun hırlamasından sonra Ayaz karşıma geçti. Hırladı, çok yüksek bir sesle hırladı. Bütün dişlerini göstererek hırladı. Ardından benim üstüme doğru atladı. Boynumun acıyacağını ve ısırılacağını tahmin ettim. Bu hayali uzun zamandır görüyordum. Ama böyle olacağını tahmin etmemiştim.
     Boynumun ısırıldığını hissetmedim. Ayaz'ın patileri beni yere düşürdü fakat boynumu ısırmamıştı. Ben yere düşmüş hafif doğrulmuşken gözlerim Ayaz'ı aradı. Ayaz benim arkama geçmiş ağzını kapatmış öylece duruyordu. En azından bir süre durdu. Fark edemediğim bir hızla hareket etti. Benim zaten arkamdaydı fakat bu sefer Alfa'ya döndü ve ön patilerinden birini benim önüme attı. Ardından yukarı baktığımda Ayaz'ın kafası ile karşılaştım. Direk olarak Alfa'ya bakıyordu. Bütün dişlerini çıkarmıştı fakat kulakları hala yatıktı. Beni korumak için Alfa'ya baş kaldırmıştı. Bunu neden yaptı? Kendini çok büyük bir tehlikeye atıyor. Bunun farkında mı?
     Alfa büyük bir öfke ile bağırdı. Aynı zamanda dişlerini gösteriyordu ve kuyruğunu dikmişti :
  - Ayaz, ne yaptığının farkında mısın!?
     Ayaz'ın duruşunda tek bir değişim oldu. O da gözlerini daha da kısmaktı. Alfa daha da sinirlendi ve tekrardan kükredi :
  - Hemen kızı öldür ve gel buraya!
  - Hiç sanmam...
     Bunu Ayaz söylemişti ve sesi oldukça kararlıydı :
  - Sana daha fazla boyun eyeceğimi düşünmüyorum.
     Sözünün ardından kulaklarını ve kuyruğunu dikti, hırlamasını yükseltti. Alfa ise dikleşti ve yüzünde alaycı bir ifade belirdi :
  - Daha önce bunu denemiştin. Başına gelenleri hatırlıyorsundur. Tekrar yaşamak istemediğine eminim.
     Bu sözü Ayaz'ı tamamen çıldırtmıştı. Bacakları da her an onu öne fırlatack gibi titriyordu. Bana doğru bakmadı fakat benimle konuştuğunu emindim :
  - Uzaklaş buradan.
     Bunu da daha önce duyduğum gibi söylemişti. Fakat bu durum beni artık şaşırtmıyor.
     Sözünün ardından olduğu yerden ileri doğru ok gibi fırladı. Doğrudan Alfa'ya koştu. İkisi boğuşmaya başladı. Bu kareyi de görmüştüm. Fakat tamamen karşımda olması daha da korkunçtu. Ayaz'ın bu hamlesinden sonra diğer kurtlar da oraya toplanmaya başladı. Ayaz boğuşmayı bırakıp koşmaya başladı. Ben de farklı bir yöne doğru tüm hızımla koşmaya başladım. Beni unutmuş Ayaz'ı kovalamaya başlamışlardı. Umarım yakalanmaz.
     Nefesim tükenene kadar koştum. Soluk soluğa koştuktan sonra olduğum yere oturdum. En son Ayaz beni kovalarken bu kadar hızlı komşuştum. Alfa'nın konuştuğu olaylar ise hala bana yabancı geliyordu. Bu konuyu Ayaz ile konuşmayı çok istedim fakat başıma gelmeyen kalmadı!
     Bana doğru süzülen bir kuş görünce istemsizce çığlık attım. Bu Gece'ydi. Koluma konmuştu. Konuşmaya başladı :
  - Ne diye bağırıyorsun! Kulaklarım küçük olabilir ama duyuyorum!
  - Sen de aniden çıkmasaydın karşıma.
  - Neyse. Ayaz iyi olacaktır. Sürüdeki en hızlı kurt. Daha doğrusu eski sürüsündeki...
  - Nasıl?
  - Bana o olaydan sonra hala kovulmadığını düşündüğünü söyleme.
     Doğru ya. Baş kaldırmış yani ihanet etmiş sayılır. Sayılmaz, öyle! Benim suçum mu bu?
     Gece olanca gücü ile uçmaya başladı. Neden kanatlandı ki? O daha yükselememişken Onu Ayaz yakalamıştı bile. Hızla onu yere fırlattı ve ardından bir patisiyle kuşun üstüne bastırdı :
  - Onu neden buraya getirdin!
     Zar zor çıkarabildiği sesi ile konuşmaya çalıştı :
  - Sen söylemiştin...
  - Ben bunu iki gün önce söylemiştim bugün değil. Üçümüzü de tehlikeye attın. Farkında mısın?
     Ayaz'ın sinirli olduğunu biliyordum. Gece'nin durumunu ben de yaşamıştım. O zaman da Ayaz öfkesini  kontrol edemiyordu. Zaten şu an gücünü serbest biraksa kuş oracıkta can vericekti. Olayı yatıştırmak için Ayaz'ın tüylerini tuttum :
  - Ayaz dur! Zaten o çağırmasa bile gelicektim.
     Ayaz zar zor kendini durdurdu ve Gece'den özür diledi. Ben ise acele ile konuştum :
  - Ayaz, seninle konuşmam gereken...
  - Şimdi değil.
  - Bir aydır bunu bekliyorum.
     Aynı zamanda yerinde duramıyordu. Etrafta hızlı adımlar ile geziyor, bakınıyordu :
  - Şimdi olmaz. Kaçmam gerek. Yakalnırsam başıma gelecekler hiç de iyi olmayacak. Bu durum senin için de geçerli. Yalnız başına dolaşma, kalabalık yerlerde kal.
     Konuşurken çok hızlı davranıyordu. İşin ciddi olduğunu anladım ve itiraz etmedim. Gece ile beraber geri dönmeye başladık. Şu an tam anlamı ile kaçağız.

Devam Edecek...

Özgürlük SeninleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin