Poyrazla bu olaydan sonra kesinlikle aramızın bozulacağı belliydi.

Poyraz dayanamayıp Rüzgara sert bir kafa atınca dehşetle ellerimle ağzımı kapattım. Tüm hıncını çıkarmak istermişçesine yere yığılan Rüzgara bir kere daha sert bir tekme geçirmişti. "Bi daha söyle lan.Kadınım desene hadi!!!" bağırışı tüm evi ayağa kaldırırken Rüzgar ne zaman bi gün bizim eve gelse Poyraz'ı sinirlendirmeden gitmiyordu.Poyraz hıncını alamayıp Rüzgar'ın üstüne çıktı ardı ardına yumruklarını devam ettirmeye başladı.Şaşkınlıktan elim ayağım titrerken Poyraz'ın yanına gidip yumruk darbelerini engellemeye çalıştım.

******

Büyük bir sıkıntıyla kendimi annemin odasına attım.Olacak iş değildi. Poyraz'ın damarına basılırsa olacağı buydu.Tam 20 dakikamı onları ayırmakla geçirmiştim ve sonuç yüzü darmadağın olan Rüzgarla bitmişti. Sabah sabah niye gelirdi ki eve? Amacını biliyordum aslında. Kıskandırmaktı.Kesinlikle.Derin bir nefes aldım ve kendimi koltuğa bıraktım. Doğru dürüst kahvaltı bile yapamamıştım.İştah bırakmışlardı sanki.Koray gelmese bari diye geçirmeye başladım içimden.Gözlerimi kapıya dikip gelmemesi için dua ettim.Çünkü şirkete girdiğim an o şeytani kısık gözleriyle beni süzmüştü.Derken kapım iki kere tıklatılınca bunun Koray olmadığını çok iyi anlamıştım.

Çünkü Koray'ın adetlerinde kapı çalma gibi bi lüks yoktu.

"Gel!" dediğim anda içeri çok tatlı ama kısa boylu elinde bir dosyayla sekreter girince tebessümünü bozmadan Kapıyı kapattı."Deniz hanım. Daha önce tasarladığınız çizimlerin dikimleri hazır.Hepsi tulumun içinde hazır bekliyor.Vitrinlere koyulsun mu?" dediğinde işte şimdi moralim yerine gelmişti. Kaç gündür uğraştığım özene bözene çizdiklerim şimdi gerçek bir elbise ve abiye olmuştular.En içten gülümsememle ayağa kalkıp "O elbiseleri kendi ellerimle mankenlere giydirmek istiyorum" dedim.Mutlu olduğum söylenebilirdi.

Bir süre sonra hazırladığım 4 mankenin ikisini bir vitrine diğer ikisini de diğer vitrine koydum.Gerçekten hepsi ışıl ışıl parlıyordu. Dışarıya çıkıp görüntülerini telefonumla çekip anneme kısa bir not düşerek yolladım.Gerçekten bunları hazırlayacağım aklıma bile gelmezdi.Ya da çizeceğim mi demeliyim? Odaya büyük bir gururla girdim ve tekrardan yerimi aldım.

Budur!!

Annem bana mesaj yoluyla yazmak yerine direk ararken çok beklemeden yeşil simgeye basıp kulağıma dayadım.

"Deniz!!!" bu annemin sevinç dolu sesiydi.

"Efendim anne?"

"Sen harikasin!!

"Biliyorum.Söylemene bile gerek yok" dedim dalga geçercesine.Kahkaha atarken ister istemez bende gülmüştüm.

Sevindi yavrucak.

"Hala daha neden bu işi yapmadığını anlamıyorum tatlım. Hepsi birbirinden güzel olmuşlar. Gözüm arkada kalmayacağını bir kere daha ispatladın." döner sandalyeyi iki yana sallayıp başımı geriye yasladım.Çocukluk hayalimi gerçekleştirmeme ramak kala asla kariyerimden vazgecmezdim.

"Beğenmene sevindim." dedim yarı gülümser şekilde. Ardından bir soru yönelterek "Ne zaman dönüyorsun?" dedim.

"Bir kaç sunacağım seminerler var canım.Abin ve Babanla ilişkileriniz nasıl?"

Kadın hala daha baban diyordu ya.

"İyi anne.Hiç bir değişiklik yok.Yekta Amcayı görmüyorum zaten.İşi yüzünden yüzünü bile görmüyorum adamın.Onun dışında abimle...Çok iyi. Yani kavga eder gibi oluyoruz ama yine iyi anlaşıyoruz."

Üvey Abim (Tamamlandı)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें