Sesli bir şekilde derin bir nefes alıp verdi Poyraz.Arkasına dönüp umursamaz bakışlarını atarken uzunca bir süre bomboş bakınarak ensesini kaşıdı uzunca bir süre.

Birden hiç bir beklemediğim bir şekilde Rüzgara doğru ilerleyince.''Beni edebiyattan soğuttun ahbap.'' der demez suratına bir yumruk indirmişti Rüzgarın.

Hayır hayır bu kadar sert olmamalı!!

Tam Poyraz'a doğru ilerleyecekken Rüzgar'ın da Poyraz'a sert bir yumruk atması sonucu çığlık atmıştım.Az önce Poyraz bu kadar sert vurmamalıydı demiştim ya.Geri alıyorum.

Rüzgarın Canı cehenneme!!

Gözüme yaşlarım yine firar ederken Gökhan arkamdan kolumu kavrayıp beni göğsüne yatırınca derin hıçkırık kaçmıştı ağzımdan.Beni o manzaraya baktırtmak istemiyordu ve eliyle kapatıyordu yüzümü.İlk defa yaptığım bir işten pişmanlık duymuştum ben.İlk defa hayatımın büyük bir hatasını yapmıştım.İşlerin bu yönden ilerleyeceğini tahmin bile edememiştim.Yine sonu bitmeyen bir gece.Yine bitmek bilmeyen yaralar...İnsan konuştuklarından çok sustuklarında gizlidir.Ve ben bu zamana kadar hep sustum.Normal bi insana normal dertlerimi hiç dökmedim.Daha doğrusu dökemedim.Anladım ki mutlu günlerin geri geleceği yoktu.Ben mutlu görünmeye çalıştıkça herşey tepeme çıkıyordu.

Yoruldum..

Gerçekten yoruldum.

Şiddet sesleri çoğalırken hala başım Gökhan'ın göğsündeydi.Bakmak istemiyordum.Oysa buraya Rüzgara ne laflar söylemek için gelmiştim ama hepsi aklımdan uçup gitmişti.

''Şşşş Deniz sakin ol ağlama artık bi şey yok'' başımı salladım olumsuz yönde.Benim için büyük bir sorun vardı ortada.Kendi mezarımdaydım şu an.Taputta nefes almamak üzere ölüyordum.Hiç bir şey yapmaya takadim yoktu artık.''Gökhan arabaya binmek istiyorum.'' diye güçlükle başımı kaldırdım.Poyraz hala Rüzgar'ın üstündeydi.Gökhan beni yavaşça kucağına alırken başımı yeniden omzuna yasladım.Karnımda taşıdığım bebeğim beni daha da halsiz düşmemi sağlıyordu.Artık ayakta değilde oturmaya ya da yatmaya şiddetle ihtiyacım vardı.

''İyisin dimi?'' dedi barın içine giriş yaparken.Ellerim boynunda iyimişim gibi başımı sallarken ''Sadece arabada dinlenmeye ihtiyacım var.'' diye kulağına doğru fısıldadım.Herkese iyimişim gibi davranmaktan bıksam da bu gün içinde böyle bir yalan söyleyebilirdim.Gökhan şu an bir nevi abim gibiydi benim.Hiç zorlanmadan bir büyüğümmüş gibi taşıyordu beni kucağında.Bardaki bazı gözlerinin üzerimiz de olduğunu hissetsem de Gökhan da bende buna aldırış etmemiştik.Şu an hiç bir şey umrumda değildi.

*************

Başım yumuşak ve bir o kadar da sıcak bir yerde yattığını hissedince gözlerimi açar açmaz iki yaralı gözlerle karşılaşmıştım.Diğeri morarık diğerinin kaşı yarık...Poyraz bana bakmayı sürdürürken elim istemsizce havaya kalkmış,parmaklarım göz altlarında dolaşmıştı.Beni yine ağlama krizlerimden birisi tutarken beynime yerleştirdiğim bu saçma fikri hemen attım.

Üvey Abim (Tamamlandı)Where stories live. Discover now