19. BÖLÜM

2K 361 760
                                    

Medya = "Uygar Doğanay- Yeter Artık"

Bu bölüm EceKaradoan' a ithafen yazılmıştır. Keyifli okumalar💚

Satır aralarında buluşalım çiçeklerim, yıldızı da doldurmayı unutmayalım ♡

Fırat'tan ;

Üç gündür Jiyan Ağa'nın konağındaydık. Şükür bugün gitmemize izin vermişti. Zehir gibi, cehennem gibi üç gün geçirmiştim. Hele geceleri dişi şeytanla aynı odada kalmak işkenceydi. Gereğinden fazla dik başlı, inatçıydı. Bununla baş etmek zordu. Daha ne zamana kadar buna katlanacaktım bilmiyordum. Bildiğim tek şey bir ömrü onunla geçiremeyeceğimdi.

"Karın sana emanet, Fırat Ağa. Onu herkesten koruyacağına, kimsenin onu ezmeyeceğine söz ver!" Jiyan Ağa bunları söylerken ailemi kast ediyordu. Açık açık söylemiyordu ama anladığımı da biliyordu.

"Kimsenin beni ezmeye gücü yetmez!" Ya sabır! Her şeye atlayacak, bir yorum yapacaktı illa. Bu kadının ölümü benim elimden olmaz, umarım. Ters ters baktım. O da aynı bakışları bana gönderdi. Jiyan Ağa'ya dönüp,

"Söz, Ağam" dedim. Ben Jiyan Ağa'nın elini öptükten sonra Arjin de öptü. Zoraki öptüğünü belli ediyordu. Üç gün boyunca Jiyan Ağa'yı da deli etmişti. Adam fazla belli etmiyordu ama sinirlendiği her halinden belli oluyordu.

"Yüce Allah yardımcınız olsun. Evliliğinize huzur, mutluluk versin" O dediğin hiçbir zaman olmayacak, Ağam.

Jiyan Ağa'ya veda ettikten sonra konaktan çıktık. Ben arabanın şoför koltuğuna otururken onun hâlâ dışarıda beklediğini gördüm. Amacı beni delirtmekti.

"Ne bekliyorsun, binsene!"

"Bana emir verme!"

"Sende verdirme o zaman!" Arabaya bir tekme savurdu. Gerilmeye başlamıştım, artık. Şeytana uyup arabayı üzerine sürecektim.

"Arjin!" Jiyan Ağa'nın sesini duymuştum. O kafasını sesin geldiği yöne çevirirken bende kafamı eğip baktım. Jiyan Ağa yukarıdan bize bakıyordu.

"Bin arabaya, evinize gidin!" Arjin cevap vermeden sertçe arka kapıyı açtı. Arka koltuğa oturdu. Yanıma oturmasını bende istemezdim.

"Allah'ın cezası" Sessizce mırıldandığını duydum. Bana dediğini biliyordum. Cevap vermeye lüzum yoktu. Tartışmaya girmek, sesini duymak istemiyordum.


Sessizlik içinde bizim konağa doğru ilerledik. Böyle bir kader yaşanır mıydı? Benim ne günahım vardı böyle bir kadere kurban etmişlerdi beni? Bu kadınla karı-koca olmaktansa ölmeyi tercih ederdim. Allah'ım bir yol göster, beni bu kaderden, bu kadından kurtar.

Şiyar Ağa'ların geldiği gün Jiyan Ağa yine öğütlerde bulunmuştu. Neymiş zamanla birbirimizi sevecekmişiz, birbirimize alışacakmışız. Kulağa nasıl da komik geliyordu? Benim kalbim başkası için atarken Arjin denen şeytanı sevmezdim, sevemezdim.

Konağın önüne geldiğimizde arabayı durdurdum. Arkadaki şeytanın suratına bakmadan arabadan indim. Kapının önüne geldiğimde,

"Hoş geldiniz, Ağam" dedi, korumalar.

"Hoş bulduk" Arjin'i yanımda göremeyince arkamı döndüm. Beni sinirden deliye çevirmek istiyordu bu kadın. Arabanın içindeydi, hâlâ. Kafamı sinirle sağa sola salladım. İhtiyacım olan en önemli şey sabırdı. Hızlı ve sert bir şekilde arabanın kapısını açtım.

"Davet mi bekliyorsun?!" Sesim sert ve gür çıkmıştı. Ne yüzüme baktı, ne de cevap verdi. Bu halleri daha fazla sinirlenmeme sebep oluyordu.

"Beni delirtmeden, in şu arabadan!" Bu sefer kafasını yavaşça bana doğru çevirdi. Bir kadın bu kadar sert bir yüz ifadesine sahip olur muydu? O sert yüz ifadesindeki bakışlar ateşten farksızdı. Sanki o bakışlarla herkesi yakıp küle çevirmek istiyordu.

ARJÎNWhere stories live. Discover now