42. BÖLÜM

1.8K 262 431
                                    

Medya : "Zeynep Bakşi Karatağ - Derdim Gizli"

Şarkı önerisi için MehmetOzkol'a teşekkür ederim.🌺

Bu bölüm dilekakkyn68'a ithafen yazılmıştır. Keyifli okumalar.💜

Satır aralarında buluşalım, yıldızı da doldurmayı unutmayalım.✬

Kanlar içinde yerde yatıyordu. Kirpikleri dahi kıpırdamıyordu. Ne olduğunu anlayamasam da içimi saran bir duygu vardı; korku... Dizlerimin üzerine çöktüm. Dizlerim bile beni taşıyamıyordu.

"Baba!" Cevap vermiyordu. Oysa baba dediğim an "Efendim, prensesim?" derdi. Şimdi niye cevapsızdı?

"Baba?" İçimdeki korku seli büyümüş, taşmak üzereydi. Gözlerim kanların ırmak misali aktığı aktığı kalbine kaydı. Beyaz gömleği saniyeler içinde kırmızıya bulanmıştı. Acaba ben renkleri sevdiğim için benimle oyun mu oynamaya çalışıyordu? Elim yavaşça kanın aktığı yere, içi bana olan sevgisiyle dolu kalbine dokundu. Hissettiğim ıslaklıkla elimi çektim. Hayır, bu boya değildi. Ben düştüğüm zaman dizimden akan kanın aynısıydı. Gözlerimi büyüterek babamın bakmaya doyamadığım yüzüne baktım.

"Baba uyan, kalbin kanıyor!" Konuşmuyordu. Korktuğumu da mı görmüyordu? Hafifçe koluna dokundum.

"Baba, uyan lütfen!" Bu sefer iki elimle omuzlarına dokundum. Belki şimdi hisseder, uyanırdı.

"Baba!"

"Baba, korkuyorum!"

"Arjin!"

"Baba, nolur cevap ver!"

"Arjin, uyan!" Ben babamı uyanması için sarsarken biri de beni sarsıyordu. Gözlerim korkuyla izlediği sahneden uzaklaşmış, karanlığa loş ışığıyla eşlik eden gece lambasının saçtığı ışığın altındaki Fırat'ın bakışlarıyla karşılaşmıştı.

"Arjin?" Bakışlarına endişe hakimdi. Saçlarım alnıma yapışmıştı. Suya girmiş gibi hissediyordum.

"Kabus görüyordun" Endişe aynı zamanda ses tonuna da hakim olmuştu.

"Gerçekti" Fısıltı halinde çıkmıştı, sesim. Doğrularak sırtımı yatağın başlığına yasladım. Sık nefes alışverişlerim düzene girmeye başlarken Fırat yataktan kalkmış, komodinin üzerindeki sürahiden bardağa su dolduruyordu. Bardağı uzattığında güçlükle ellerim arasına alarak birkaç yudum su içtim. Ellerim ıslaktı, kanlara bulanmış hali gibi ıslaktı.

"Biraz daha iyi misin, güzelim?" Ağzımı kıpırdatacak gücüm kalmamıştı. Kafamı salladım. Bardağı komodinin üzerine bırakıp yanıma geldi. Sırtını yatağın başlığına yasladıktan sonra kolunu omuzlarıma atarak kafamı göğsüne koydu. Titriyordum ve bu sefer ki titremem bedenseldi.

"Ne gördün, anlatmak ister misin?"

"Babam" diyebildim, sadece... Cevap vermeden önce yutkundu.

"Geçti"

"Geçmiyor" Geçmiyordu. O sahnenin canlı hali geçse de kabus olarak rüyalarıma girmekten hiçbir zaman vazgeçmemişti.

"Geçecek, bunun için elimden ne geliyorsa yapacağım" Göz kapaklarım bağımsızca kapanırken saçıma hafif bir öpücük kondurmuştu.

Uykunun haram olduğu bir gece daha yaşamıştım. Sabaha kadar aynı kabusu görmüştüm. Bugün sürekli görmemin nedeni o sahnenin yaşandığı tarih olmasıydı.

ARJÎNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin