1. Bölüm-Camelot'a Gidiş

6.9K 267 290
                                    

1. Bölüm-Camelot'a Gidiş

"Ah, hadi ama Merlin! Seninle gelmeme izin ver, annem beni dinlemiyor!" Merlin eşyalarını toplarken kendisinden birkaç yaş küçük kardeşinin yalvarmalarını görmezden geldi. Küçük bir köyde yaşadıklarından ötürü annesi burada büyü güçlerinin fark edilmesinden endişe ediyor, bu yüzden Merlin'i eski bir tanıdıkları olan Gaius'un yanına yolluyordu. Ama ne yazık ki babalarının büyü güçlerinin geçmediği kardeşinin gönderilme gibi bir ihtiyacı yoktu ve annesi saray için asıl baş belasının her yerde mutlaka bir sorun çıkaran kızı olduğunu düşünüyordu.

"Olmaz Emery! Annemi duydun, hem haklılık payı da var doğrusu. Ben yanlışlıkla başıma bela açıyorum, sen ise belanın ta kendisinin. Bundan hoşlanıyorsun, başına bela almak hoşuna gidiyor. Sarayda düşünemiyorum. Sarayda her kadın narin bir hanımefendidir, kılıçla etrafta dolanan kendini şövalye zanneden ama aslında ufacık bir kız olan çocuklar değil." Emery, abisinin başına bir şaplak atarak onun topladığı eşyaları dağıtmaya başladı. Merlin ise onu durdurmaya çalışıyordu ama hiçbir işe yaramıyordu.

"Anne! Emery beni dövüyor!" Emery onun ağzını kapatmaya çalışırken ayağıyla eşyalarını ittirmeye çalışmıştı. Merlin büyü güçleriyle sepetteki meyvelerin onun üstüne gitmesini sağlarken bu sefer kardeşi kaçmaya başlamıştı. Merlin ise gülerek bir elmayı kapıp yerken onu izliyordu.

"Anne! Merlin büyü güçlerini kullanıyor!" Kardeşinin bağırmasıyla hemen meyveleri indiren Merlin geç kalmış, elmalardan birinin annesinin başına düşmesini sağlamıştı. Emery sırıtarak bir elmayı bu sefer o alıp yerken, yutkunan Merlin'in kıvranışını zevkle izliyordu. Annesi ise kollarını göğsünde bağdaş yapmış, bir ayağını yere ritimli bir şekilde vururken ikisine de ters ters bakıyordu. Emery bu işten kendisinin de sıyrılamayacağını anlayınca hemen kardeşini suçlamaya başladı. "Anne, Merlin'e isterse ona yardım edebileceğimi söyledim ama bana beceriksiz deyip yanından defolmamı söyledi. Sonra ben ona neden öyle söylüyorsun deyince bir an da gücüyle meyveleri üstüme yolladı..." Diğer yandan ise Merlin suçu ona atmaya başlamıştı, eh o pekte haksız sayılmazdı.

"Anne Emery benden onu götürmemi istedi, bende senin izin vermediğini söyledim ama bir an da eşyalarımı dağıtmaya başladı..." Annesi sabırsızca ikisinin yanına gelip kulaklarını tutup çekerken, birbirleriyle durmadan didişen çocuklarını azarlamaya başladı.

"Merlin Ambrosius ve Emery Ambrosius! Birbirinize saygılı olun artık! Çocuk değilsiniz! Özür dile abinden Emery!" Merlin sırıtırken, Emery dudaklarını büzdü.

"Ama an..." Annesinin ters bakışlarıyla üfleyip, Merlin'e zoraki bir mırıltıyla özür diledi.

"Anne ben pek duyamadım da sen duydun mu?" Emery boşta olan koluyla ona dirsek atarken Merlin acıyla inlemişti. Bu inlemesine annesinin kulağını sıkarak çekiştirdiği Emery'de katılmıştı.

"Özür dilerim!" Merlin zaferle sırıtırken annesi bu sefer ona bakmıştı. Merlin yutkunurken tekrarlanmamayı umarak kardeşine göre daha sesli bir şekilde özür diledi. Anneleri ikisinin de kulağını bırakırken rahatlayarak kulaklarını ovdular.

"Şimdi Merlin sen şu dağıttığın elmaları topla, Emery sende kardeşinin eşyalarını, hadi bakalım itiraz kabul etmiyorum." İkisi de itirazdan bir şey elde edemeyeceklerini bildikleri için usulca annelerinin dediğini yapmaya başlamıştı ama bir yandan da birbirlerine kötü bakış atmaktan geri durmuyorlardı.

