12. Bölüm-Sir Valiant

1.3K 114 2
                                    

12. Bölüm-Sir Valiant

Prens Arthur'un gözüne yerdeki kılıcın sapı takıldı. Gece Emery'le ormanda oturuşu geldi aklına. Acemice kazılmış bir E harfi vardı. Bu onundu! Arthur bütün vücudundan kanının çekildiğini hissetti. Gaius genç kızın başlığını kaldırmadan durdurdu onu. Bayılan Emery'i kucakladı, nasıl anlamazdı o gün onu kolundan tutarken? Ona bir şey olacak korkusuyla hızla şifahaneye ilerlerken Gaius ve Merlin'de peşinden gelmişti. Arthur onu hasta yatağına dikkatle yatırmış, yaralarını inceliyordu. Çok ciddi durmuyordu ama iyi yaralanmıştı.

"Bundan haberin var mıydı?" Merlin'e döndü öfkeyle. Merlin'in şaşkın bakışları olayı idrak edemediğini ele veriyordu. Bilmiyordu. Arthur genç kızın kafasından başlığı çıkardı. Onu gördüğü an Merlin dona kalmıştı, zar zor kıpırdayarak kız kardeşine ilerledi. Elini kavradı.

"Ben... Bunu nasıl fark etmem?" Emery'nin ellerindeki kanlar onun eline bulaşırken Merlin yutkunamadı. Ölebilirdi ve o orada öylece durup izlemişti. Kolunda ve karnında da hafif derin kesikler vardı. O gün iyileştirdiği bileği bile tekrar morarmıştı kendisini zorlamasından. Gaius aralarında ilk kendine gelendi.

"Prensim dışarı çıkmanızı rica ediyorum, genç hanımın tedavisini gerçekleştirmem lazım." O Emery'nin üzerindeki zırhı çıkarırken, Arthur soluk bir halde yatan genç kızı inceledi. Gitmek istemiyordu. Merlin de kendine gelmiş, Gaius'a yardım ederken Arthur kendini zorlukla dışarı attı. Duvara yaslanıp yere çökerken üstüne bulaşan genç kızın kanına baktı. O gün onu fark etseydi bunlar yaşanmayacaktı. Hepsi onun suçuydu. Gözleri dolarken kafasını geriye yaslayıp, onları durdurmak istercesine yumdu.

**********

Bir saat geçtikten sonra Merlin odadan çıkmıştı. Yanda duran Arthur'u görünce şaşkınlıkla duraksadı. "Prens Arthur?" Onun sesiyle Arthur ayaklanmış, bakışları odaya kaymıştı.

"İyi mi o?" Başını salladı Merlin.

"Ciddi bir yarası yok. Ucuz atlatmış." Merlin duraksadı. "Onu tutuklatacak mısınız?" Arthur inanamazcasına konuştu.

"Bunu neden yapayım?" Merlin dudak büktü.

"Turnuvaya kaçak olarak katılan bir kadın. Kral Uther bundan hoşlanmayacaktır." Başını salladı Arthur.

"Ne babam, ne de başka biri bunu bilmeyecek. Şövalyeler bile." Merlin'in gözleri parladı, minnettarca gülümsedi. "Bunu nasıl yapar aklım almıyor! Ölebilirdi!" Arthur'un bu konuda şikayet edecek birine ihtiyacı vardı. Üzgündü, çok üzgündü ama bir o kadar da öfkeli. Merlin de öfkesini tekrar hatırlar gibi genç prense katıldı.

"Uyandığında onu ben öldüreceğim! En azından bana söyleyebilirdi!" Onun dediğiyle Arthur ciddi misin sen der gibi bir bakış atmıştı. "Ben onun abisiyim! Tamam kabul etmezdim ama yine de söylemeliydi." Başını salladı Arthur.

"Sen nereye gidiyordun?"

"Ufak bir işim var, sonra size bir şey göstereceğim." Merlin ne yapacağı aklına gelmiş gibi koşarak çıkmıştı. Arthur kaşlarını çatarken onun gidişini izledi. Bu iki kardeşi de anlamak mümkün değildi. Emery kontrol etmek için içeri girerken, Gaius onu fark edince gülümsedi.

"Almam gereken birkaç ot var. Ben gelene kadar burada bekleyebilir misiniz efendim?" Onun yalnız kalmak isteyeceğini düşünerek bu teklifi sunmuştu ve Arthur hiç düşünmeden kabul etmişti. Yaşlı adam odayı terk ederken hala baygın yatan Emery'nin yanına ilerledi genç prens. Genç kızın kıyafeti değiştirilmiş, yaralarının olduğu yerler kapalıydı, muhtemelen sarılmıştı. Kendi eseri olan sarılmış bileğine kaydı gözleri, gerçi tüm eli kılıcı tuttuğu için sarılıydı. Onun elini avuçları arasına alırken, sarılı yeri parmağıyla okşadı. O olduğunu bilse bunu asla yapmazdı. Sarılı avuç içine minik bir öpücük bırakırken hiç tereddüt etmedi, tıpkı onun kılıcı tutarken tereddüt etmemesi gibi. Neredeyse finale kadar gelmişti, bu kız kesinlikle bir savaşçıydı. Gözleri dolarken mırıldandı.

Camelot'un DüşüşüWhere stories live. Discover now