55| Bir Çocuğun Çikolata Sevmesi

7.8K 231 20
                                    

Bölüm yeni düzenlemeler ve eklemeler ile yenilendi.

10.12.2018

•°•°•°•

Yine çok güzel bir pazartesi sabahı, güneş ışıklarının penceremizden yatağa süzülmesi üzerine gülümseyerek açıyorum gözlerimi.. Desem yemin ederim ki çarpılırım.. Güzel pazartesi mi olurmuş hiç? Her pazartesi pistir, iğrençtir, kakadır!

Zaten öyle mutlu uyanan insanlara da ayrı bir zaafım var, hayır yani ben ne zaman uyansam 5 dakika daha fazla uyuyabilmek için her şeyi yapabilirim yani.. Cık cık cık! Şu dünya da mutlu uyanamadan ölürsem gözüm açık gideceğim zaten, kesin yani..

"Zeynep.. Hadi uyan güzelim." saçlarımın arasından öpüyor. "Hadi ama bak hastaneye geç kalacağız hem senin hem benim ameliyatım var bugün.."

Ahh doğru! Hem de bir değil iki değil üç sezaryen doğum.. "Tamam kalktım." diyorum yatakta oturur pozisyona gelerek.

Boynumda hissettiğim sıcaklıkla kocaman sırıtıp Kerem'e dönüyorum.. Sabah öpücüğümü aldıktan sonra yataktan kalkıp penguen misali yürüyerek banyoya geçiyorum. Duşumu aldıktan sonra hazırlanıp aşağıya -Kerem'in hazırladığı- kahvaltı masasına oturuyorum. "Al güzelim.." diyor elinde ki nektarı süzülmüş portakal suyunu uzatarak.

Kerem'i yanağından öptükten sonra kreplerden birini alıp tabağıma yerleştiriyorum. "Melis'ler, Yağmur'lar falan ne yaptılar ki.. Sen hiç konuştun mu Can veya Aksel'le?"

"Yok güzelim, en son Can'ı aradım telefonu kapalıydı.."

"Çok özledim şapşiriklerimi ya.. Hayır yani bir de benim tanıdığım Yağmur, telefonu kapalı duramaz ki illa arar, anlatır.. Evlilik insanı değiştiriyor tabiri bu olsa gerek.." diyorum gülerek.

"E ama şimdi sonuçta onlarda balayında işleri var yani.." Benim kocamın aklı gerçekten sadece şu yatak mevzularına çalışıyor.. Gerçi bu konu da haklı olabilir yani ben bile balayında Kerem'le havuzda sevişmişsem Yağmur kim bilir neler yapar..

Of ben ne diyorum ya.. Yandı yine beyin hücrelerim! Düşünecek başka konu kalmamış gibi resmen Yağmur ve Can'ın özel hayatlarını düşünüyorum.. Cık cık cık çok ayıp Zeynep..

"Kerem!" diyorum uyarıcı bir ses tonunun ardından kahvaltıma devam ederek.

"Doğanın kanunu bu güzelim yani yapabileceğim bir şey yok.." Kerem'e gülerek portakal suyumdan içerken uzaktan gelen telefon sesiyle masadan kalkıyorum. Zil sesinin salonda ki sehpanın üzerinden gelmesini fark etmemle o yöne ilerleyip telefonu alıyorum. "Kimmiş?" diyor Kerem yanıma gelirken.

"Yağmur.." Niye arıyor ki ya.. Kötü bir şey olmasa bari.

Kerem koca bir kahkaha atıyor. "Demek ki güzelim evliliğin Yağmur'u değiştirdiği falan yok.. Yağmur hala aynı Yağmur."

Merakla telefonu açıyorum ama Yağmur'un sesi sanki biraz kötü geliyor gibi.. "Zeynep?"

"Oo kuzu? Nasılsın, her şey yolunda mı?"

Ağzında bir şeyler eveleyip geveliyor. "Şey ya iyi gibiyim ama birtakım şeyler oldu Zeynep.."

"Ne oldu Yağmur kötü bir şey mi oldu? Hadi bak çatlatma insanı.." Kerem'in sözlerim üzerine kaşlarını çatarak ne olmuş gibisinden bakmaya devam ediyor.

"Can'ı acilen hastaneye çağırdılar onun için balayımız maalesef bugün sonlanıyor. Yani 1 saat sonra ki uçakla İstanbul'a geliyoruz."

İŞ ARKADAŞIM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin