4. BÖLÜM

4K 606 1.1K
                                    

    Satır aralarında buluşalım ballarım, yıldızı da doldurmayı unutmayalım ✬

Keyifli okumalar❣️

   
    İki düşman, birbirinden anlatılamayacak kadar çok nefret eden iki insan. Ellerine birer silah verilse, düşünmeden birbirini vuracak iki insan.. Mecbur töreye boyun eğmiş nişanlanmışlardı. Kız isteme akşamı konakta yaşanan olaydan sonra apar topar yüzükler takılmış, düğün gününe karar verilmişti. On gün  sonra bu iki düşman genç evlenecekti. Bugün de düğün alışverişi yapılacaktı. Konak da kimsenin neşesi yoktu, herkes keyifsizdi haliyle. Arjin odasından çıkıp da hiçbirinin yüzüne bakmamıştı birkaç gündür. Parmağına o yüzük takıldıktan sonra kendini odasına kilitlemişti. Üç gündür de kapısını açmıyordu hiç kimseye. Annesi ve yengeleri yarım saattir kapısının önünde çıkması için yalvarıyordu. Söylediği tek şey "Sesinizi bile duymak istemiyorum, gidin!" oldu. Annesi ağlamaya başladı,

"Allahım ne günahım vardı da bu eziyeti çekiyorum" dedi, ağlarken o sırada Azat geldi yanlarına.

"Hâlâ çıkmadı mı?" diye sordu.

"İnat etti, çıkmıyor" dedi, Rahşan.

"Bu kız beni verem edecek" Azat yumruk yaptığı elini kapıyı vurup tekrar konuştu.

"Arjin! Aç şu kapıyı!" Arjin'den çıt çıkmamıştı. Azat bu sefer daha sert bir şekilde vurdu,

"Kızım bana istemediğim şeyler yaptırma!" Yine en ufak bir ses dahi gelmedi. Azat'ın siniri iki katına çıkmıştı. Derin nefes alıp kapıya tekme attı ve kapı açıldı. Yengesi ve eşi korkudan bağırmıştı. Annesi hâlâ ağlıyordu, elini kalbine götürmüştü. Azat bir hışımla odaya daldı. Arjin yatağına yarı oturur haldeydi. Abisinin yüzüne bakmıyordu. Azat, kardeşinin kolunu tutup ayağa kaldırdı.

"EĞER BİR DAHA ZITTIMA BİR ŞEY YAPARSAN BU SEFER HİÇ İYİ ŞEYLER OLMAZ!" Deliye dönmüştü resmen.

"Oğlum, sakin ol" Annesi korkuyordu, kötü bir şey yapacak diye.

"Ne yaparsın? Kardeşin babanın katillerine gelin gitmiyor diye kardeşini mi vurursun?" Arjin öyle bir ürkütücü ses tonuyla konuşmuştu ki...

"LAN BİTTİ BU DAVA BİTTİ. EVLENİYORSUN 10 GÜN SONRA"

"Keşke senin gibi bir abim olmasaydı"

"BAK ÇİLEDEN ÇIKARMA BENİ, HAZIRLAN ŞİMDİ ALIŞVERİŞE ÇIKACAKSINIZ!" Arjin bu sefer itiraz etmeyip kolunu abisinden kurtarıp banyosuna doğru gitti. Abisi arkasından,

"Böyle laf dinle, gelinliğinle mutlu bir şekilde çık bu evden" dedi. Arjin banyonun kapısını kapatmadan abisine baktı alaycı bir gülümsemeyle. Tek kelime dahi etmeden kapıyı kapattı, kim bilir aklından ne geçiyordu o an.

    Fırat arabasını Doğanlı'ların konağının önünde durdurup kardeşine,

"Git çağır şunları, Dicle" dedi. Dicle

"Tamam abi" diyip arabadan indi.

"Şu geldiğimiz hale bak oğlumun katillerinden kız alıyoruz" dedi, Fırat'ın annesi Ünzile Hanım.

"Bütün hata sizin, yakınıp durma artık" dedi, Fırat. Annesi cevap veremeden konağın kapısı açıldı önde Dicle, arkasından Arjin, Rahşan ve Rezan Hanım çıktı. Arjin arka kapıyı açarken,

"Yenge öne geç sen" dedi, Dicle. Arjin şaşırmış vaziyette Dicle'ye baktı anlamadım der gibi.

"Hadi öne geç daha fazla bekletmeyelim abimi" Arjin cevap vermeden ön kapıya yöneldi. İçinden de "Abinin canı cehenneme" demişti. Diğerleri arka koltuklara yerleşti. Arjin de istemeye istemeye öne Fırat'ın yanına oturdu. İkisi de birbirine dönüp bir saniye bile bakmamıştı. Fırat arabayı çarşıya doğru sürdü. Kimse tek kelime etmiyordu. Arjin kaşları çatık bir şekilde camdan dışarı bakıyordu. Şu köpeğin kafasını camla parçalasam mı diye düşündü bir ara. Arabadaki ölüm sessizliğini bozan Dicle oldu.

ARJÎNWhere stories live. Discover now