27. Bölüm-Bedeli Ne Olursa Olsun

Start from the beginning
                                    

"Senin saçının teline bile zarar veremez. Buna izin vermeyeceğim. Ne olursa olsun." Emery buna sessiz kalırken saraya gelmişlerdi.

*********

Arthur pencerenin kenarında durmuş, durgun bir halde dışarıyı izliyordu. Ne kapının tıklatılmasını, ne de masaya bırakılan tabağı duymuştu. "Dışarı da bu kadar ilgi çekici olan ne var prensim?" Emery onun yanına sokulmuş, pencereden dışarıya bakmaya çalışıyordu. Arthur'un gözleri şokla açılırken yanındaki genç kıza döndü.

"Emery!" Çantasından kurtulmuş, abisini ikna ederek Arthur'un kahvaltısını getiren Emery, prense sıcak bir gülümseme bahşetti. Kendisini sıkıca saran kollarla gülümsemesi daha da genişledi. "Gitmemişsin."

"Annem... Haber yollamış. İyiymiş." Arthur geri çekilirken eli genç kızın yanağına gitti. Emery onun sarılı koluna nazikçe dokundu. "Acıyor mu?"

"Artık değil." İkisi birbirlerine gülümseyerek bakarken Arthur elini çekmemişti.

"Yanımda dur. Lütfen." Daha önceki konuşmalarına yapılan atıfı anlayan prens gülümsedi, cevabını almıştı. Az önceki tüm hüznü gitmiş, yerini tarifsiz bir mutluluk almıştı. Genç kızın alnına dudaklarını nazikçe bastırırken gözlerini yumdu.

"Bedeli ne olursa olsun." Emery tekrar onun kolları arasına girerken bir süre öylece durdular. Artık bir engel yoktu. Ne Percival ne Prenses Dianne. Önemli olan sadece ikisiydi.

"Hadi gel. Kahvaltı yap. Sonra da ilaçlarını içmen lazım." Emery onun elinden tutup sürüklerken Arthur ellerine bakıp gülümsedi. Masaya geçerken genç kızı da yanına oturtmuştu.

"Bugün idmanı izlemeye gelsene. Hem uzun süredir bizimkileri de görmedin. Merlin'den daha işe yarar olacağın kesin." Emery onun dediklerine kıkırdadı.

"Kılıçta size meydan okuyabilirim prensim. Sizi şövalyelerinizin önünde gücendirmek istemem." Alayla söylediği şeye Arthur sırıttı.

"Öyle mi küçük hanım? Bunu zevkle denemek isterim. Ama ağlayarak yanımdan ayrılmayacağınızı bilmem gerekiyor." Emery de sırıtarak onun yakalarını düzeltti.

"Sonunda kimin ağlayacağı belli olmaz. Babanıza koşarak gitmeyecekseniz meydan okumayı kabul edeceğim." Arthur gülerken genç kızın burnunu çekti.

"Cidden kendine fazla güveniyorsun." Emery masadan aldığı bir parça üzümü prense yedirdi.

"Ben kılıçla doğdum tatlım." Arthur da bir dilimi onun ağzına koyarken göz kırptı.

"Ah tatlım, ben küçüklüğümden beri öldürmek için eğitildim." Emery son darbeyi vuracağını belli edercesine gözlerini meydan okurcasına kıstı.

"Peki ne zamandan beri bir ahmak olmak için eğitiliyorsun?" Abisinin söylediği lafa atıfta bulunurken Arthur cıklayarak kafasını iki yana salladı.

"Benimle böyle konuşamazsın. Ben bir prensim."

"Pardon prensim. Peki ne zamandan beri bir ahmak olmak için eğitiliyorsunuz lordum?" Arthur gözlerini kısarak parmağını genç kıza salladı.

"Sen ve abin çok arsızsınız." Emery kıkırdayarak bir başka üzümü prensin ağzına tıktı.

"Ama kabul et. Bize bayılıyorsun." Arthur düşünürmüş gibi yapıp gözlerini kısarken çenesini kaşımıştı.

"Abin için aynısını söyleyemem. Ama evet. Sana bayılıyorum." Onun gözlerinin içine bakarak söylerken Emery gülümsedi. İkisi bir süre bakışırken yanaşan Arthur'u bozan genç kızın ağzına kocaman bir ekmeği tıkıp ayaklanması olmuştu. Arthur zar zor çiğnemeye çalışıp ayaklanırken göz devirmişti. "Koçmo." Ağzındakini zorlukla yutarken parmağını ona salladı. "Seninle dövüşeceğiz. Kazanırsam ödül isterim."

Emery onun giyeceği eşyaları toparlayıp yardım etmeyerek üstüne fırlatmıştı. Arthur yakalarken göz devirmişti. Ama Merlin'e yaptığının aksine onu azarlamamıştı. "Bende isterim. Ne olursa olsun kabul edeceksin ama."

"Anlaştık." Emery onun yanağına ufak bir öpücük kondurup tabağı alarak çıkarken bağırdı.

"Ağlamaya hazır ol!" Arthur ise cevap vermek yerine gülümseyerek gidişini izlemişti.

**********

Merlin, Gaius'la yaşananları konuşurken ikisi de tedirgindi. Ne yapacaklarına emin değillerdi. Ragnor'dan onu ne derece gizleyebilecekleri bile şüpheliydi. "Emery güçlü durmaya çalışıyor ama korkuyor. Arthur'un yanında olmak onu rahatlatıyor. Hem kılıçtan da uzak tutabilir onu o." Gaius, genç büyücünün sözlerine başını salladı.

"Hem ikisi birlikteyken Ragnor ona yaklaşmayacaktır. Anladığım kadarıyla kardeşin ilgisini çekmiş. Bir kızın kılıcın sahibi olacağını şu an muhtemelen düşünmüyordur." Başını salladı Merlin. Arthur'la ikisini birlikte görürse kardeşinden uzak durma ihtimali daha yüksek olurdu.

"Ben gidip onlara bakayım. Kılıç talimine geçmiş olmalılar." Merlin kapıyı açınca eli havada kapıya vuracak Ragnor duraksamış, Merlin'e gülümsemişti.

"Ah, tekrar karşılaştık! Erken dönmüşsünüz." Emery'e bakınmak için göz atmıştı. "Kızkardeşinde döndü mü?"

"Hayır, kendisi prensin yanında. Benim yerime bakıyor." Merlin tedirginlikle kapıyı sıkıca tutarken Ragnor omuz silkti.

"Tüh. Gaius burada mı? Onu görmeye geldim."

"Neden?" Ragnor ona yaklaşarak kulağına fısıldadı.

"Neden olduğunu biliyorsun. Anlamayacağımı mı sandın?"

Camelot'un DüşüşüWhere stories live. Discover now