"Ve yine hastanedeyim , hala alışamadım her ne kadar vakit geçirsem de bu ortama... Yani tuhaf değil mi? Birileri ölürken birileri doğuyor.. Kiminin kahkaha sesi, kiminin acı çığlığı yankılanıyor bu koridorlarda...
Ve belki de bir aşk doğar bu ç...
Bölüm yeni düzenlemeler ve eklemeler ile yenilendi.
27.04.2021
[][][][]
Z-Yaa kızım öyle işte.. Melis teyzenin biri kız biri erkek ikizleri olacak, isimleri de Yaprak ve Toprak.. Evet annecim, artık 2 tane erkeğin ve bir tane de kızın ablası olacaksın.. Yaa çok güzel dimi abla olmak ? Yapalım mı sana bir kardeş ha ? İster misin kızım evde bir bebiş daha ? Böyle her gece zırıl zırıl ağlayan, derdini anlatamayan, altına sürekli kaka yapan; gerçi sende hala altına kaka yapıyorsun ama olsun.. Ben hiç abla olmadım kızım hayatımda, annemlere hep 'kardeş istiyorum, kardeş yapın' diye yalvarırdım küçükken ama hiç olumlu bakmazlardı.. Yani ben hiç kardeş duygusunu tatmadım.. Tek çocuk olmanın ne kadar zor olduğunu bildiğim için ben sana gerçek abla olmanın ne demek olduğunu öğreteceğim.. Bir kardeşin olduğunda! Belki ileride kızarsın 'Neden bana bir kardeş yaptınız' diye.. İstemezsin onunla oyuncaklarını paylaşmayı ya da uyuduğunda sessiz durmayı.. 'Abla yardım eder misin ödevlerime' diye yanına geldiğinde belki kovarsın yanından, sana çok basit gelen ama onun için fazlasıyla zor olan ödevleriyle uğraşmak istemezsin.. Ama ikiniz de büyüyüp birbirinizin dert arkadaşı, sır ortağı olduğunuz ve bir gün baban ya da beni kaybettiğiniz zaman işte tam da o anda anlayacaksınız 'kardeş' kavramını.. O yüzden keşke benim de bir kardeşim olsaydı da, anneanneni kaybettiğimiz gün kardeşime sarılıp doyasıya ağlasaydım, acımı toprağa akıtana kadar!
A-Me..me !
"Yalnız şurada iki duygusal söz söylemiştim kızım, onu da 'meme' diyerek çok güzel cevapladın." diyorum bir anda gülmeye başlayarak.
"Ann..nee mamama dedde buuvv.."
"Ama yani kızım eskiden ne güzel ben içimi dökerdim sana, anlamazdın ama alakasız kelimeler de söylemezdin. Şimdi yine anlamıyorsun ama iki duygu sömürüsünü şıp diye başka yerlere çekiyorsun cık cık cık olmaz ki ama.." Gülümsemeye devam ederken Alya önce boş boş yüzüme bakıp sonrasında dişlerini gösteriyor. "Şebek seni.."
Alya'nın başından öptüğüm sırada içeriye Kerem girip yanımıza oturuyor. "Aman da aman benim dünyamın kraliçesiyle prensesi de burdaymış.. Şimdi bu yorgun kral öpücüklerini alsınmış." diyor gülümseyerek Alya'yı kucağına alırken. Alya yeni öğrendiği şey olan Kerem'i yanağından öptükten sonra bana doğru eğilip dudaklarımızı buluşturuyor. "Ohh.. Dünya varmış!"
Başımla onaylayıp, teşekkür anlamında yeniden yanağından öptükten sonra perdeyi çekmek için ayaklanıyorum. "Kereem şuna baksana.." diyorum parmağımla işaret ederek. "Yazık ağaçta kalmış kedi, çok da küçük.. Alsak ya onu.."
"Alalım güzelim.."
Kerem, Alya'yı bana verdikten sonra bahçeye çıkıp, ağaca tırmanarak kediyi kurtarıyor.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
