Yanına yaklaştım hemen.Üstünde sadece siyah sütyeni varken bakmamak için direniyordum.Yanında duran hizmetçilere "çıkın dışarı!!" diyerek talimat verince bas ucuna oturdum.

Saçları ıslaktı..cayır cayır yanıyordu.!!!

Allahım ölüyorum...Onunla birlikte bende hasta oluyorum...İçerisi buz gibi olmuştu....

"Şu siktiğim pencereleri niye kapamadınız!!" diye bağırarak sürgülü kapıyı kapattım.

Elim Ayağım birbirine girmiş ne yapacağımı bilemez konumuna gelmiştim."Deniz..Güzelim!!" üstünü açtım hemen.Titriyordu..Üzerimdeki bluzu bir hışımla çıkartıp ona giydirdim.

Odama koşarak geçip üzerime bir şeyler giyip arabanın anahtarını cebime sokusturdum.Tekrar odasına girerek yerde duran kısa şortunu da giydirdim.

Bluzum onun üstünde elbise gibi duruyorken,o kısacık şortu görünmüyordu bile...ellerimi sırtına ve bacak altlarına yerleştirdiğim gibi kucakladım..

İyileşecekti..O iyileşince bende iyileşecektim."Oğlum bizde gelelim mi??"

Soru soranlara tahammülüm yoktu."Bilmiyorum baba naparsanız yapın.!!"

Küçük bedeni kucağımda titrerken daha çok kendime bastırdım onu.Titredikce bende titriyordum çünkü..

Arabanın arkasına özenlice yatırıp şoför koltuğuna yerleştim..

Son sürat hızla hastaneye sürerken önüme bi araba geçmesiyle küfürleri yağdırmaya başladım.

"LAN !! Orospu çocuğu!!! Cekilsene lan önümden ibne!!!" kornaya uzun süre bastıktan sonra arabanın önüne geçip yola devam ettim.

Hastaneye varınca doğruca acile aldılar Denizi. Başka carem olmadığı için koltuklardan birine oturup doktorun o müjdeli haberini bekledim...

Eğer kotu bir şey söylerse oracıkta ben ilgilenirdim onla. Babamla Ender geldilerinde kafamı onlara çevirdim."Deniz nerde kızım nerede??!" diye telaşla söylenmeye başladı annesi."içeride ilgileniyorlar" diye umut verdim birden.

Elini kızıl saçlrına götürüp gözlerini kapadı..."İlgilenemedim onla!!" diyerek tekrar söylendi.Babam Ender'i sakinleştirmeye çalışırken bende kafam öne eğik bir şekilde halini düşündüm..

O narin bedeni kucağımda nasıl da yardıma muhtaç bir şekilde bana haykırıyordu..Nasıl olmuştu da bu kadar çabuk hastalanmıştı aklım almıyordu.

Başımı iki yana sallayıp Doktorun odadan çıkışına baktım.Ayağa kalkarak ona doğru ilerlediğimde,gülümseyerek bize doğru geldi."Korkulacak bir şey yok.Ateşi normal düzeye getirdik.Serum verdik.Bitince çıkabilirsiniz.Bir kaç ilaç yazacağım düzenli olarak mutlaka kullansın.Geçmiş olsun " diyerek yanımızdan ayrılırken yüreğime serin sular inmişti resmen.

İçeri ilk ben girdiğimde bağdaş kurmuş, sırtını yastığa dayamıs benim bluzumu kokluyordu.Evet bu durumda bile beni hissetmek istiyordu.Gelde  sevme bunu şimdi hadi bakalım.

Beni görünce burnunu bluzumun yakasından çekip kendini toparladı hemen.Çok geçti. Görmüştüm bir kere..

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken yanına bir adım daha yaklaştım."İyi misin kardeşim?" yanımda Ender ve babam olunca böyle demek zorunda kalmıştım.Normalde ben ona maviş,şirine,Gerizekali..gibi lakaplar takmasını iyi bilirdim...

"İ..iyiyim" eliyle bluzumu çıplak bacaklarını örtmeye çalıştığında bakmamaya gayret ettim.

Ender gelip Deniz'in boynuna sarılınca "Nasılsın bitanem?? Bir yerin ağrıyor mu?" demeyi de ihmal etmedi.Deniz ise umursamaz bir şekilde omuzlarını silkip "iyiyim dedim ya anne.Biraz daha boynumu sıkarsan öleceğim sanırım" diyerek gözlerini pörtletti."Pardon canım." diyerek ayağa kalktı annesi.

Üvey Abim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin