38.Bölüm"İlk Kayıp"

1.5K 130 21
                                    


        Bahsedilen tehlikeli dağın dibine nihayet varmışlardı. Yukarıdan bazen Yiğit'in ulumaları duyulsada görünürde sadece birkaç yaşlı karga vardı. Tırmanmaya başlamadan önce Işık, dinlenmeyi teklif etti. Mantıklı olduğuna karar verdiler ve bir kısım yatarken bir kısmı sadece oturdu.

        Lucy, çoğunun yukarıya korkuyla baktığını fark etti. Anlatıldığı kadar tehlikeli bir yer miydi? Oldukça dik ve yüksek olduğundan kurtların, insan halinde tırmanacağını tahmin etti. Ya Kardelen? O, o kadar yeri çıkabilir miydi. Muhtemelen sık duraklayarak çıkabilirlerdi. Fakat bu oldukça zor olacaktı. Buraya gelmeyi kendi istemişti, pes edecek gibi değildi. Kardelen'e göz attığında, onun da yukarı baktığını fark etti. Muhtemelen korkuyordu, neden hâlâ vazgeçmiyordu?

        Kulakları hafiften çınlamaya başladığında, gözlerini kapattı. Yavaş yavaş dağın tepesine çıkıyordu. Cenk ve Kardelen'in aşağıya düştüğü görüldü. Gözden kaybolduklarında sakin kalmaya çalıştı. Daha önce gördüklerinin gerçekleşmediğini hatırlıyordu. Tekrardan yukarı ilerledi, Gölge ve Gece su birikintisinin üstünde yatıyordu. Yutkundu ve tekrardan yukarıya çıktı. Rüzgâr şiddetlendi ama ona etki etmiyordu. Ayaz ve Yiğit'in karşı karşıya birbirlerine hırladığını gördü. İkisinin birbirine saldırmasını seyretti.

        Gözleri kendiliğinden açıldı. Bundan diğerlerine bahsetmek istemedi. Ayaklarına baktığında yerde karların biriktiğini gördü. Bir kar fırtınasının yaklaştığı belliydi. Ayaz kurt halinde eşine doğru ilerledi. Bir şeyler söyledikten sonra sürüye döndü. "Fırtına başlamadan önce ne yapmayı öneriyorsunuz? İlk düzlüğe tırmanalım mı, burada mı kalalım?"

        Kurtlar bir süre sessiz kaldı. Cenk ilk önerisini söyledi. "İlk düzlük çok yüksekte değil. Hemen gitmemize gerek yok." Yüzüne vuran kar tanelerinden kurtulmak için silkelendi.

        Cesur bu fırsatı değerlendirdi ve araya girdi. "Bu fırtına başladığında bitene kadar beklemezsek aptallık ederiz. Kalacak bir yer bulmamız lazım." Gölge, onu kafası ile onayladı.

        Gölge, "İki gruba ayrılabiliriz." diyerek söze girdi. " Örneğin, iki kişi yukarıda kalacak yer ararken diğerleri av bulur." Onay gelecek mi diye Ayaz'a baktı. Lucy, bunun akıllıca olduğunu düşündü. Kardelen, Cenk'in yanındaki yerine geri oturdu.

        Yıldız, kardeşinin yanından ayrıldı ve Ayaz'ın önüne gitti. "Bence mantıklı. Ben ve Gölge yukarıya gidebiliriz. En iyi tırmananlar biziz."

        Ayaz, "O zaman," diyerek ayağa kalktı. "Av için dağılalım. Cenk, sen Kardelen ile kal." Cenk onayladı ve oturdu.

        Her kurt teker teker gözden kayboldu. Lucy, bilmediği bu yerde kaybolmamak için sürekli dönüp dağa bakıyordu. Kulakları ise bir av sesi duymak için bekliyordu.  Uzaktan gelen çıtırtılarla o tarafa döndü. Yavaşça ilerledi. Uzakta gördüğü büyük cüsseli bir hayvan olmalıydı. Bunun sevinci ile oraya doğru koşmaya başladı. Hayvan hâlâ onu fark etmemiş olmalıydı. Ona yaklaştığında birbirlerine baktılar. İşte o zaman onun bir hayvan olmadığını anladı. Kendini durdurdu ve geri kaçmaya başladı. Mahmut'un burada ne işi olabilirdi?

        Ayağının yanından geçen mermi ile açıklığa yuvarlandı. Neredeyse dağın dibindeydi. Silahın kendisine doğrultulduğunu fark etti. Önüne Ayaz atladığında rahat bir nefes aldı.

        Ayaz, "Kenara çekildi." diye hırladığında itiraz etmedi. Ayaz olduğu yerde hırlıyordu. Diğerleri hâlâ etrafta değildi.

        Kardelen koşarak yanından geçti. Ayaz'ın önüne geçti ve kollarını açtı. Öylece duruyorlardı. Cenk, Lucy'nin arkasındaydı. Işık ve Duman da gelmişti.

Özgürlük SeninleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin