Erkek gücü vardı mübarek.

"Tamam ya unutmadım.Alacağım söz veriyorum." dedim.Bu benim için saniyelerimi bile almazdı.Hatta istesem bile şimdi alıp da gelebilirdim."Of ben bu elbiseyi mi giyeceğim şimdi?"

"Sorun değil.Benim gömleğimle de durabilirsin."Piç bir şekilde gülümserken başını iki yana sallayıp ayaklandı. Kalkarken siyah alt iç çamaşırı gözüktüğünde onun görmeyeceği bir şekilde var gücümle sıktım altımdaki  çarşafı.

Dokunmayacagım...Ona dokunmayacağım...

Birden aklıma geçen bende kaldığı gün burada  unuttuğu pantolonu geldi aklıma.Ardından bende kalkıp " Belki senin için bir şeyler vardır.." diyerek dolabıma yöneldim..Pür dikkat bana bakarken dolabımdan çıkardığım dar kot pantolonunu çıkartıp burnuma götürdüm.

Ah yine mi çilek!!Tanrım neden bu kokuyu içime çektiğim her an kendimi ölecekmiş gibi hissediyordum??

Ona doğru yaklaşırken eliyle pantolonunu işaret edip "Ama bu benim...Bunun sende ne işi var??!" diyerek aldı elimden."Sakin ol ya.Geçen bende kaldığın zaman bavuluna koymayı unutmuşsun.Verecek fırsatım olmadı" diyerek omuzlarımı silktim.Ardından siyah kısa kollu bluzlerimden birini ona verdim..Gömleğimi çıkartmadan pantolonunu geçirdi altına.Ardından üstünü çıkartıp benim bluzumu aldığında bir kaç saniye bluzume baktı.Ardından omuzlarını silkip üstüne geçirdiğinde uzun olan eteklerini içine sokup kollarını kıvırdı.

Kendisine neyin yakışacağını biliyordu.

Topuklu ayakkabılarını da ayağına geçirdikten sonra akmış makyajını eliyle bir kaç kere düzeltti.

Hala daha onu izliyordum..

Saçlarını da düzelttikten sonra kendisini süzdü ve "Fena olmadı aslında" diyerek dudaklarını yukarıya doğru kıvrıldı.Tam bir şey söylemek için aralamıştım dudaklarımı ki telefonumun zil sesini duydum.Eşofmanımın cebinden çıkardığım gibi kulağıma götürürken "Efendim" diye konuştum."Oğlum Denizle neredesiniz siz? Sana ihtiyacım var nereye kayboldun?" oflayıp başımı geriye doğru attım.Deniz karşımda dikilmiş ne oldu der gibisinden bakınca elimi beline sardığım gibi kendime çekip burnumu boynuna sürttüm hemen."Endere söyleme sakın.Biz baya bi alkollüydük ondan benim evde ağırladım onu.Geliyoruz hemen.Hadi güle güle " deyip kapattım telefonu.Benim kitabımda yalan söylemek geçmezdi.Neyse doğruları bir bir söyledim Herkeze."Oha yani Poyraz!! Hic utanmadan sıkılmadan anlattın herşeyi babana.." hiç durmadan dudaklarımı dudaklarına bastırdım."Çok konuşmada aşağı da bekle beni gidiyoruz"ellerimi üzerinden çekip dolabıma yöneldim.Üzerime bir kaç bir şey geçirdikten sonra saçlarımı arkaya elimle atıp aşağı indim.Gözlerini tavana dikmiş Deniz'i gördüğümde elini avuçlayıp dışarı çıkarttım onu."Ya bu kadar hızlı yürümek zorunda mıyız Poyraz? Ayağımda topuklular var farkındaysan!?" başımın etini niye yiyip duruyordu bu şirine?? "Hızlı yürümek zorundayız güzelim.Çünkü acelemiz var." umarım bu açıklama yeterlidir.Fazla kişilerin konuşmasına tahammülüm yoktur.Beynim de fazla kaldıramazdı böyle şeylere..

Denizden devam;

Annemi ilk defa böyle içtenlikle mutlu ve heyecanlı görüyordum.Elimi kalbine koyduğum anda nasıl attığını bir tek ben bilir oldum. Onu ne olursa seviyordum ve mutlu olması için elimden ne geliyorsa yapardım. "Ah Deniz...Bu gün sana ihtiyacım var lütfen yanımdan ayrılma olur mu bitanem?" elimi tutarken masum bir şekilde gülümseyip başımla onayladım."Bırakmam anne." Annemle birlikte keyifli bir öğlen yemeği geçirdikten sonra doğruca kuaföre gitmiştik.Simge ve Simge'nin annesi Efsun teyzeyle birlikte tabiki.Annemle neredeyse  kanka  gibiydiler ve bu zamana kadar hic bir tartışma gerçekleşmemişti aralarında.Simgeyle kol kola gezerken bi yandan da saçlarımızın da bozulmamasına dikkat ediyorduk.Balık sırtı Tarzında örülüydü ön tarafım.Arkası ise düzleştirilmiş bir şekilde salıktı.Bu sıcak hava da ne kadar bu saç stilini istemesemde Beyaz elbiseme de en uygun sac bu olmuştu yani.

Üvey Abim (Tamamlandı)Where stories live. Discover now