Derin bakışmaları Emre'nin yataktan kalkması bozdu. ''Çok acıktıysan sen aşağı in duş alıp hemen geliyorum.'' Emre banyoya doğru yürürken sanki bir şey unutmuş gibi arkasına döndü. ''Ya da duşta bana eşlik etmek istersen? ''

Esra yanında bulunan koltuktaki küçük yastığı Emre'nin kafasına attı. Emre kahkaha atarak kendini banyoya attı. 

Esra  Emre'yi bekleyebilirdi ama içinden bir ses kocası duştayken onu beklememesi gerektiğini söylüyordu. Hele deminki imasından sonra.

Adam da haklıydı tabi. Dünyaya peder olarak gelmemişti. Duşta ona eşlik edecek bir eşinin varlığını isterdi. Esra daha fazla düşünüp kendi kendini utandırmamak için telefonunu alarak odadan çıktı.

Aşağıda kendine cam kenarında bir masa seçerek oturdu. Kahvaltılık bir şeyler söyleyip beklemeye başladı. Emre çok hızlı davranarak Esra'nın siparişlerinin geldiği an masaya oturmayı başarabilmişti.

Kahvaltı ederken bir yandan sohbet ediyorlardı. ''Ne yapmak istersin?''

Esra düşündü. Çenesini eline yaslayarak düşündü, düşündü, düşündü. Buldu!

''Bugün aslında biraz uykumu alamadım çok çok gezecek durumda değilim, bence yüzelim güneşlenelim uyuyalım.''

Emre başına geleceklerden habersiz Esra'nın söylediklerine katılmıştı. Çünkü o da uykusuz ve yorgundu. O yüzden keyif yapmak da tam ona göreydi..

Kahvaltı ettikten sonra odaya çıkıp hazırlanmaya başladılar. Esra banyoya girerek asker yeşili bikinisini giydikten sonra üzerine siyah pareosunu giydi. Pareo yarım kollu ve dizinin biraz üzerindeydi. Yani herhangi bir tehlike teşkil etmiyordu. 

Çantasını da hazırladıktan sonra odadan çıkmışlardı. Kendilerine uygun iki şezlong bulduktan sonra yerleştiler. Esra uzanarak çantasından çıkardığı kitabı okumaya başladı, Emre ise bir saat önceki uykusuna kaldığı yerden devam ediyordu. 

Esra yarım saat sonra okuduğu kitaptan da sıkıldığını fark ederek pareosunu çıkarıp şemsiyeyi güneşin konumuna göre ayarladı. Biraz güneşlense iyi olacaktı. Aslında yüzmek istemişti ama Emre'ye haber vermeden bir yere gitmek istemiyordu. Emre'yi de uyandırmak istememişti çünkü sabahki durumdan sonra aynı günde onu iki kez uyandırmanın iyi bir fikir olmadığına karar verdi. 

Gözlerini kapatıp güneşin bedenini ısıtmasına izin verdi. Sanki güneş ona masaj yapıp rahatlatıyordu. Hava bunaltıcı olmadığı için sadece güneşin ısıtıcı etkisinden yararlanıyordu. E tabi biraz da bronzlaştırıcı. Gerçi Esra yeterince esmerdi. Güneş onu şımarttıkça Esra'nın uykuya dalması kolay olmuştu.

Emre uykusunu alıp uyandığında, sevgili karısının ne yaptığını görmek için sağ tarafta ki Esra'nın şezlonguna döndü.

Galiba Esra gitmişti. Bu kadın Esra olamazdı değil mi? Evet evet olamazdı. Ya da Emre uyku sersemi hayal falan görüyordu. Yok yok asla Esra değildi. 

Emre şezlongunda oturur pozisyona gelip yanında yatan kadının yüzünü daha net gördü. Kahretsin Esra'ydı işte!

Ah onu odadan çıkarmadan kontrol etmeliydi ne giydiğini! Üzerindeki siyah şeye güvenmişti. Tabi kızın elbiseyle yüzecek hali yoktu ya. Emre'nin uykusu açıldıkça durumun vehametini daha iyi anlıyordu. Tamam bu bikiniydi ama yoktu. Yoktu işte. Sadece mahrem yerlerini kapatan iki bez parçasından oluşuyordu. Hemde yeşil esmer tenine öyle yakışmıştı ki!

Bir ayağa kalksa bütün erkeklerin ona bakacağından emindi. Bu da Emre'nin katil olması demekti. Çok yazıktı Emre genç yaşta bilmediği yaban ellerde hapis yatacaktı.

KİRLİ MİRAS  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now