Gülerek omuzlarını silkti."Nasıl kabul edersen et.Sana kalmış" gözlerimi
devirip bacaklarımda duran ellerime baktım.

Çok yakışıklı...Çok yakışıklı... Çok yakışıklı..

Sürekli onu düşünürken telefonumun çaldığını hissettim.Hafifçe kalçamı kaldırıp ön cebimden telefonumu aldım.

"Efendim anne??"

"Napiyosunuz canım?!"

Poyraz'a bakıp gülümsedim.

"Sevgili abicigimle kahvaltıya gidiyoruz.Siz Napiyosunuz?"

Arada bi Poyraz bana keskin bakışlar atsada gülümsememi yüzümden eksik etmedim.

"Bizde hava alanındayiz aksama İstanbuldayız."

"Tamam."

"İyi bakalım.Dikkat edin kendinize"

"Peki.Görüşürüz" telefonu kapatıp tekrar kalçamı havaya kaldırarak ön cebime telefonumu koydum."Lanet olası su telefonunu torbidoya koyamıyor musun??"

"Olmaz.Unuturum yoksa arabada.Cebimde dursun"

"Baş belası bir maviş.." diyerek gözlerini büyüttü."Dana bir Poyraz!!" diyerek bende taklidini yaptım."Bakalım bunları eve gidince söyleyebilecek misin??"

Eve gidince??

Tamam sustum.

******************

"Poyraz??" kahvaltısına odaklanmış gözlerini önünden ayırmadan "Ne var??" dedi.Ah ne kadar da kibar görüyor musunuz? "Yumurtalarımızı tokuşturalım mı?" çatalını tabağının kenarına koyup hala daha soymamış olan yumurtasını eline aldı. "Tokuşturalım bakalım" diyerek benimkine yaklaştırdı.Gülümseyerek Yumurtasının üstüne hafifçe vurdum.

Onunkisi çatlayınca "Ben kazandım!!" diyerek onun duyacağı şekilde bağırdım."Aferin sana" diyerek yumurtasını geriye çekti...Egoist ne olacak..

Restorandan ayrılırken telefonunu kulağına götürdü Poyraz."Alo Banu hanım.Bu gün şirkete gelmeyecegim.Saat 2'de olan toplantıyı iptal edin lütfen."Ardından arbayı çalıştırarak ilerlemeye başladık."Neden şirkete gitmiyorsun??" omuzlarını silkerek cevap verdi."Benimde bazı eşyalarımı toparlamam gerek çünkü"

Ne bekliyordun ki Deniz.Senin için işe gitmeyeceğini falan mı?? Bende ne kadar yanlış düşünmüşüm...Çok evham yapıyorum..

Eve girdiğimiz anda o yukarı çıkarken,bende salona geçip küçük raflarda duran kitapları inceledim.

Canan Tan,Kahraman Tazeoğlu,Özdemir Asaf,..daha başka yazarların kitapları da vardı.Bizim Poyraz bunları okuyacaktı ha!! Ölsem de inanmazdım.Ama almış demek ki okuyor ama dimi.Kendi kendime gülümserken Belimde kollar hissetmemle suratımı aniden astım.

Çenesini omzuma koymuş nefesi yine beni benden alırken,istemsizce Ellerim belime dolamış ellerine gitti.Ellerinden tuttuğum an miğdemdeki kelebekler uçuşmaya başlamıştı...Allahım neler oluyor bana??

"Ne yapmak istersin??"

"Şu anda yapmak istediğim tek şey..Mutfağa gidip ömür boyu çıkmamak."

"Ne saçma bi cümle bu.Mutfaktan neden ömür boyu cıkmayacaksın ki??"

"Aş eriyorum çünkü."

"Söyle gidip alıp geleyim hemen.Sakın bu sıcak havada portakal deme yakarım.Sen hamile misin bu arada.?"

"Ya ne hamilesi be.Ne bileyim.Benim ne zaman canım sıkılsa mutfağa atarım kendimi.Babamla hep yemek yapardık eski evimizde."

Bos bir yere gözüm dalmış gibi Babamı düşünürken,belimdeki elleri daha çok sıkılaştı."Bizde yaparız o zaman." bileğimden tuttuğu gibi mutfağa sürükledi beni. Ardından ellerini kalçalarıma yerleştirip kucağına aldı.Tezgaha beni oturtup "Ne zamandır tatlı bir şeyler yemek istiyordum bana yapar mısın??" dedi.Asık olan suratım birden kocaman bir gülümseme ile tamamlandı."Olur!!"diyerek çocuklar gibi bağırdım.Kollarımı boynuna dolayıp popomu tezgahtan indirdim.

Üvey Abim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin