41. BÖLÜM

1.7K 251 464
                                    

Medya : "İbrahim Tatlıses - Senden İnsaf Diler Yarın"

Bu bölüm _esmersuu1801'a ithafen yazılmıştır. Keyifli okumalar.💜

Satır aralarında buluşalım, yıldızı da doldurmayı unutmayalım.✬

"İntikam senin gözünü bu kadar mı kör etti, sen bu kadar kötü birisi misin?"

Olduğum yerde kalkalmıştım. Fırat'ın dakikalar öncesinde söylediği söz zihnimde yankılanıyordu. Dakikalar saatler gibi geçmişti. Kötüydüm, hem de en acımasız kötülerdendim.

"Fırat'a beslediğin duyguların yanında yaptıklarını saklayamazsın. Kısa sürede anlatmalısın" Psikiyatristin dediğini yapmıştım. Yanından çıkar çıkmaz Fırat'la konuşmuştum. Söyleyerek iyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyorum ama yapmam gerekeni yaptığımı hissediyordum. Eğer onunla bir gelecek kurmak isteyeceksem yaptıklarımı bilmesi lazımdı.

Kalbim 'size dair bir umut kalmadı' diyordu. Gözümden akan yaşları umursamadan derin bir nefes aldım. Başını elleri arasına almış, kayalıkların üzerinde oturan Fırat'a yaklaştım. İçimdeki korku ve pişmanlıkla...

Susuyordu. Tek kelime etmiyordu. Bu hali iyice korkmama neden oluyordu. Şuan bana ne yaparsa yapsın haklıydı. Sadece susmamasını, öfkesini kusmasını istiyordum.

"Fırat" Kayalıkların üzerinde dengede durmaya çalışırken sesim fısıltıyla çıkmıştı. Ya duymamıştı ya da cevap vermek istemiyordu. Tekrar "Fırat" derken bir adım daha atmıştım ki ayağım kayalığa takıldı. Dengemi yitirmiş, düşeceğim sırada,

"Arjin!" Korku dolu ses ve güven veren kollar... Son anda düşmemi engellemiş, kolları arasına almıştı, beni.

"Dikkat etsene!" Fırat sitem ederken kayalıklardan uzaklaşmış, arabanın yanına gelmiştik. Bedenimi saran kollardan uzaklaştım, karşısına dikilerek bakmaya kıyamadığım mavilerine gözlerimi sabitledim.

"Sessiz kalma, Fırat! Bağır, çağır. Hatta vur ama nolur sessiz kalıp da içimdeki pişmanlığı körükleme!" Acıyla bakıyordu.

"Sessiz kaldım.. Düşüncelerim beni içten içe boğdu. Hayır, dedim. Hayır, Arjin bunu yapmış olamaz. İnanmak istemiyorum, Arjin. Yalvarırım şakaydı de" Kafamı sağa sola sallarken,

"Şaka demeyi her şeyden çok isterdim" dedim. Gözlerinin içindeki son umut kırıntısı da yok olmuştu.

"Beni öldürmeye çalışmak sana yetmedi mi?" Sorusunun içimi parçaladığını hissetmiştim.

"İçimde beslediğim intikam ve kin duygusu beynimi ele geçirmişti"

"Ben abimin kinini tutarak sana ya da başkasına zarar verdim mi?"

"Bir değil, Fırat. Bir değil! Tamam, kendimi savunmuyorum. Savunulacak hiçbir şey yapmadım ama babamı gözümün önünde öldürdü, abin. Nasıl unutayım, sen söyle?"

"Sana unut demiyorum, Arjin. İstesen de o sahneyi unutamazsın. Ama acını ön planda tutarak yaşayamazsın!"

"Haklısın. Özür mü dilenir helallik mi istenir bilmiyorum. Pişmanlığı en derinlerimde hissettiğimi bil, sadece. Sevdiğini elinden almamalıydım" Konuşmadan önce gözlerini yumdu, iki parmağıyla şakaklarını ovdu. Her hareketini aklıma kazımak istercesine gözümü bile kırpmıyordum.

"Şehnaz umrumda değil. Şehnaz defteri kapanalı uzun zaman oldu. O defter kapanmasaydı içimde sana karşı beslediğim duygular oluşmazdı. Benim takıldığım ve kızdığım ne biliyor musun?"

ARJÎNWhere stories live. Discover now