38. BÖLÜM

1.7K 258 503
                                    

Medya : "Uygar Doğanay - Sen Yanarsın"

Bu bölüm simsekkevser ve MelekOlgun8' a ithafen yazılmıştır. Keyifli okumalar.🤍

Satır aralarında buluşalım, yıldızı da doldurmayı unutmayalım.✬

Bir süredir hissetmediğim sızılar tüm bedenimi ele geçirmişti. Ağrıdan sabaha kadar uyuyamasam da isyan etmiyordum. Geçecekti, geç de olsa geçecekti. Mahkum olduğum günlerden kurtulmuştum, bir süre ağrı hissetsem hiçbir şey kaybetmezdim.

Ağrılarımı umursamadan yataktan yavaşça kalktım. Umudumu kaybetmiştim ama Rabbim ayağa kalkmam için güç vermişti. Artık gücümü yitirmeden ayakta dimdik dumanın zamanıydı.

Yatakta uyuyan Fırat'ı uyandırmamaya çalışarak yavaş adımlarla banyoya girdim. Yüzümü soğuk suyla yıkamak iyi gelmişti. Havluyla ellerimi kurularken burnuma tanıdık olan ve kendime itiraf etmek de zorlansam da hoşuma giden koku geldi. Havludan geldiğini sandığım koku, üzerimden geliyordu. Fırat'ın parfümünün kokusu geceliğime sinmişti. Aynı yatakta uyuduğumuz için normal olarak kokusu yatağa siniyordu, yataktan da benim üzerime...

Geceliğimi yakasından tutup burnuma yaklaştırdım. Koku ciğerlerime nefes gibi doluyordu. Kokuyu içime çekerken gözlerimi kapatmıştım. Gözlerimi açtığımda aynadaki yansımamla karşılaştım. Ben neye sırıtıyordum böyle? Günlerdir saçma sapan hallere bürünüyordum. Kendime çeki düzen vermenin zamanı gelmişti, geçiyordu. Lakin, öncesinde sormam gereken bir hesap vardı. Sonrasını zor da olsa halledip, gidecektim.

Banyodan çıkarak, giymek için dolaptan etek ve kazak alıp tekrar banyoya girdim. Ağır bir ameliyat geçirdiğim için ağrılar hâlâ devam ediyordu. Hareketlerimde kısıtlıydı, gereğinden fazla dikkatli olmam gerekiyordu. Üzerimi değiştirdikten sonra tekrar odaya girdim. Fırat uyanmış, uyku mahmuru gözleriyle bana bakıyordu.

"Niye uyandın?" Uykulu sesiyle sormuştu.

"Uyuyamadım ki uyanayım" Geceliklerimi dolaba koyarken cevap vermiştim. Ona döndüğümde yerinden doğrulmuş, telaşla bana bakıyordu.

"Neden? Ağrın mı vardı?" Cevap olarak kafamı salladım.

"Beni neden uyandırmadın?" Bunu söylemek tuhafıma gitse de, kıyamamıştım. Günlerdir koşturmaktan, benimle ilgilenmekten uyuyamamıştı. Dün gece derin bir uykuya daldığını görünce uyandırmamak için sabaha kadar sağıma soluma bile dönmemiştim.

"Yoruldun sende, dinlenmek hakkın" derken dolaptan kabanımı ve çantamı çıkarıyordum.

"Bir yere mi gideceksin?"

"Evet"

"Nereye?"

"Sormam gereken bir hesap var" Mırıldanarak konuşmuştum ki Fırat duymamıştı.

"Anlamadım?" Montumu giyerken yaptığım ani hareket belime bıçak gibi bir ağrı saplanmasına sebep olmuştu. Acıyla "Ah" dediğim sırada Fırat yataktan hızla kalkıp yanıma geldi.

"İyi misin?" Kafamı salladım.

"Bir anlık ani hareketle oldu" Kolumdan tutarak yatağa oturttu.

"Acı çekmeyi çok seviyorsun, herhalde. Dikkat etsene!" Sesi sitemli çıkmıştı.

"Bir anda oldu, dedim"

"Hem sen nereye gideceksin bu halde?"

"Babaannemin yanına"

ARJÎNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin