10. Bölüm-Yakınlaşma

1.6K 130 154
                                    

shippercatsse ithafen, sözümü tuttum :)

10. Bölüm-Yakınlaşma

Arthur onu izlerken Emery köyden birkaç kızla muhabbet etmeye başlamıştı. Percival ise oturmak yerine kalkarak eline ikinci bir içecek daha alıp genç kıza doğru ilerledi. O daha ulaşamadan köyün genç delikanlıları kızın etrafını sarmıştı. Percival somurtarak onları izlerken Emery gülerek hepsiyle muhabbet ediyordu. Sarışın bir kız Percival'le konuşmayı deneyince umursamayıp tekrar yerine dönmüştü. Arthur onun ne yapmaya çalıştığını anladığı için konuşamamasına biraz sevinirken Emery'nin çevresindeki erkeklerden o da en az onun kadar rahatsız olmuştu. Kesinlikle herkesin anlaştığı ve çevresinde dolandığı biriydi, kuşkusuz genç erkekler arasında da popülerdi. Ama anlaşılan o, bu ilgiyi normal bir arkadaşlık zannediyordu tıpkı Edward da olduğu gibi. Ve bir diğer kesin şey ise Emery'nin anlaşamadığı tek erkek kendisiydi. O an hepsinin arasından onu çekip almak istedi, ciddi ciddi bunu yapmayı planlarken Merlin daha erkenci davranmış, çocukları onun çevresinden dağıtıp, kardeşini de masaya oturtmuştu. Arthur sırıtırken Emery'nin Merlin'i azarladığı belliydi. Merlin ise kulak asmamış onun ağzına yemek tıkıştırmıştı. Genç kız abisinin kafasına şaplak geçirirken, Merlin ise saçlarına yapışmıştı. Köy ahalisi buna alışık olduğu için umursamıyordu bile ama Arthur şokla ikiliyi izliyordu. Birbirlerinden hem bu kadar gıcık kapıp hem de bu kadar birbirlerini sevmeleri oldukça şaşırtıcıydı. Olaya anneleri müdahale etmiş, ikisinin kulaklarını çekerken azarladığı her halinden belliydi. Arthur kendini tutamayıp bir kahkaha koyverirken bu sefer şaşkın bakışlar ona toplanmıştı.

"Lancelot bu dediğin çok komikti." Arthur toparlamak için bunu uydurup onun koluna vurmuştu. O ifadesini toplayıp gülmeyi keserken, Lancelot ise anlamasa da bu hareketine gülmüştü. Bu günlerde prensleri normal değildi kesinlikle.

Gece olunca Hunith onlar için yatakları hazırlamıştı. Evleri salon ve ayrı bir odadan oluşuyordu, oda da normal zamanlarda Hunith ve Emery kalırken Merlin salonda uyuyordu. Anneleri Arthur'un oda da kalması için ısrar etmesine rağmen, Arthur Emery ve onun oda da kalması gerektiğini söyleyip kendisi salonda diğer erkeklerle kalmıştı.

Birkaç saat sonra herkes uykuya dalarken, Arthur yerinde kıpırdanıp duruyordu. Uyku bir türlü tutmamıştı genç prensi. Emery ve annesinin bulunduğu odadan kapı sesi gelince Arthur oraya bakındı. Pencereden vuran ay ışığından onun Emery olduğunu gördü. Genç kız fazla ses çıkarmamaya özen göstererek dışarı çıkarken Arthur da ayaklanmıştı. Onun peşinden dışarı çıkıp ormana gitti, nereye gittiğini merak ediyordu. Bir süre sonra onu gözden kaybetmişti. Şaşkınlıkla etrafa bakarken ensesinde keskin metali hissetti. Yutkunup duraksarken, seri bir hareketle yere eğilip kılıcı tutan kişiye çekme taktı. Onun düşürdüğü kılıcı almaya çalışırken bacağının ısırılmasıyla inledi. Kılıcı bırakıp tüm kuvvetiyle bacağını ısıran karanlık figürü tutup yere sererek üstüne çıktı. Bir kolu onun boynuna sıkıca baskı yapıyordu. Nihayet vuran ay ışığıyla altında yatan kişiyi fark edince hızla kolunu çekti.

"Emery! Arkamdan neden sinsi sinsi dolanıyorsun?" Emery boğazını tutarken öksürdü.

"Asıl sen arkamdan sinsi sinsi dolanıyordun!" Arthur dudak büktü, mantıklıydı.

"Çıktığını görünce merak edip geldim. Ne işin var bu saatte dışarı da?" Arthur'un kolları onun iki yanına açılmış, bacakları önceden kalma kendini korumak için onun bacaklarının üstündeydi. Ama ikisi de henüz farkında değil normal bir pozisyondaymış gibi konuşuyorlardı.

"Uyuyamadım hava almaya çıktım." Başını salladı Arthur. Emery durumu yeni fark etmiş gibi doğrulmaya çalıştı. "Üstümden kalkmaya niyetin var mı?" Arthur hemen kendini yana atmış, göz devirmişti. Sırtını ağaca yaslarken onun yere düşürdüğü kılıcı alıp incelemeye başladı. Emery ise o sırada doğrulup onu biraz kaydırarak o da sırtını ağaca yaslamıştı. Arthur artık onun hareketlerini garipsemiyordu.

Camelot'un DüşüşüWhere stories live. Discover now