20. Bölüm-Kılıç Efsanesi

1.2K 102 12
                                    

20. Bölüm-Kılıç Efsanesi

Nathaniel nazikçe bir elini genç kızın beline dolamış, bir eli de onun elini kavramıştı. İkisi dans etmeye başlarken, Emery daha önceki danstan deneyimliydi. Arthur kaşlarını çatarak ikiliye baktı, daha ne yapacaklardı ki? Adamı kaç dakikadır tanıyordu bu kız?

"İtiraf edeyim dans edebileceğini düşünmemiştim. Bir trolün dans etmeye çalışması gibi olacağını düşünmüştüm." Nathaniel'in sırıtarak söylediği sözlere içten bir kahkaha attı genç kız. Onun yanında gülmemek kesinlikle imkansızdı, ara sıra sataşmasıyla tüm enerjiyi yükseltiyordu.

"Bende dans etme yeteneğinin bir kızı etkilemeye çalışman kadar kötü olmasından korkmuştum ama fena değilmişsin." Nathaniel sırıtarak genç kızın elini havaya kaldırarak hızlıca döndürüp kollarını beline dolayarak kendine çekmişti.

"Daha hiçbir şey görmedin." Arthur öfkeyle karşısındaki prensesin belindeki kollarını sıkılaştırdığını fark etmemişti. Rahatsız olan Dianne beline sarılı kolları gevşetmeye çalıştı.

"Prens Arthur, canımı acıtıyorsunuz." Prensesin uyarısıyla kollarını tamamiyle çeken Arthur, bedenini de geri çekmişti.

"Ben özür dilerim leydim. İçkiyi fazla kaçırdım sanırım. Biraz hava alsam iyi olacak." Kendisine ilgiyle bakan genç prensese ilgi gösteremeyecek kadar keyifsizdi, inat için bile olsa. Gözleri hala keyifle dans eden ikili de terasa çıkmıştı.

**********

Emery, kendisini saraydaki odalarına bırakan Nathaniel'a teşekkür ederek vedalaştı. Odaya çıkan merdivenlere çıkamadan bir kol onu sertçe kavramış, kendini duvara yaslı bulmuştu. Öfkeyle bakan bir çift buz mavisi hareyi görür görmez tanımıştı. Yoğun içki kokusuna yüzünü buruşturdu. Genç prensin kendinde olmadığını anlamak için konuşmasına ihtiyacı yoktu.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Prensin sorusuna kaşlarını çattı Emery, bunu sorması gereken o değil miydi? Öfkeli gözlerdeki hayal kırıklığını görmemek imkansızdı ama bu durumda olması gerekende Emery'di. Yine onu rahatsız edecek ne yapmış olabilirdi ki? Elleri prensin yüksek sesinden dolayı ağzına kapandı, biri duyabilirdi.

"Sessiz ol biri duyacak!" Fısıltıyla bağırdığında Arthur kızın ellerini çekti.

"Herkes şenlikte. İleri de birkaç asker var, onlarda ağzını açmaya cesaret edemez." Emery etrafa göz attı, görünürde kimse yoktu. Gaius ve Merlin'de yarım saatten önce gelmezdi.

"Hem ne yapıyormuşum? Bu soruyu sorması gereken ben değil miyim lordum?" Resmiyeti korumaya karar verdi genç kız. Prensin istediği mesafeyse bunu verecekti, ona bir prens gibi davranacaktı.

"Sen genç bir kızsın! Her bulduğun erkeğe yakın davranıp kendini ne duruma düşürdüğünün farkında mısın?" Emery midesinin bulandığını hissetti. Az önce ona ne demek istemişti o? Kendinde olmadığını söyleyip ittirecekken Arthur konuşmaya devam etti. "Hoşuna mı gidiyor? Diğer kızlar gibi sadece kızlarla arkadaş olmak yetmiyor mu sana? Yoksa asıl hoşuna giden sana karşı ilgileri mi? Çünkü sana en ufak ilgi gösteren bir erkekle daha yakın oluyorsun da." Gözleri dolan genç kız bir an bile düşünmeden elini prensin yanağına geçirdi. Sert tokadın sesi koridorda yankılanırken, Arthur'un yanağı yana düşmüştü. Ama bu tokat onu biraz da olsun kendine getirmişti. Pişmanlıkla ağzını açtı.

"Emery ben..." Genç kız onu göğsünden ittirip cümlesini tamamlamasına izin vermeden bağırmaya başladı.

"Kes sesini! Bu kadar yeter tamam mı? Benim de bir sınırım var! Senin oyuncağın değilim! Gel Emery, git Emery, benimle konuşma Emery, onunla konuşma Emery, kız gibi davran Emery... Emery, Emery, Emery!" Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti yaşlar yanağından süzülürken. "Bana ilgi gösterip, bana iyi hissettirip sonra hayatımdan defolup gidiyorsun! Anlıyorum, sen koskoca prenssin, ben zaten yanından bile geçemem! Senden beklentim zaten yok, peşinde de dolanmıyorum! Ama sen bana durmadan karışmaya devam ediyorsun! İstediğin bir şey olmadığında insanların hayatına müdahale edemezsin! Sürekli beni görmezden gelip, hoşuna gitmeyen bir şey olunca hayatıma girip karışamazsın! Artık açık kapı yok, güven yok, bitti! Sen klasik şımarık bir prensten fazlası değilsin! Hayatımda bir yerin yok ve bu senin bana karışma hakkın olmadığını gösterir! Prens emirlerinde benim tüm hayatımı yönetmekte işlemiyor! Emirlerini sadece bir prensi dinlemem gerektiği kadar dinlerim! Kiminle konuşup konuşmayacağım da bu alana girmiyor! Memnun değil misin, o zaman idam ettir! Bir o kaldı zaten." Arthur onun sözlerinin altında ezilirken, genç kız cevap vermesini beklemeden hızlıca odaya girmişti.

Camelot'un DüşüşüWhere stories live. Discover now