9. Bölüm-Kurtuluş

1.6K 131 154
                                    

9. Bölüm-Kurtuluş

Kapıdan giren üstünde prens kıyafetleriyle ve elinde kılıcıyla Edward'dı! Emery onun prensim derken yalan söylemediğini anlamış bulundu. "Edward!" diyerek onun yanına gidecekken Byron sıkıca kolundan kavradı onun.

"Sana yeterince müsamaha gösterdim, dur şurada!" Emery ağzına gelen tüm küfürleri ona sıralarken elindeki hançeri ona saplamaya çalıştı. Byron koluna isabet eden hançerle feryat ederken Emery'e sert bir tokat yapıştırdı.

"Dokunma ona!" Edward öfkeyle Emery'e ilerleyecekken önünü kılıçlı adamlar sarmıştı. Onlarla dövüşmeye başlarken Byron bir ayağını Emery'nin karnına bastırırken kılıcını çıkardı. Emery bu sefer ayağını ısırmıştı. Onu tekmesiyle savuran lord öfkeyle prense ilerledi. Önce onu halledip, sonra Emery'yle işini görüp kurtulacaktı. Bu kızla tüm hayatı boyunca asla uğraşamazdı. Direk kimseye bırakmadan öldürecekti. Biri sonunda prensin elinden kılıcını düşürdüğünde lord Byron askeri ittirdi. Kılıcı kaldırıp prense savuracakken biri kılıcın önüne geçerek kendi kılıcıyla durdurdu. Bu Prens Arthur'du. Başka bir asker kılıcını Arthur'a savuracakken Edward fırsattan istifade kılıcını almış, o da Arthur'a yardıma yetişmişti. Ortam kaos alanına dönerken şövalyelerde diğer adamlarla dövüşmeye başladı. Merlin ise kardeşini bulmaya çalışıyordu. Yerde baygın yatan Emery'i görür görmez korkuyla yanına gitti. Hala nefes aldığını görünce rahatlayarak onu uyandıracak bir büyü mırıldandı. Emery gözlerini açtığında kardeşini görünce sevinçle boynuna atıldı.

"Merlin!" Merlin onu sıkıca sarmalarken saçlarını öptü.

"Sorun yok güvendesin. Her şey geçti. Hadi seni buradan çıkaralım!" Merlin onu kaldırıp kimsenin saldırısına uğramadan çıkarmaya çalışırken Emery durdurdu.

"Merlin dur! Yardım etmemiz gerek! Onların sayısı daha fazla. Merak etme iyiyim ben." Emery onun yanağına bir öpücük kondurmuş, itiraz etmesine izin vermeden eline ölen adamlardan birinin kılıcını almıştı. O da kaosun içine dalarken bulduğuna kılıcı savuruyordu. Arthur'a saldıran bir adama arkadan kılıcı saplarken yere yığılan adamla onunla yüz yüze gelmişti. Arthur onu görmekten çok kılıçta bu kadar iyi olmasına şaşırmıştı. Ona gülümsediğinde kılıcını indirmişti.

"İyisin." Yüzündeki yer yer morluklara ve patlamış dudağına baktı. "Yani neredeyse." Emery de gülümseyerek konuşacakken Arthur hemen kılıcını kaldırmış, Emery'e saldırmak üzere olan Lord Byron'a kılıcını saplamıştı. Sonunda yenilen lord yavaş yavaş yere diz çökmüştü.

"Hepsi senin yüzünden küçük sürtük!" Emery'e tıslarken Arthur öfkeyle boğazını kesmişti, ona dediği lafın intikamını alır gibi. Lordlarının yenildiğini fark eden askerlerin kalanı kaçmaya başlamıştı, çoğu zaten ölmüştü. Emery hayatında hiç bu kadar rahatladığını hissetmemişti, kabus sana ermişti. Onu kurtarmışlardı. Elindeki kılıç usulca düşerken kısa sürede arkadaş olduğu adamlara baktı gülümseyerek.

"Teşekkür ederim." Hepsi kılıçlarını kınlarına koyarken yanına gelmişti bile. İlk konuşan Percival oldu.

"Sana bir şey yapmadı değil mi?" Endişeli sesine gülümsedi Emery.

"Birkaç ufak morluk sadece, önemli bir şeyim yok. Hem tam vaktinde yetiştiniz. Hepiniz." Son cümlesini derken Prens Edward'a baktı. Odadakiler onu yeni fark etmiş gibi ona döndüler. "Eğer o olmasaydı, kurtarılmış ama dul bir leydi olacaktım." Yüzünün iğrenmiş ifadesine hepsi gülmüştü. Edward yanına geldiğinde onu kontrol etmek ister gibi bakışlarını yüzünde gezdirdi. "Dün gerçekten prens olduğun için gülüyordun değil mi?" Emery'nin gözünü kısarak söylediği şeye sırıttı.

Camelot'un Düşüşüजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें