KİRLİ MİRAS (TAMAMLANDI)

Da bulutsal

783K 48.8K 5.5K

Tedirgince yanına yaklaşmıştı Esra. Ne dese bilemiyordu, babasını kaybetmiş birine ne denirdi ki? Söylediği h... Altro

KM-1
KM-2
KM-3
KM-4
KM-5
KM-6
KM-7
KM-8
KM-9
KM-10
KM-11
KM-12
KM-13
Sürpriz
KM-14
KM-15
KM-16
KM-17
KM-18
KM-19
KM-20
KM-21
KM-22
KM-23
KM-24
KM-25
KM-26
KM-27
KM-29
KM-30
KM-31 (Özel Bölüm)
KM-32
KM-33
KM-34
Alıntı
KM-35
KM-36
KM-37
KM-38
KM-39
KM-40
KM-41
KM-42
KM-43 (Özel Bölüm)
KM-44 (Final Part 1)
KM-45 (Final Part 2 - The End)
YARDIM!
BAL TADINDA
Bekliyorummm
Ben Aşıkken

KM-28

14.8K 927 100
Da bulutsal

Olabildiği kadar erken yayınlamaya çalışıyorum bölümleri tabi bunda dört günlük hafta sonu tatilimin de etkileri var 😂😍

Bölüm sakin oldu geçen bölüme kıyasla ama bu sakinlik fırtına öncesi sessizlik olabilir tabi. 😎 Yorumlarınızı unutmayın hepinizi seviyorum. 🤗😘

Savaş yine piç gibi sırıtıp başını sallamaya devam etti. ''Hamile kalmana yardımcı olan vitaminler pek korumaya yaramıyor be sarım.''

Sıla iyice kocasından korkmaya başlamıştı. Kırk yıl düşünse aklına gelmeyecek dümenler çevirmişti.

Ama iyi ki çevirmişti!

Esra hala arkadaşı ile ilgilenirken Emre yavaşça Esra'ya sokuldu. Belinden tutup kulağına eğildi. "Sevgilim artık gitsek, gece daha bitmedi de çünkü."

Esra beklemediği bu yakınlıktan dolayı kelimenin tam anlamıyla ürpermişti. Emre'nin cümleleri onu yeterince etkilemişti. Demek gece daha bitmemişti.

Başını olumlu anlamda salladı. "Siz bu gece burada mısınız?"

Savaş hemen cevap verdi. "Hayır Esra çıkıyoruz bizde. "

"Tamam o zaman sizi bırakalım, taksiyle gelmiştiniz değil mi?"

Emre'nin teklifini Savaş onaylayınca hastaneden çıkış işlemlerini halledip Emre'nin arabasına geçtiler.

Emre ve Esra taze anne baba adaylarını evlerine bırakınca geceye devam etmek için evlendikten sonra evleri olacak olan Esra'nın ailesinin eski evine geri dönmüşlerdi. Esra hala tedirgindi anılar beynine kalbine üşüşüyordu ama buna alışmalıydı.

Emre arabayı park edince uzun bir süre araba da beklediler. "Eğer girmek istemiyorsan başka bir şey yaparız."

Esra hafifçe tebessüm edip başını iki yana salladı. "Dediklerin beni çok etkiledi ve çok haklısın. Artık alışmalıyım. Belki annem babam yok ama sen varsın."

Emre Esra'nın alnına öpücük kondurduktan sonra birlikte arabadan indiler. El ele tekrar eve yürürlerken dışarıdan onları gören biri gerçekten evli ve evine dönen bir çift sanırdı.

Eve girdikten sonra evde tek eşya Savaş'ın Esra'nın eski odasına attırdığı yatak olduğu için o odaya girip yatağa oturdular. Emre tekrar Esra'yı bir ahtapot gibi sardı.

"Ah kahretsin! Savaş öyle birden arayınca unuttum. Sana vermek istediğim bir şey daha var Esra."

Esra meraklı gözlerle Emre'yi incelerken Emre pantolonun cebinden zinciri çıkardı.

"Bunu bana annem verdi bugün. Yıllardır boynunda zümrüt bir zincirle yan yanaydı. Ben ikisini de babam aldı sanıyordum ama bunu ona senin baban almış. Babam anneme evlenme teklifi ettiğinde kutlama hediyesi olarak. Ve annem bu kolyenin artık sende olmasını istediğini söyledi."

Esra artık isyan edecek durumdaydı. Hayatında hiç yaşamadığı duyguları bir gece de fazla fazla yaşıyordu. Bu adam sanki yıllarca olan kimsesizliğini törpülüyordu. Gözlerinden incileri teker teker dökülürken Emre'nin boynuna kollarını doladı.

"Şükür sebebimsin!"

Emre kucağında ki kızı daha da sarıp sarmaladı.

Yakut, su damlası şeklindeki kolyeyi yavaşça Esra'ya takmıştı. Yakutun yakıcı rengi Esra'nın esmer boynuna tam oturmuştu. Güzeldi.

Esra daha güzeldi.

Bir süre daha sarmaş dolaş oturmaya devam edince Esra aklını kemiren soruları sorma cesaretini sonunda bulmuştu.

"Emre?"

Emre ellerindeki elleri okşarken cevapladı. "Hıımm?"

"Bana hani bahsetmiştin ya, o kızdan bana baştan sona anlatır mısın? Ama bak anlatmak istemezsen boşver."

Emre bu soruyu beklemiyordu ama zaten en yakın zamanda anlatacaktı. Bilmesi gereken her şeyi bilmeliydi müstakbel karısı.

"Savaş'ın üvey kardeşiydi, çok aşık olduk birbirimize sonra o beni ablamın sevgilisi ile aldattı. Birlikte uyuşturucu kullanırlarken o öldü ama Burak hala hayatta. Böyle işte sevgilim."

Esra bu ayrıntıları zaten biliyordu. Onun bilmek istediği o zaman hissettiğiydi veya şuan neler düşündüğüydü..

"Aslında... Ben hislerini merak ediyorum Emre."

Emre iç çekti. Bu iç çekmek çok farklı yorumlanabilirdi ama Esra Emre'ye sonsuz bir güvenle bağlıydı. "His yok Esra bitti gitti. O hastane odasında gerçekler yüzüme vurduğunda hislerim de o oda da gömüldü. Sadece bu kadar."

Esra daha fazla üstlemek istemedi. Öyle diyorsa öyleydi.

"Sen anlat bakalım güzellik. Can ile neydiniz ne oldunuz ve geçmişinde bilmem gereken, öldürmem gereken biri var mı ?"

Esra gülümsedi. "Hayır yok. Can ile de sevgili değildik zaten. Sadece takılıyorduk."

Emre'de duyduklarından memnun şekildeydi şuan. Her şey gayet mükemmeldi ya !

--

''Sarım sırtına yastık koyayım mı? Canın bir şey çekiyor mu? Bak künefe olur mango olur raviole olur ne istersen olur.''

Savaş hamile karısını memnun etmek için ardı ardına sıraladığı şeylerin Sıla'yı memnun edeceğini düşünüyordu ancak Sıla şuan pek de memnun olmuş gibi durmuyordu.

''Sılam neden astın suratını yoksa canın başka bir şey mi çekiyor? Yiyecek de olmayabilir.''

Sıla gözlerini yumup bağırdı. ''Savaş yeter! Çocuk daha mercimek tanesiyle yarışacak kadar küçük ne aşermesi!''

Savaş küçük çocuk gibi dudaklarını büzüp karısının yanına, yatağa geçti. ''Aman be karımızı çocuğumuzu düşünsek suç düşünmesek suç!''

Sıla Savaş'ı kırdığını anlayınca koynuna sokulup çenesindeki hafif çıkmış sakallarıyla oynamaya başladı. ''Yani hayatım aşerince ben söylerim zaten sen rahat ol. Hiç çekinmem!''

''Ama bak hemen söyleyeceksin gece üç beş falan takmadan.''

Sıla başıyla onaylayladı. ''Aslında aşerdim.'' uzanıp kocasının dudağını öpünce Savaş'ın aklı aşermeden başka yerlere doğru kaymaya başlamıştı.

Sıla kocasını tutkuyla öperken Savaş birden geri çekildi. ''Bekle sarım.''

Savaş komodinin üzerinde duran telefonunu alıp rehberinde numara arıyordu, Sıla ise şuan kocasının ne yapmaya çalıştığını anlayabilmiş değildi.

''Kimi arıyorsun Savaş?''

Savaş telefonu kulağına götürüp Sıla'ya eliyle bir dakika yapıp karşı tarafın açmasını bekledi. Açıkçası Sıla'da bu telefon konuşmasının ardından neler çıkacağını çok merak ediyordu. Telefon açılınca Savaş konuşmaya başladı.

''İyi Akşamlar Harun nasılsın?''

Sıla Harun adını ilk defa duyuyordu. Cidden tam öpüşmelerinin ortasında durup aranacak kadar önemli miydi bu adam?!

''Bende iyiyim. Sana bir şey daha doğrusu iki şey soracaktım. Eşim hamile de bize güvenebileceğimiz bir kadın olan kadın doğum uzmanı ayarlar mısın?''

Harun'da kadın doğum uzmanıydı ancak Savaş özellikle kadın olmasını üstüne basa basa söyleyince işareti almıştı.

Harun kabul edince Savaş ikinci sorusuna gelmişti. ''Teşekkürler şimdi ikinci soruya geçiyorum. Tahmin etmişsindir gecenin bu saatinde ne soracağımı zaten. Şuan karımla sevişebilir miyim?''

Sıla kocasının elin adamına sorduğu soruyu duyunca yüzünü yastığa gömüp isyan edercesine inledi. Cidden sormuş muydu bunu o adama?! Adama neydi acaba şuan sevişip sevişmeyeceklerinden?!

''Tamam Haruncum teşekkürler rahatsız ettim akşam akşam. Doktor hanımın numarasını mesajlarsın.''

Savaş telefonu kapatınca kendini yastığa gömen karısına sırnaştı. ''Sarışınııııııııım.... Serbestmişiz.''

Sıla omzunu silkip Savaş'ın, omzundaki elini düşürdü. ''Aa demin öpüyordun ne güzel şimdi bu naz niye hanımefendi?''

Sıla başını kaldırıp kocasına tısladı. ''Ya gecenin saatinde utanmıyor musun elin adamını arayıp karımla şey yapabilir miyim diye sormaya?!''

''Ay sarı dert ettiğin şeye bak sanki onlar yapmıyor!Hem Harun kadın doğum uzmanı alışıktır bu sorulara.''

''Sabredebilirdik yarına kadar.''

Savaş Sıla'yı çekip altına aldı, dudaklarında kendini kaybetmeden önce söylediği son şey ''Sen sabretmeye devam edebilirsin bebeğim.'' Oldu.

Ertesi sabah Sıla şirkete gitmek için hazırlandığında Savaş engeline takılmıştı. Neymiş miş hamileymiş artık çalışamazmış! Kim koydu ki bu kuralı!

''Savaş saçmalama oturduğum yerden bebeğimize ne zarar gelebilir ki?''

Savaş hamile karısını üzmemek adına sesini biraz da normal düzeyde tuttu. ''Tamam o zaman şöyle yapıyoruz benim odama bi masa atıyoruz sen de orada çalışıyorsun gözümün önünde. Nasıl?''

Sıla başka bir şansı olmadığını farkına vardığı için sessiz kalmayı tercih etmişti. Hem kocasının yanında kendini daha iyi hissediyordu, evet bu kabul edilebilir bir teklifti.

''Tamam kocacım dediğin gibi olsun.''

''Bir daha de bakayım.''

''Neyi?'' Sıla anlamamış gibi yapsa da gayet iyi anlamıştı.

''Demin dediğini işte güzelim.''

''Tamam dediğin gibi olsun dedim Savaş, bunu mu duymak istedin?''

''Sıla!''

''Tamam kocacım hadi çıkalım.''

İkili şirkete gitmek üzere evden çıktıklarında Emre'de Esra'yı şirkete bıraktıktan sonra Ela'nın yanına gidecekti. O gün ablasını orada öyle bıraktığı için biraz pişmanlık duyuyordu. Onu da anlaması gerekiyordu ama birden evinde bir adam görünce neye uğradığını şaşırmıştı!

Ela muhtemelen dairesinde değil atölyedeydi. Onunla ne konuşacağını bilmeden plan yapmadan atölyesine gitti.

Ela etrafı dağıtmış dalgın dalgın çizim yapıyordu. Amerika'da ki işlerini babasının ölümünden sonra buraya taşımıştı.

Emre kendini fark etmeyen ablasının dikkatini çekmek için yalandan öksürdü.

Ela kafasını kaldırıp Emre'yi görünce görmemiş gibi tekrardan önüne tasarımlarına geri döndü.

"Ela."

"Hm?"

Emre ablasına daha da yaklaştı. "Bir şeyler ikram etmeyecek misin bana?"

"Telefon orada."

"Elaaa..."

Ela kalkıp kardeşine baktı . "Ne Ela Ela?!"

"Seni görmeye geldim benimle ilgilen. Ve ayrıca geçen gün için özür dilerim."

Ela gözlerini devirdi. "Ah ne büyük lütuf Emre Bey benden özür diliyor."

"Diliyorum işte ben kimseden özür dilemeyen Emre."

Espri ile karışık söyledikleri Ela'yı da güldürdü.

"Of tamam söyle bize iki çay hadi hadi."

Emre çayları söyledikten sonra çaylar gelene kadar atölye de ki ufak masaya karşılıklı oturdular. "Neden yapıyorsun Ela?"

"Emre bu konuyu konuşmaya geldiysen, yargılayacaksan kapı orada."

"Yargılamayacağım Ela sadece neden bunu kendine yapıyorsun? Hayat devam ediyor biliyorsun."

Çaylar gelmişti. İki bardak da ikilinin önüne yerleştikten sonra devam ettiler. "Ediyorum kardeşim görmüyor musun?"

Emre ofladı. "Sevişmek hayata devam etmek mi Ela? "

"Benim için öyle. Çalışıyorum, arkadaşlarımla buluşuyorum, geziyorum. Bazen erkek arkadaşlarım oluyor. Bu yaptıklarım hayata devam etmek değil mi Emre daha ne bekliyorsun?"

"Olay bu değil Ela benim senden ne beklediğim değil, senin neler yapmak istediğin kendini nasıl mutlu hissettiğin. Anladın mı?"

Omuz silkti. "Her neyse... Sen neden gelmiştin o gün?"

Emre Ela ile bu konu hakkında daha fazla konuşamayacağını anlamıştı. "Esra'ya evlenme teklifi ettim."

Ela yapmacık bir tebessüm bahşetti kardeşine. "Sevindim. Düğüne çağırırsın artık."

"Darısı başına."

Ela kardeşinin cümlesiyle sağlam bir kahkaha atmıştı. Belki de evlilik şuan Ela'ya en en uzak şeydi. Hatta bir erkekle gönül ilişkisi kurmak falan bunlar tamamen saçmalıktı.

''Tabi tabi. Bir şey teklif etmek istiyorum sana Ela tabi kabul etmeni umarak.''

Ela söyle dercesine Emre'ye bakmaya devam ediyordu.

''Annemlerin yanına taşınmanı istiyorum. Evlenince annemlerle yaşamayacağız çünkü, evde bir eksiklik çeksin istemiyorum.''

Ela başını iki yana salladı. ''Yapamam Emre. Geri dönmek istemiyorum o eve. Babamın cenaze töreninden sonra bile uğramadım!''

''Ela bi düşün, artık buradasın birlikte olalım. ''

''Düşüneceğim. '' Ela bunu düşünecekti elbette ama annesinin yanına taşınması demek özgürlük kısıtlanması demekti.

Biraz daha sohbet ettikten sonra Emre şirkete dönmek üzere oradan çıkmıştı.

Herkesle her şeyi dengede tutmaya çalışıyordu. Ailesine sahip çıkmak istiyordu. Babasının yokluğunu bir an olsun kimse hissetmesin istiyordu.

Continua a leggere

Ti piacerà anche

902K 49.9K 39
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
87.5K 5.2K 16
Unutulmuş bir kadın, Yüzbaşı Hazal Unutulmuş. [Kurgudaki kişi ve olaylar tamamen hayal ürünü olup hiçbir kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur]
3.8M 237K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...
ZEMHERİ Da yudumsucan

Narrativa generale

77.3K 3.9K 12
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?