40. Bölüm-Vicdan Azabı

786 66 38
                                    

Uzunnn bir aradan sonra merhaba sevgili okurlarım! Pamuk eller oylara ve yorumlara. Yeni bölüm daha erken gelecek söz. İyi okumalar :)

40. Bölüm-Vicdan Azabı

Emery gönülsüzce Arthur'u takip ederken, gözleri özür dilercesine kardeşinin üzerindeydi. Ağabeyi ise suçlamaktan çok vicdan azabı hisseden taraftı. Kardeşini öldürmeye çalıştığı gerçeği her gün yüzleştiği bir şeydi.

Nihayet prensin odasına döndüklerinde genç kız elini kurtarmış, öfkeli bakışlarını prense yollamıştı. Arthur'da kaşlarını çatmış, savunmacı bir tavırla kollarını göğsünde birleştirmişti. "Sakın. Beni bunun için suçlayamazsın, tamam mı? Bunu yapamaz, hakkı yok! Hakkı geç..." Duraksayarak bağdaş yaptığı kollarını açmış, parmağını ona sallamıştı. "Yapamaz!"

Genç kız bir an ona kızmak istedi. Ama onu ona kızamayacak kadar çok tanıyordu artık. Sadece Merlin'i değil, prens kendisini de suçluyordu. Emery ona sıcak bir gülümseme bahşederken, yanağını okşadı. Arthur gördüğü şevkat karşısında gözlerini yummuş, yüzünü ona tüm dertlerini unutturabilecek ellere yaslamıştı.

"Bilemezdin." Arthur onun dediği şeyle yüzünü ekşitirken başını reddedercesine salladı. Hala pozisyonunu bozmamıştı.

"Bilmeliydim. Görebilirdim. Sen onca acıyı çekerken ben sadece seyirci kalmışım. Kim bilir ne çok canın yandı? Ne çok kırıldın, korktun... Ben fark edemedim... Çok üzgünüm."

"Ama yanımdaydın." Arthur iç çekerken zoraki bir gülümseme sunmuştu. Gözlerini açtığında kızın yüzündeki elini kavramış, avuç içine bir öpücük bırakmıştı. Emery ise başını onun göğsüne yaslayarak bedenine sığınmıştı.

Arthur genç kıza kollarını dolayıp saçlarına öpücük kondurdu. Başını onun kafasına dayarken, elleri nazikçe belini okşuyordu.

"Onunla konuşacağım." Arthur itiraz etmek için geri çekilecekken Emery çekilmemiş daha çok sokulmuştu. "Arthur o benim ağabeyim tamam mı? Evet bir hata yaptı ama... Durdu işte, tamamlamadı. Geri çekildi ve bu hareketinden pişman. Onu tanıyorum, bir daha asla böyle bir şeyde yapmayacaktır. Onu bununla cezalandıramam. O her şeye rağmen benim yanımda durup beni korumaya çalışırken ona bu haksızlığı yapamam. Bunu hak etmiyor."

"Sende öldürülmeyi hak etmiyordun." Emery dediği şey karşısında bir süre sessiz kalmıştı. Acı bir tebessümle ise bu sessizliği bozmuştu.

"Hak ediyordum." Arthur bu sefer onun engellemesine izin vermeden geri çekilmiş öfkeyle bağırmıştı.

"Şunu söyleme! Sen ölmeyi hak etmiyorsun! Kimin ne düşündüğü umurumda değil ama sen düşünemezsin, tamam mı? Hayatının benim için ne kadar kıymetli olduğunu göremiyor musun?" Emery dolmuş gözlerini kaçırdı.

"Arthur sen görmedin. Ama o gördü. Dünyaya nasıl bir yıkım getirebileceğimi biliyor. Bunun için beni öldürseydi bile eninde sonunda onu affederdim. Ben yeni doğan güneş değilim Arthur. Güneşi söndürecek olanım." Arthur onun çenesinden kavrayıp kendine çevirirken ona nazik bir gülümseme sundu.

"O zaman bırakalım güneş sönsün. Biz seninle ay ışığını izleriz." Emery duyduğu tatlı sözler karşısında ister istemez bir gülümseme bahşederken Arthur onun dudaklarına daha öncekilerden derin bir öpücük kondurdu. İkisi de gözlerini yumarken bir süre öylece durdular.

"Keşke sözlerin kadar romantik olabilseydi hayatımız Arthur. Bizi çok karanlık günler bekliyor." O dudaklarını ayırmadan konuşurken Arthur'da aynı şekil karşılık verdi.

"Beraber durdururuz. Durduramadık mı? Olsun. Beraber aydınlık günler getiririz. Biz beraber olduğumuz sürece yaşadıklarımız her ne olursa olsun yanında duracağım. Kaçmaya niyetim yok. Artık geri adım yok Emery. Seni istiyorum, seninle geçireceğim bir hayatı istiyorum. Seni korumak için savaşmaya da hazırım. Sana tamamiyle korkusuz güvenli bir hayatın sözünü veremem. Bizi rahat bırakmayacak bir sürü düşmanımız olduğu kesin. Artık buna seninkilerde dahil." Onun dediklerine ikisi de kıkırdamıştı. "Ama romantik mi istiyorsun? Bunu sonuna kadar vereceğim. Buradayım, seninim. Seni seviyorum Emery Ambrosius." Emery sözleri karşısında kalbinin ilk kez bu kadar hızlı attığını hissederken gülümsedi. Hala ayrılmamış prensin dudaklarına bir öpücük bıraktı.

Camelot'un DüşüşüWhere stories live. Discover now