İşlerini bitiren Merlin ve Emery'den sonra aile son yemeklerini yemiş, Merlin'i uğurlamak için dışarı çıkmışlardı. Emery hala gitmek konusunda ısrar etsede ikisi de ona pek kulak asmamıştı. Kaderine boyun eğen Emery üfleyerek kardeşine sıkıca sarıldı. Didişse de durmadan kavga da etseler annesi ve o her şeyiydi. Şimdi ailenin bir üyesi eksiliyordu işte.

"Seni özleyeceğim kepçe kulak." Diye mırıldandı kardeşinin kulağına Emery, gözleri dolmuştu. Merlin bu dediğine kızmak yerine gülümseyerek onu sıkıca sarıp saçlarını öpmüştü.

"Bende seni özleyeceğim ufaklık. En kısa zamanda döneceğim söz. Hem belki bu sefer seni de kendimle götürürüm hm?" Kardeşinin yüzünü ellerinin arasına alıp, onun onayını bekledi. Emery de gülümseyerek başını salladı.

"Eğer götürmezsen benden çekeceğin var, biliyorsun." Hunith gülümseyerek iki çocuğunu izliyordu, ikisi onun bu hayattaki her şeyiydi. Onlardan birine bir şey olsa ne yapardı bilmiyordu. Büyü gücü kızına da geçmediği için çok mutluydu. En azından onun için fazla endişelenmiyordu. Kızlardan çok erkeklerle oynayan kızı ise, ki Merlin'i bilerek fazla dışarı yollamazdı sadece kızıyla oynamasına izin verirdi güçlerini saklayamama ihtimaline karşı, daha çok erkek çocuğu gibi yetişmişti. Doğru dürüst ne yemek, ne dikiş yapabilirdi. Kılıca gelince eğer bir erkek olsaydı, şövalye olacağı kesindi. Bu çevre de onunla evlenmek isteyen her genç ise güzelliği için istiyordu. Kızının başına en çok dert açacağını düşündüğü konu da buydu, saraya da bu yüzden pek göndermek istemiyordu. Zengin ve soylu bir kimse onların ne istediğini umursamazdı, kızını isterlerse alırlardı. Bu yüzden onu evde tutmak en güvenli yoldu.

Merlin annesiyle de vedalaştıktan sonra onlara el sallayarak yürümeye başlamıştı. Anne ve kardeşi ise dikkat et diye son kez seslendiler. Merlin gözden kaybolduğunda annesi akan gözyaşlarını sildi hemen kızına belli etmemek için. Gerçi kızının da ondan pek bir farkı yoktu, o da kendince güçsüz görünmemek için arkasını dönmüştü.

"Emery ben biraz dinleneceğim. Günün batmasına yakın beni uyandır, olur mu?" Kızının yanıt vermesini beklemeden içeri girmişti. Emery duvara yaslanarak kardeşinin kaybolduğu düzlüğe baktı, Merlin'i çok özleyecekti. Bazen bir erkek olarak doğmayı çok istiyordu, bu sayede şövalye olabilirdi. İç çekerken içeri girecekken aklına gelen fikirle duraksadı. Annesinin izin vermesine gerek yoktu, hemen o uyurken o da yola çıkabilirdi. Annesi burada çalışması gerektiği için hemen gelemezdi, yola çıkmasıyla birlikte en az iki hafta olurdu Camelot'a varması. Bu süreçte keyfini çıkarırdı, Merlin'in gözüne gözükmese yeterdi. O onu kesinlikle geri götürürdü.

Planını uygulamak için hemen eşyalarını bir bohçaya koydu. Yatağının altından yıllardır biriktirdiği ufak tefek paralarla aldığı kılıcı omzuna aldı. Çok kaliteli bir şey değildi ama onu korumaya yeterdi. Annesi ne kadar itiraz etse de dinlememiş, kendilerini korumaları gerektiğini söylemişti ve sonunda ona kabul ettirerek almıştı. Saçlarını toplayıp, üstüne başlıklı mor pelerinini geçirerek bohçasını eline alıp son kez annesine bakmıştı. Uykusunun ağır olmasına şükrederek yanağına ufak bir öpücük kondurdu. "Üzgünüm anne." Kimseye gözükmeden köyden çıkarken rehber olarak kardeşinin izlerini ve orman bilgisini kullanmıştı. Baya uzun bir yolları vardı.

Bölüm Sonu Notu: Merlin, Arthur efsanesi sevenler ve büyülü tarih severler hepiniz hoş geldiniz. Emery (Kendisi görseldeki Cursed'dan Nimueh) ile büyülü maceramıza hazır mısınız? :)

Camelot'un DüşüşüWhere stories live. Discover now