5. BÖLÜM

3.8K 545 868
                                    

   Satır aralarında buluşalım çiçeklerim, yıldızı da doldurmayı unutmayalım.✬

 Keyifli okumalar⚡

  Kendimi odama kapatmıştım. Günlerdir doğru düzgün bir yemek yemedim. İştahım tamamen kapandı. Ne acıkıyorum, ne susuyorum. Bu durum zerre umrumda değil. Hastaneden çıkarken doktor sürekli dikkat etmemi söylemişti ama umursamamıştım. Eve gelince annemler küçük çocuk muamelesi yapıp bir şeyler yedirmeye çalıştılar. Yüzlerine bakıp tek kelime etmeden odama çıktım. İki saatte bir yemek ya da meyve türü bir şeyler getiriyorlar iki gündür. Sadece birkaç defa bir şeyler atıştırdım. Onun dışında tabaklar geldiği gibi gitti. Hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etmemi bekliyorlar ama çok beklerler. Ben gurursuz yüzsüz bir insan değilim. Odamın kapısının açılmasıyla düşüncelerimden uzaklaştım. Gelenin kim olduğuna bakmak istemediğim için bakışlarımı karşı duvara sabitledim yine. Kapı kapandı, odaya giren kişi yatağıma doğru yaklaştı ağır ağır. Göz ucuyla kim olduğuna baktım ve babaannemi gördüm. Yatağımın kenarına oturdu.

"Arjin'im" Cevap vermedim. Hiç kimseyle konuşmak istemiyorum. Benim kaderimi töreye bırakan töreye yazdıran insanları ne görmek ne de onlarla konuşmak istiyorum. Sadece Devran Abi'mi yanımda istiyorum. O da lanet olsun ki bu insanlar yüzünden günlerdir konağa gelmiyor. Birkaç defa telefonla konuştuk sadece.

"Konuşmayacak mısın kızım?"

"Ne konuşayım?"

"Kendine bu eziyeti neden çektiriyorsun?"

" Bana bu eziyeti çektiren siz değil misiniz?"

"Biz senin üzülmen için bir şey yapmıyoruz yavrum" Babaannemin söylediği cümleden sonra dudağımın kenarı istemsizce kıvrıldı.

"Yapmıyor musunuz?"

" Şuan Fırat'la evlenmek istememeni çok iyi anlıyorum kızım. Nikah da keramet vardır derler. Bu çok doğru bir söz. Siz de zamanla birbirinizi seveceksiniz biliyorum. Ama şunu bil ki eğer bu dava devam etseydi abilerinden biri ölecekti ve bu senin için ikinci büyük bir travma olacaktı. Hayatının sonuna kadar delirmiş gibi hissedecektin hep kötü olacaktın. Şimdi bu hayatını güzelleştirmek iyi bir şekilde devam ettirmek senin elinde. " Her bir kelimesi beynimde yankı yapıyordu. Ne yani ben ve Fırat birbirimizi zamanla sevip kör kütük aşık mı olacaktık? Hahaha komiktende öte bir şey bu. Dünya da tek erkek o kalsa bile ona aşık olmam.

" Hayatımın en büyük 2. Travmasının bu olduğunun farkında değil misiniz?"  Babaannem sorduğum soruya birkaç dakika cevapsız kaldı. Tabi cevapsız kalır, verecek mantıklı bir cevabı yok çünkü.

" Yavrum, iki gün sonra kına gecen var. Birazdan hem kına için alışverişe gideceksiniz hem de gelinlik bakacaksınız. Hazırlan sen, birazdan gelirler." Lanet olsun, bir de hazırlık yapıyoruz. Sanki düşmanıma değil de sevdiğime gelin gidiyorum. Ne bu her şeyi özene bezene yapmak. İtiraz etme hakkım olmadığının farkındayım. Aslında kimseden korkum yok fakat şimdi itiraz etsem odaya Azat Abim dalış yapacak. Onu ne görmek istiyorum ne de sesini duymak istiyorum.

" Tamam" ağzımdan sadece bu kelime çıktı. Babaannem elimi ellerinin arasına alıp minnettar bakışlar attı. Hiçbir tepki vermedim. Çıkıp, gitti. Yerimden kalkıp banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkadım. Üzerime siyah sade bir elbise giyip kafama da şalımı taktım. Bu kadarı kafiydi. Süslenip püslenmeye gerek yoktu. Yatağımı düzeltip, koltuğa oturdum. Bir süre oturup bekledikten sonra Rahşan Yengem geldi yanıma.

"Gülüm, hadi gidiyoruz"

" Sen mi geliyorsun sadece?"

" Senin yanında ben geliyorum gülüm. Aslında Nursel Ablam gelecekti de Fırat'ın yengesi Rojda gelmiş. O yüzden gelmek istemedi "  Başımı salladım. Çantamı alıp odadan çıktım. Peşimden Rahşan Yengem geldi. Nursel Yengem'in gelmemesi iyi olmuş. Rojda denen yılan kadına hayır etmezdi şimdi. Elimde kalırdı sonra.

ARJÎNWhere stories live. Discover now