33. Bölüm-Kim Ölmeli?

692 63 59
                                    

İyi okumalar çiçeklerimmm <333

33. Bölüm-Kim Ölmeli?

Emery, Arthur'un odasına geldiğinde kapının aralık olduğunu görünce sessizce içeri girmişti. Sarı saçlarını aynada düzelten adam keten bir gömlek giymiş, omuzlarında koyu kırmızı bir pelerin asılıydı.

Genç kız masada duran tacı eline alarken arkadan onu henüz fark etmeyen prense ilerlemişti. "Majesteleri tacını takma lütfünü bana bahşederler mi?" Ona bir ilkbahar akşamını anımsatan sesi elbette tanımış, gülen gözleri sıcak bir karşılama sunmuştu genç kıza. Kıza doğru dönen bedeni kollarıyla onu belinden sarmalamış, kendine çekmişti.

"Sizin ellerinizden ölmek bile bir lütüf olur benim için leydim." Emery kollarını onun boynuna dolamış, bedeninin sıcaklığının tadını çıkarmıştı, taç elinde sallanıyordu. Arthur'un yanındayken kılıç yok oluyor gibiydi, etkisinden kurtuluyordu sanki. Bu durum onun yanında olduğu her anı ayrı bir lütüf yapıyordu.

Sonunda geri çekildiklerinde Arthur, genç kızı süzmüştü. Gözleri parlarken elinden kavramış, onu döndürmüştü. "Çok fazla güzelsin, gece boyu seni yanımdan ayırmamam gerek." Emery tekrar ona yaslanırken mırıldandı.

"Bana uyar. Ama kral bu durumdan rahatsız olabilir." Genç kızın öne gelen saçlarını kulağının arkasına itti.

"İnan bana gece umurunda bile olmayacağız. Kılıç için civardaki tüm soyluları ve şövalyeleri çağırdı. Maskeli yapmasındaki amaçta eğer kılıcı biri kaldırırsa başkaları öğrenmesin diye." Emery'nin göğsünü derin bir endişe kaplarken ona tekrar sarılmıştı. Ya kılıç onu tekrar kontrol ederse? Ya kılıcı kaldırmayı denerse? Neler olacaktı? Oraya gidip gitmemek konusunda artık o kadar emin değildi.

"Kılıç... Salonda mı olacak?" Arthur başını sallamıştı.

"O şey beni huzursuz ediyor. Mazisi pek iyi değil. Kötü şeyler olacak gibi hissediyorum." Emery onun yorumuna sessiz kalmıştı. Çünkü zaten bunun olacağını biliyordu.

"Kılıcın sahibi ortaya çıksaydı... Ne yapardın?" Arthur onun sorusuna cevap vermek üzereyken kapı çalınmadan açılmıştı. Gelen Merlin'i gören ikili hemen ayrılsa da, büyük kardeş çoktan söylenmeye başlamıştı bile.

"Şunu gözümün önünde yapmayın diyorum. Psikolojim bozuluyor. Tanrım! Seni anneme söyleyeceğim!" Emery ona ne saçmalıyor bu aptal bakışını atarken Arthur göz devirmişti. Genç kız abisinin "tatlı" yorumunu görmezden gelmiş, parmak uçlarında yükselerek prensin tacını geçirmişti. Bilerek abartılı bir şekilde öpme sesi çıkararak yanağına sulu bir öpücük kondurmuştu. Arthur yaptığına gülmemek için dudaklarını ısırırken kolunu kızın omzuna çekip yanına çekmişti.

"Niye geldin?"

"Kral seni bekliyor karşılama için." Arthur'un gözleri bariz bir şekilde Emery'i bırakma konusundaki tereddütünü belli ederken göz deviren Merlin olmuştu. "Ben onunla giderim. Karşılamadan sonra yanımdan alırsın." Emery de gülümseyerek onaylamıştı. Arthur karşılama için önden giderken Merlin kızkardeşinin koluna girdi.

"Kılıca yaklaşmayacağım, tamam mı? Gece boyu beni gözlemene gerek yok. Zaten Arthur olacak." Genç kız abisinin yaşananlardan sonra bu konuda bir şey demeye korktuğunu biliyordu. Yerinde husursuzca kıpırdanışı da kendini tuttuğunu belli ediyordu.

"Emery... Sana güveniyorum ama kılıç, seni kontrol etmeye çalışıyor. Çok fazla güçlü, tahmin edemediğimizden fazla. Akşam Ragnor'da gelecek, en ufak bir şüphe duyarsa geri durmayacak. Sana karşı ilgisi sadece bir hevese dönecek." Emery bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşmuştu.

Camelot'un DüşüşüWhere stories live. Discover now