24.Bölüm"Kontrolsüz Öfke"

2.1K 161 21
                                    


Resim - Lucy'nin parlayan gözleri. (Kaşların rengine takılmayalım. Amatör bir resimdir. Tabi ben değiştirdim :D)

O kişi her kimse onu bulmalıyım. Onu hayal olarak da görsem bir nedeni olmalı. Belki de beni tanıyordur. Belki ben onu tanıyorumdur da hatırlamıyorumdur. Artık başıma gelen olaylara şaşıramıyorum. Onun hakkında bildiğim üç şey var: siyah saçlı, açık mavi gözlü, bir yaşımda da yanımdaydı. Tabi yeterli değil. Beni takip edenlerin olduğunu bilince hiç yeterli değil. Sahi... Onlar neden benim peşimde?

Kardelen yine beni zorla alışverişe götürüyor. Ama ilk kez o istediği için değil. Annesinin istedikleri varmış. Sonuç olarak yalnız gitmek istemeyince beni de yanına aldı. Neden ben? Sevmediğimi çok iyi biliyor.

Bu sefer sokak sokak gezmemiz gerek çünkü alış veriş merkezinden bulabileceğimiz şeylerden değilmiş. Bu beni pek ilgilendirmez gerçi.

Daha yeni başlamışken Kardelen bir yandan elindeki kağıda bakıyor bir yandan da ensesini kaşıyordu. "Almamız gereken çok şey var." dedi iç çekerek. "Bu seninde hoşuna gitmiyor her halde." dedim. Fakat bana kısık gözleri ile bakıp " Okul kursundan bu şekilde kaçmak istememiştim. Benim hayalimde uyumak vardı" diyince istemsizce güldüm. Belkide ortak olan tek noktamız buydu. Uyku...

Yürümeye devam ederken lazım olan şeyleri bulmak için etrafı gözetliyorduk. Gece de ortada yokki ona aratayım. Kardelen'in hızla sol tarafa koşması ile bir şeyi bulduğunu anladım. Yanına gitmektense beklemeyi seçtim. Elinde sonunda gelecek. Ne kadar sürebilir?

O geri dönünce devam ettik. O tekrar konuşmaya başladı.

"Bu böyle olmaz. Sen şunları al. Ben de diğerlerini alırım." diyip kağıdın bir kısmını yırtıp, yanında bir miktar para ile bana verdi. Böylece ayrılmış olduk. Kağıda bakınca içim bir tuhaf oldu. Bu kadar mı yani? Bir insan neden bunları ister? Gerçi ne istediğini de bilmiyorum ya neyse... Yazanların neredeyse hiç birini bilmiyorum. Sınavlar bu kadar karmaşık gelmemişti. Bildiklerimi alsam yeterli olmaz ama başka çarem yok. Diğerlerini de o bulur artık.

Alabildiğim her şeyi aldım. Yani tek şeyi aldım. Diğerleri marka olsa gerek bilmiyorum. Şimdi Kardelen'i nereden bulacağım? Nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Bulamazsam evine giderim. Başka ne yapabilirim.

Kalabalık beni sinir etmeye başlarken kulaklarım yine çınlamaya başladı. Burada mı yani? Ne olduğunu öğreneyim diye gözlerimi kapattım ve  beklemeye başladım. Bu gücümü kullanmayı öğreniyorum. Bu sefer görüntünün gelmeyeceğini anladım. Hislerim bana bunu açıklıyordu. Beklemeyi sürdürürken duyduğum uğultu ile bekleyişim sonlandı. Ne dediğini anlamıyordum ama Kardelen'in ve başka bir erkeğin sesi olduğunu anlıyorum. Nedense öfke içeriyordu. Neden yine koşmak istiyorum?

Gözlerimi açtığımda kendimi koşarken buldum. Kalabalığın arasından sıyrılarak bilmediğim bir yere doğru koşuyorum. İçimde beni kontrol eden şeye izin verdim. Ne zaman kontrolü ona bıraksam başıma gelmeyen kalmıyor ama en azından o nereye gideceğini biliyor. Karşımda birbirine öfke ile bakan iki kişi görünce hedefimi anladım. Biri Kardelen'di diğerini tanımıyordum. Tabi Kardelen'in arkasına aldığı kızı görünce yine bir aptallık yaptığını anladım. Şimdi adama vurmak isterdim ama ne olduğunu öğrenmem daha mantıklı. Hızımı da kesmek için adama çarptım. Ben Kardelen'in karşısında dikilmişken o da yere düşmüştü. Kardelen'in arkasına aldığı kız bize bağırmaya başlayınca ikimiz de küçük bir şok geçirdik.

Daha fazla durmak istemediğimden Kardelen'i elinden tutup çekiştirmeye başladım. O da itiraz etmeden geldi. Biz uzaklaşırken arkamdan gelen ayak seslerini duyunca koşmaya başladım. Bir de kovalanıyoruz. Günüm çok güzel geçiyor! Onunla ara sokaklara girdim. Kardelen ise tedirgin bir sesle "Nereye gittiğini biliyor musun?" dedi. Ben ise "Ben burada büyüdüm. Hatırlatırım." dedim ve daha da hızlandım.
Peşimde kaç kişi var bilmiyorum. Ama yine başımız belada.

Özgürlük SeninleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin