KİRLİ MİRAS (TAMAMLANDI)

By bulutsal

783K 48.8K 5.5K

Tedirgince yanına yaklaşmıştı Esra. Ne dese bilemiyordu, babasını kaybetmiş birine ne denirdi ki? Söylediği h... More

KM-1
KM-2
KM-3
KM-4
KM-5
KM-6
KM-7
KM-8
KM-9
KM-10
KM-11
KM-12
KM-13
Sürpriz
KM-14
KM-15
KM-16
KM-17
KM-18
KM-19
KM-20
KM-21
KM-22
KM-23
KM-24
KM-25
KM-26
KM-27
KM-28
KM-29
KM-30
KM-31 (Özel Bölüm)
KM-32
KM-33
KM-34
Alıntı
KM-35
KM-36
KM-37
KM-38
KM-40
KM-41
KM-42
KM-43 (Özel Bölüm)
KM-44 (Final Part 1)
KM-45 (Final Part 2 - The End)
YARDIM!
BAL TADINDA
Bekliyorummm
Ben Aşıkken

KM-39

11.8K 831 76
By bulutsal

Esra'nın yüzü ciddileşmişti. Bu saatten sonra bunca çaba gösteren adamı affetmese Allah çarpardı.

Oturduğu yerden uzanıp Emre'ye sarıldı. Ah bu hissi özlemişti. Gerçekten çok özlemişti. Kokusunu, ona güven veren kolları deli gibi özlemişti hemde. Başını boyun girintisine yaslayıp öylece durdu.

Emre ise beklemediği bu hamleyle mest olmuştu. Haftalardır beklediği an gerçek olmuştu işte. Artık Esra'yı üzmeyeceğine dair kendine yeminler ediyordu.

O geceyi birlikte 'sadece' uyuyarak geçirdiler. Sabahın ilk ışıklarına kadar konuşmuş birbirlerine içlerini dökmüşler, O elzem olayı hatırlamamak için birbirlerine söz vermişlerdi. Ertesi sabah ilk uyanan Esra oldu.. Emre uyurken üzerine bir şeyler giymiş, kahvaltıya inmek için hazırdı. Sırada Emre'yi uyandırmak vardı. İlk önce öperek uyandırmayı denemişti. Ama Emre uyanmak yerine Esra'yı yanına çekip uyumaya devam etmişti. Hatta şuan kollarının arasında nefessizdi. 

''Emre acıktım ama kalk!''

''Hıhıı..'' Emre'den aldığı tek cevap buydu. Ona sarılan elini ısırmayı denese de hiçbir etki olmadı. Ufak bir ah bile etmemişti. Zar zor kollarının arasından çıkarak son çare komodinin üzerinde ki sürahiye gözleri kaydı. E bunu haketmişti ama.

Sürahiden bir kaç damla yüzüne damlattı ama bu da etkilemedi.

''Eeeehh yeter ya!'' Uyanmayan kocası sinirlerini bozmuştu artık. Hele ki açlıkla hiç şakası yoktu Esra'nın. Tam tamına dokuz saattir ağzına bir şey sokmamıştı. Tamam belki o dokuz saatin altı saati uyuyordu ama olsun. Sonuçta dokuz saattir açtı!  Bütün sürahiyi başından aşağı boşalttı.

Emre neye uğradığını şaşırmış bir şekilde can havliyle yataktan kalktı. Bir yandan sırılsıklam yüzünü temizlemeye çalışıyor bir yandan nefes almak için çaba gösteriyordu. Su genzine kadar kaçmıştı. Gözlerindeki suyu temizleyip Esra'ya döndüğünde karısının onu sevimli bir gülümsemeyle izlediğini gördü. İşte o zaman da nefessiz kaldı. O böyle gülsün Emre nefessiz kalmaya razıydı. Ama karısıyla uğraşmadan edemeyecekti.

''Hayırdır Esra Hanım komik olan ne? Boğulmam mı?''

Esra daha fazla gülmemek için alt dudağını içten ısırıyordu. Kollarını birbirine kavuşturdu.  ''Yüzünü yıkadım aşkım, iyi yapmamış mıyım?''

Ava giderken avlanmak diye bir deyim vardı ya hani,  şuan Emre tam anlamıyla onu yaşıyordu. Esra'nın dengesini bozayım derken kendi dengesi bozuldu. Sadece iki üç haftadır  Esra'nın ağzından güzel şeyler duymuyordu ama sanki yıllar geçmiş gibiydi. Öyle ki Esra aşkım deyince koskoca adamın dengesi alt üst olmuştu. Emre sevmezdi. Aşkım,güzelim, bebeğim, sevgilim kelimeleri ona göre olmamıştı hiçbir zaman. Ama artık o tabular yıkılalı üzerinden sular geçeli çok olmuştu. Çünkü neredeyse Esra'ya bana o güzel kelimeleri kullan diye yalvaracaktı. Aşkım deyince onun aşkı olduğuna daha çok inanıyor, sevgilim deyince de sevgisini daha çok hissediyordu. Esra'yı tamamen kendine ait hissediyordu. Tabi Esra'nın tam anlamıyla ona ait olması için halledilmesi gereken ufak bir mesele vardı. Onu da en kısa zamanda çözebileceklerine inanıyordu Emre. 

Aptal bir şekilde Esra'nın suratına bakarak başını salladı. ''Yapmışsın aşkım çok iyi yapmışsın. Teşekkür ediyorum. Hatta o kadar teşekkür ediyorum ki bunun karşılığını sana iyi şekilde vereceğime emin olabilirsin''

Esra, Emre'nin bu üstü kapalı tehdidiyle yutkunmuştu. Hah en fazla ne yapabilirdi ki? Dimi ama? Onu havuza falan atacak hali yoktu. Sulu şakaları sevmezdi Emre hiç hemde. 

Sevmiyorsa sen ona neden yaptın gerizekalı diye kendi kendine kızmadan da edemedi. 

Emre Esra'nın renkten renge giren yüzünü keyifle izliyordu. E biraz da o apışıp kalsındı değil mi?

Derin bakışmaları Emre'nin yataktan kalkması bozdu. ''Çok acıktıysan sen aşağı in duş alıp hemen geliyorum.'' Emre banyoya doğru yürürken sanki bir şey unutmuş gibi arkasına döndü. ''Ya da duşta bana eşlik etmek istersen? ''

Esra yanında bulunan koltuktaki küçük yastığı Emre'nin kafasına attı. Emre kahkaha atarak kendini banyoya attı. 

Esra  Emre'yi bekleyebilirdi ama içinden bir ses kocası duştayken onu beklememesi gerektiğini söylüyordu. Hele deminki imasından sonra.

Adam da haklıydı tabi. Dünyaya peder olarak gelmemişti. Duşta ona eşlik edecek bir eşinin varlığını isterdi. Esra daha fazla düşünüp kendi kendini utandırmamak için telefonunu alarak odadan çıktı.

Aşağıda kendine cam kenarında bir masa seçerek oturdu. Kahvaltılık bir şeyler söyleyip beklemeye başladı. Emre çok hızlı davranarak Esra'nın siparişlerinin geldiği an masaya oturmayı başarabilmişti.

Kahvaltı ederken bir yandan sohbet ediyorlardı. ''Ne yapmak istersin?''

Esra düşündü. Çenesini eline yaslayarak düşündü, düşündü, düşündü. Buldu!

''Bugün aslında biraz uykumu alamadım çok çok gezecek durumda değilim, bence yüzelim güneşlenelim uyuyalım.''

Emre başına geleceklerden habersiz Esra'nın söylediklerine katılmıştı. Çünkü o da uykusuz ve yorgundu. O yüzden keyif yapmak da tam ona göreydi..

Kahvaltı ettikten sonra odaya çıkıp hazırlanmaya başladılar. Esra banyoya girerek asker yeşili bikinisini giydikten sonra üzerine siyah pareosunu giydi. Pareo yarım kollu ve dizinin biraz üzerindeydi. Yani herhangi bir tehlike teşkil etmiyordu. 

Çantasını da hazırladıktan sonra odadan çıkmışlardı. Kendilerine uygun iki şezlong bulduktan sonra yerleştiler. Esra uzanarak çantasından çıkardığı kitabı okumaya başladı, Emre ise bir saat önceki uykusuna kaldığı yerden devam ediyordu. 

Esra yarım saat sonra okuduğu kitaptan da sıkıldığını fark ederek pareosunu çıkarıp şemsiyeyi güneşin konumuna göre ayarladı. Biraz güneşlense iyi olacaktı. Aslında yüzmek istemişti ama Emre'ye haber vermeden bir yere gitmek istemiyordu. Emre'yi de uyandırmak istememişti çünkü sabahki durumdan sonra aynı günde onu iki kez uyandırmanın iyi bir fikir olmadığına karar verdi. 

Gözlerini kapatıp güneşin bedenini ısıtmasına izin verdi. Sanki güneş ona masaj yapıp rahatlatıyordu. Hava bunaltıcı olmadığı için sadece güneşin ısıtıcı etkisinden yararlanıyordu. E tabi biraz da bronzlaştırıcı. Gerçi Esra yeterince esmerdi. Güneş onu şımarttıkça Esra'nın uykuya dalması kolay olmuştu.

Emre uykusunu alıp uyandığında, sevgili karısının ne yaptığını görmek için sağ tarafta ki Esra'nın şezlonguna döndü.

Galiba Esra gitmişti. Bu kadın Esra olamazdı değil mi? Evet evet olamazdı. Ya da Emre uyku sersemi hayal falan görüyordu. Yok yok asla Esra değildi. 

Emre şezlongunda oturur pozisyona gelip yanında yatan kadının yüzünü daha net gördü. Kahretsin Esra'ydı işte!

Ah onu odadan çıkarmadan kontrol etmeliydi ne giydiğini! Üzerindeki siyah şeye güvenmişti. Tabi kızın elbiseyle yüzecek hali yoktu ya. Emre'nin uykusu açıldıkça durumun vehametini daha iyi anlıyordu. Tamam bu bikiniydi ama yoktu. Yoktu işte. Sadece mahrem yerlerini kapatan iki bez parçasından oluşuyordu. Hemde yeşil esmer tenine öyle yakışmıştı ki!

Bir ayağa kalksa bütün erkeklerin ona bakacağından emindi. Bu da Emre'nin katil olması demekti. Çok yazıktı Emre genç yaşta bilmediği yaban ellerde hapis yatacaktı.

Hemen ayağa kalkıp şemsiyeyle  Esra'nın önünü kapattı. Uyanmasını bekleyecekti sonra da onu buradan alıp odaya çıkaracaktı. Yüzmek istiyorsa da İstanbul'a döndüklerinde eski evlerinde ki havuzu kullanabilirdi. Burada karısını yem edecek hali yoktu.

Esra güneşinin kesildiğini hissedince kıpırdandı. Gözlerini açarak güneşini kesen şeye baktı. Şemsiyeyi kim çekmişti buraya. Sonra gözleri yanında, elinde siyah pareosuyla oturan Emre'yi gördü.

Gördüğü şey Emre'ydi ama neden sinirli görünüyordu ki?

''Aşkım, noldu neden şemsiyeyi çektin?''

Emre'nin yüzünde mimik oynamamıştı. Pareoyu Esra'ya uzattı. ''Bunu giy, odaya çıkıyoruz.''

Esra anlamayan gözlerle Emre'ye bakıyordu. ''Neden ki? Daha yüzecektik.''

Emre sinirle güldü. ''Yüzecektik. Çıplak mı yüzecektin Esra?''

Esra üzerine baktı.  Sanki ne giydiğini bilmiyormuş gibi. Kocasının karın ağrısını yeni anlamıştı. Ama bir şey yoktu ki bikinisinde. Normal bikiniydi. Sadece iki göğsünün arasından çapraz ipler geçiyordu. Birazcık göğüs dekoltesi vardı o kadar.

''Çıplak değilim ki kocacım bikinim var üzerimde.''

Emre hala sinirle gülüyordu. Eliyle saçını taradı. ''Bikinin var üzerinde.'' Esra'ya doğru eğildi. ''Peki neden ben soldan bakınca sağ, sağdan bakınca sol göğsünü görüyorum karıcım.''

Esra Emre'nin söylediği ile çıplakmışçasına elleriyle önünü kapattı. Emre elindekini Esra'ya giydirdi. ''Kocandan utanıyorsun ama başka adamların yanında bununla yüzeceksin. Onlarda benim gördüğümü görecek ama bunu sana söylemedikleri için utanmayacaksın.''

''Hiçbir erkek bana o kadar yaklaşmaz Emre. Saçmalıyorsun. Hem utanmadım o refleksten şey oldu.'' 

''Refleksten yukarı odamıza çıkalım şimdi Esra. Olur mu?''

Esra oflayarak kalkıp üstünü düzeltti. ''Ama ben yüzmek istiyorum.''

Emre sinirle ellerini beline koydu. ''Hala yüzmek diyor ya. Tamam böyle yüz karıcım. Şuan çok güzelsin.''

Esra, Emre'nin kendisiyle dalga geçmesini kızmış onu orada bırakarak hızla otele doğru yürümeye başladı. ''Üstündekiyle yüz müş, ben sana diyor muyum git takım elbiseyle yüz! Nolur yüzsem sanki deniz de bir şey görülüyor.''

Esra kendi kendine söylenerek asansöre bindi. Asansör tam kapanacakken Emre eliyle durdurup kendi bindi ardından.

''Nereye gittiğini sanıyorsun?''

Esra kaşlarını çatarak kollarını birleştirdi. Cevap vermeyecekti! 

''Sana sordum Esra?''

''Odama gidiyorum prens hazretleri. Hani siz emretmiştiniz!''

Emre'nin sinirli halleri Esra'yı böyle sevimli görene kadardı. Evet sevimli, bu kız sinirliyken çok sevimliydi. 

''Aferin benim kızıma hep böyle dediklerimi yap.''

''Hah!'' Esra yerinde tepinmek istiyordu. Bu adam ne zamandan beri onun her dediğiyle dalga geçer olmuştu.

Asansör durunca arkasına bile bakmadan inip odasına girdi. Ardından da Emre.

"Aferin kızımaymış, hep böyle dediklerimi yapmış, sanki beyefendi sahibim!"

Emre Esra'nın kolundan çekerek bedenini bedenine yasladı. "Sahibinim kızım itirazın mı var? Evet giymeyeceksin, kimse senin bedenini görmeyecek. Kimse sana baktığın da arzulamayacak anladın mı?"

Of sıcak mı olmuştu burası, bu adam fazla mı yakındı ? Ne konuşuyorlardı ki en son. Esra çoktan unutmuştu konuyu. Ama söyledikleri kulağında çınlıyordu. Belki bu sözleri başka bir insana çok ilkelce gelebilirdi ama Emre'nin onu böyle koruması hoşuna gitmişti.

"O zaman sen de bundan sonra takım elbise giymeyeceksin."

Emre kaşlarını kaldırdı. "Nedenmiş o?"

"Takım elbisenin için de çok çekici görünüyorsun çünkü." Esra'nın hipnoz olmuş gibi söylediği cümleler Emre'yi keyiflendirmişti. Tabi takım elbise giymemesi mümkün değildi. Çünkü işi buydu. Ama gidip kendine en yakışmayanı bulabilirdi, karısı istemişti çünkü.

Emre biraz daha kendini Esra'ya yaklaştırdı. Bedenlerinin arasında hiç boşluk yoktu, muhtemelen birazdan dudakları arasında da boşluk olmayacaktı.

"Hm. Başka ne zamanlarda çekici görünüyorum peki?"

Esra Emre konuştukça bedeninden geçen ürpertiyi göz ardı edemiyordu. Mantığı zaten çoktan uçup kaçmıştı. "Şuan."

Tek kelimeyle ipler kopabilir miydi? Kopardı tabi. Emre çöller de susuz kalan bedevinin suya saldırışı gibi kendini Esra'nın dudaklarına kapadı. Bir yandan dudakları dudaklarını okşuyor bir yandan da elleri Esra'nın bedeninde arsızca dolaşıyordu.

Elleri demin kendi elleriyle karısına giydirdiği paresonun etekleriyle buluştu. Yukarı çekiştirip başından çıkarmak için geri çekildi. Esra bikinisiyle kaldığında Emre tüm bedeninin keyfini şimdi gözleriyle çıkarıyordu. Ama bu Emre ye yetmezdi.

Esra'yı ellerinden tutup  yatağın üzerine oturttu.

"Sadece ben, sadece sen..."

"Sadece biz."

Continue Reading

You'll Also Like

971K 53.8K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
244K 15.9K 43
Ölen masa lideri ve katilinin peşine düşen veliahtı... En iyiler: #1 - b×b #1- gay #1- boyslove #2 - lgbt #2 - mpreg #2 - interseks #6 - bl #5- eşcin...
854K 50.9K 68
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
903K 50K 39
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...