13. Bölüm-Yansıma

1.3K 117 4
                                    

13. Bölüm-Yansıma

Turnuvanın üzerinden neredeyse bir ay geçmişti. Emery, Arthur'u her gördüğü yerde kaçıyordu, zamanla denk gelişleri bile haftada bire düşmüştü. Gaius ve Emery kahvaltı ederken yaşlı adam telaşlıydı. "Kahvaltıdan sonra seninle bir eve gideceğiz. Buranın yakınlarındaki bir köy. Genç kızların çoğu teker teker bayılmış. Kuzeyden buraya gelen bir hastalık olduğunu düşünüyorlar. Bayılan kişiler bir daha uyanmamışlar. Çoğu bir haftadan sonra beslenemediği için öldüler. Son görülen yer bu köy. Uther sıradaki yerin burası olduğunu düşünüyor. Bakmamı emretti."

"Gaius bir hastalık değil de, büyülü bir yaratık olmasın? Ya da birinin yaptığı kara büyüdür." Gaius genç kızın dediklerini onayladı.

"Uther da böyle düşünüyor. O yüzden bakmamı istedi. Ve sadece genç kız olmalarına değil, güzel olmalarına bakarak seçiyor kurbanlarını. Her ne ise alacağını aldı ve çoktan köyü terk etmiş olmalı. Yine de ne olur ne olmaz peşimden ayrılma." Başını salladı. Kahvaltıdan sonra birlikte yola çıkmışlardı.

**********

"Merlin, Emery nerelerde? Neredeyse bir aydır hiç görmedim." Gwaine'nin sorusuyla ona döndü Merlin. O ile Arthur kılıç çalışması yapıyordu ama dinlenmeye karar vermiş, çimlere oturmuşlardı. Arthur içki içerken soruya kulak asmamaya çalıştı. Genç kızın onun yüzünden buraya yaklaşmaya cesaret edemediğini biliyordu. Ne kadar hala kızgınlığı devam etse de çok ağır konuştuğunun farkındaydı. Aralarındaki tüm samimiyeti bitirmişti. Ama onunda kızgınlığı zaten Emery'nin bir samimiyet görmemesindeydi.

"Gaius'la çalışıyor, bu aralar yoğunlar. Şu kuzeyden gelen hastalık yakındaki bir köyde görülmüş. Ona bakmaya gittiler bugün." Arthur bunu demesiyle konuşmaya kulak kabartmıştı. Gwaine'nin, Percival için sorduğunu biliyordu. Uzun boylu şövalyenin gözleri onların üzerinde kulağı da konuşmadaydı. Zira kendini tutamayıp konuşmasıyla da bunu belli etmişti.

"Genç ve güzel kızları öldüren hastalık değil mi? Gaius onu neden götürdü ki kendisiyle?" Endişeyle konuşmasıyla Merlin ters bir bakış yönlendirmişti onunla. İki hafta önce sürekli Emery neden gelmiyor diye durmadan sorduğu için Merlin nedenini sormuş, şövalyede ondan hoşlandığını ve ciddi düşündüğünü itiraf etmişti. Ama Percival belki de hayatında ilk kez birinden korkmuştu. Merlin onu öldürecek gibi bakmış, ne kardeşinin biriyle olmaya niyeti olmadığını, ne de kendisinin bunu onaylamaya niyeti olmadığını dile getirmişti. Ondan sonra Percival herhangi bir şey demeyi kesmişti.

"Gaius hastalığın gittiğini düşünüyor. Alacağını almış, muhtemelen yeni bir yer arayışında olduğunu söyledi." Başlarıyla onayladıklarında yan taraftaki pazar meydanından bir çığlık koptu.

"Hastalığı kapmış!" Güzellik malzemeleri satan bir standın önünde genç bir kız yerde baygın yatıyordu. Şövalyeler ayaklanırken, herkes koşarak oradan uzaklaşmaya başlamıştı. Sadece genç kızlar değil, herkes hastalıktan korkuyordu. Arthur baygın kıza baktığında kanlı canlı normal sağlıklı bir insan olduğunu gördü. Gerçekten hastalık gelmişti.

**********

Köye geldiklerinde teker teker hastaları incelemişlerdi. Bayılanlar hep köyün güzel genç kızlarıydı, her hangi bir yaraları görünürde yok, sadece uyuyor gibi duruyorlardı. Nabızları, nefes alışları, her şeyleri normaldi. Gaius bir büyü izi bulabileceğini ummuştu ama hiçbir şey çıkmamıştı. Camelot'a geri döndüklerinde sabah ki şenlik ortamı kaybolmuş, pazar kalkmış, herkes evlerine çekilmişti. Dışarı da sadece tek tük erkekler vardı. Emery kaşlarını çattı.

"Ne oluyor burada?" Gaius onu kendi yanına çekti hemen.

"Hastalık gelmiş olmalı. Hadi eve gidelim." Onun için endişelenen yaşlı adam kızı kolundan tutup önden ilerledi. Sarayın kapıları da sıkıca kapatılmıştı. Onlar için açılırken içeri girdiklerinde hemen kapının önünde bekleyen Merlin onu görür görmez sıkıca sarılmıştı.

Camelot'un DüşüşüKde žijí příběhy. Začni objevovat