KİRLİ MİRAS (TAMAMLANDI)

By bulutsal

782K 48.7K 5.5K

Tedirgince yanına yaklaşmıştı Esra. Ne dese bilemiyordu, babasını kaybetmiş birine ne denirdi ki? Söylediği h... More

KM-1
KM-2
KM-3
KM-4
KM-5
KM-6
KM-7
KM-8
KM-9
KM-10
KM-11
KM-12
KM-13
Sürpriz
KM-14
KM-15
KM-16
KM-17
KM-18
KM-19
KM-20
KM-21
KM-22
KM-23
KM-24
KM-25
KM-27
KM-28
KM-29
KM-30
KM-31 (Özel Bölüm)
KM-32
KM-33
KM-34
Alıntı
KM-35
KM-36
KM-37
KM-38
KM-39
KM-40
KM-41
KM-42
KM-43 (Özel Bölüm)
KM-44 (Final Part 1)
KM-45 (Final Part 2 - The End)
YARDIM!
BAL TADINDA
Bekliyorummm
Ben Aşıkken

KM-26

14.3K 962 80
By bulutsal

Savaş gülen karısına baktı. ''Senin de haberin vardı dimi!''

Sıla başını sallayarak gözlerini kaçırdı.

Savaş karısının kulağına eğildi. ''İntikamı fitil fitil alacağım.''

İşte bu kadardı.

Nikah normal seyrinde kıyılmıştı sonunda Savaş muradına ermişti. Tabi Emre'de daha doğmamış kızının intikamını almıştı.

Şimdi sıra da ne mi vardı?

Junior Savaşlar!

"Hazır mısınız?"

Savaş'ın sesiyle bütün bekar kızlar Sıla'nın arkasına dizilmişti. Sıla gelin çiçeğini atacaktı.

"Eveeeeeet!" Hep bir ağızdan gelen heyecanlı sesler karşısında Sıla kıkırdayarak arkasına döndü.

"E hadi ama Esra sen bekar değil misin yoksa?"

Esra gülümseyerek elini olumsuz anlamda salladı. "Saçmalama Savaş batıl inançlarım yok benim. "

Savaş oturduğu yerden Esra'yı çekiştirerek kaldırdı. "Olmaz öyle. Bakalım Emre ile ne zaman evleniyorsunuz ."

Esra yine Emre ve evlilik kelimelerini yan yana duyunca suratı ekşimiş öksürecek gibi olmuştu. Tabi bu Emre'nin gözünden kaçmamıştı.

Daha fazla itiraz etmeden sessizce sıralanan kızların arasında yerini aldı.

"Atıyoruuuum!"

"Hadiiiiiiii."

"3 - 2 - 1"

Sıla çiçeği fırlattığı an kızlar sanki fırlatılan şey altınmış gibi birbirlerinin üzerine çullanmıştı. Çığlık çığlığa etrafa bakınıyorlardı lakin çiçek ortalıkta görünmüyordu.

"OHA!"

Herkes Savaş'ın sesiyle ona döndü. Savaş'ın baktığı yere baktıklarında Emre köşede elinde çiçekle duruyordu.

Çiçeği Emre yakalamıştı!

"Abicim çiçek seni bulmuş. Hadi yine iyisin."

Emre sanki ateşe değmiş gibi çiçeği bıraktı. "Sıla sende attığın yeri iyi tuttur be, karı gibi çiçek kucağıma düştü."

Esra ise az kalsın ağlayacaktı. Emre evlenecek miydi şimdi?

Herkes gayet gülüyordu ama Esra'nın suratı bulutluydu. Emre sevdiği kızın neden böyle olduğunu anlayamamıştı.

"Tamam bu kadar eğlence yeter."

..

"Ne ara yaptınız o planı? Savaş Sıla'yı bir an bile yalnız bırakmadı ki !"

Esra Emre'nin kolunun altında hem denizi seyrediyor hem de Savaş'a yaptıkları şakayı sorguluyordu. Düğünden sonra Savaş ve Sıla'yı yollamışlar onlar da kendilerini sahil de bulmuşlardı.

''Savaş oda baskınından sonra sen de odadan çıkınca geldi aklıma Sıla'yı aradım o da bir şey demeyince yaptık işte.''

Esra dudaklarını sarkıttı. ''Bak sen, benim neden haberim olmuyormuş?''

''Sen kıyabilir miydin Savaş'a küçük hanım?''

Esra düşünür gibi kafasını kaldırıp karanlık gökyüzüne baktı. ''Haklısın kıyamazdım. Az daha kalpten gidecekti adam!''

Emre Savaş'ın yüz ifadesini anımsayınca kahkaha attı. ''İyi oldu it herife. Ben ona milyon kez bana şaka yapma dedim. ''

Esra kıkırdadı. ''Valla ben bile inandım sağlam şakaydı. Eh tabi Emre Bey yapınca.''

''Kendine gelsin, kızımızı falan alamaz!''

Esra'nın yine kalbi tekledi. Kızımız demişti değil mi? Emre hep gelecekle alakalı bir şeyler söylüyordu ancak hala icraat yoktu! Bu nasıl işti? Esra'ya fikrini bile sormuyordu bırak evlenme teklifi etmeyi. Ömür boyu böyle mi ilerleyecekti şimdi?!

Esra elinde olmadan sesli ve derin bir of çekti.

Emre Esra'nın sesini duyunca doğrulup yüzüne baktı. ''Ne oldu güzelim?''

Esra kendine gelip gülümsemeye çalıştı. ''Hiç canım bir şey yok. Öyle içimden geldi.''

''Esra?''

''Cidden bak.''

''Öyle olsun.''

Emre Esra'yı eve bıraktıktan sonra aklındakini paylaşacak birini arıyordu ve her ne kadar ona destek olmayacağını bilse de Ela'ya gidecekti. Onunla konuşup paylaşırsa rahatlayacaktı biliyordu.

Arabasını Ela'nın dairesine doğru sürdü. Umarım evdesindir ablacım diye geçirdi içinden.

Kapıyı çalıp beklemeye başladı. İkinci üçüncü çalışta da açmamıştı. Tam dördüncü kez çalacaktı ki kapı açıldı.

Kapıyı yirmili yaşlar da Ela'dan genç duran ve altında sadece kot pantolon olan, saçları dağınık bir genç çocuk açmıştı.

Emre sinirden dişlerini sıkarak çocuğa bağırdı. "Sen kimsin lan bu hal ne !"

Ela lütfen yapmamış ol diye geçirdi içinden.

Genç adamın bir şey söylemesine izin vermeden adamı itip içeriye girdi. Ablasını uygunsuz bir halde görme ihtimali vardı ama şuan onu düşünemiyordu bile!

Tam odasına girecekken Ela sabahlığını giymiş halde odadan çıktı.

"Emre?"

Emre sinirle ablasının kolundan tutup sıktı. "Şu kapıdaki siktiğim herif kim ve sen neden bu haldesin?"

Ela şuh bir kahkaha attı."Seks hayatımı duymak istediğine gerçekten emin misin kardeşim?"

O sırada adam da yanlarına gelmişti. Ela ortamın daha fazla kızışmasını istemiyordu. "You can go Leo. I call you later."

"But-"

Emre konuşmaya çalışan Leo'ya yumruğunu geçirdi. "No but, okey. Siktir ol git şimdi. NOW!"

Diye bağırınca genç adam her şeyini orada bırakarak sadece pantolonla evden koşar adım çıkmıştı.

"Ela açıkla bana bunu!"

Ela rahat bir tavırla salona geçip oturdu. Emre'de arkasından."Açıklanacak bir şey yok Emre. Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum benim hayatım."

"Ne demek ya?! Önüne gelen elin adamıyla yatacak mısın bu kadar basit mi ?!"

Emre muhtemelen Ela'yı anlayamazdı. Bu kadar basit değildi elbet. O sadece bedeninden silip atmaya çalışıyordu bazı şeyleri. Yıllar önce bugün kendini sorgusuz sualsiz teslim ettiği adamın bütün izlerini yok etmeye çalışıyordu. İlki onundu hafızasından ne yazık ki silip atamazdı ama unutabilirdi bütün dokunuşlarını.

Gözleri bir anlığına dalıp gitmiş olsa da kendini toparladı.

"Kes sesini Emre. Bugüne kadar Amerika'da ne bok yediğimi bilmeden gayet mutlu huzurlu yaşayıp gittin burada. Şimdi oturup hayatımı sorgulama hakkına sahip değilsin!"

Emre ayağa kalktı. "Beni hayal kırıklığına uğrattın."

Son cümlesini söyleyerek çıkıp gitmişti ablasının evinden.

Gördüklerine duyduklarına inanamıyordu. Ela bu kadar hafif olamazdı. Ablası bu kadar duygusuz olamazdı!

Tamam hak veriyordu yaşadıkları kesinlikle kolay değildi ama şuan yaptığı da çözüm değildi.

Ne umutlarla gelmişti neyle dönüyordu. Of çekip eve sürdü.

Derdi bir iken iki olmuştu. Gerçi Esra'ya dert denmezdi de!

Eve girdiğinde salonda oturan annesiyle karşılaştı. "Cemre nerede?"

"Yukarıda arkadaşı ile birlikte bizde kalacakmış bu gece."

Emre başını onaylar anlamda sallayarak annesinin yanına geçip oturdu. Dirseklerini dizlerinin üzerine koyup eliyle çenesini sıvazladı. Hala annesine bakıyor söylemek için fırsat kolluyordu.

"Emre söyle artık bakışlarından diziye odaklanamıyorum."

"Anne sana bişey söyleyeceğim. "

"Farkındayım oğlum."

"Ama şey yapma yani hemen hayır falan deme karşı çıkma. Çünkü karşı çıksan da seni dinlemeyeceğim."

Annesi Emre'ye ters bi bakış atınca Emre döküldü. "Esra ile birlikteyiz. Ona evlenme teklifi etmek istiyorum ama nasıl edeceğimi bilmiyorum ve edersem kabul eder mi onu da bilmiyorum. Her gelecekten bahsettiğim de kalp krizi geçirecekmiş gibi bakıyor ve mümkünse bunu sana anlattığımı Esra'ya belli etme çünkü beni öld-"

"Eh bi sus be. Karı gibi başımda vır vır anladık kısa kes." Annesi susmayan oğlunu böyle susturmakta çare bulmuştu.

Emre ise şaşkınlıkla annesine bakıyordu. "Destekliyor musun yani ?"

Annesi oğluna gülücük attı. "Ben de ne zaman söyleyeceksiniz onu bekliyordum oğlum. Biraz daha söylemezseniz ben alacaktım nikah tarihinizi."

Emre rahat bir nefes verdi. Bu iyi gelmişti işte.

"Ayrıca emin ol Esra'nın o kalp krizi geçiriyormuş gibi durmasının sebebi heyecandan. "

Emre aptal aptal gülümsemeye başladı. "O zaman nasıl teklif edicem onu da söyle gideyim."

Ayşe Hanım omuz silkti. "Yukarıda iki tane genç kız duruyor git sor be oğlum."

"Doğru. Kesin Cemre'de dahiyane fikirler vardır."

Emre arkasında annesini bırakarak yukarı kardeşinin odasına çıktı. Kapıyı tıklayarak içeri girdiğinde. Cemre ve arkadaşını film izlerken bulmuştu. Emre'yi görünce toparlanıp filmi durdurdular.

"Hayırdır abi?"

"Bi kıza nasıl evlenme teklifi edilir ?"

Cemre şaşkınlıkla ağzını kapadı. "Oha Esra ablaya mı teklif edeceksi?!"

Emre göz devirdi. Annesinin bilipte Cemre'nin bilmediği bir şey olamazdı zaten.

"Evet ufaklık hadi şimdi dökülün bakalım."

İki kız birbirine bakarak gülümsedi. "Şimdi abi bak..."

Cemre ve arkadaşı heyecanlı heyecanlı anlatınca Emre'de heyecanlanmış gözünde canlandırıyordu Esra'nın vereceği tepkileri, surat ifadesini.

Cemre anlattıktan sonra abisine döndü. "Bence basit ama güzel ve unutulmaz. "

Emre ayaklandı. "Teşekkür ettim güzeller. Ve sen Cemre umarım böyle hayallerin yoktur."

Cemre yüzünü buruştursa da Emre onu takmayıp odadan çıktı.

**

"Bebeğim ne olur yani hemen çocuk yapsak ölecek misin?"

Savaş yatakta yanında uzanan güzelliğe bakıyor hem de karısını ikna etmeye çalışıyordu.

Sıla tek kolunun üzerine doğrulup diğer eliyle Savaş'ın saçlarını okşamaya başladı. "Kocacım diyorum ki biraz daha böyle takılalım. Özgür rahat. Düşünsene tam sen beni öperken ağlayan bir bebek nasıl olurdu ?"

Savaş bi düşündü. Evet işinin bölünmesini elbette istemezdi ama çocuk daha önemliydi. "Bişey olmaz hayatım."

Sıla of çekerek kendini tekrar yatağa attı. "Savaş tamam bende çok istiyorum çocuk ama lütfen biraz daha beklesek olmaz mı? Birazcık daha."

"Hayır."

Sıla yataktan hızla kalktı. "Niye yalvarıyorsam. Çocuk olması için iki kişinin bir şeyler yaşaması gerekiyor değil mi? Bizde yaşamayız olur biter!"

Savaş şuan resmen duyduklarına inanamıyordu. Karısı olan sarışını onu tehdit mi ediyordu?

"Bebeğim sen beni tehdit mi ediyorsun ?"

Sıla yapmacık bir gülümseme bahşetti kocasına. " Hayır tabiki de Kocacım tehdit değil bu. Sadece yapacaklarım için seni önceden uyarıyorum." Sonlara doğru sesini yükseltti.

"Sen bana dayanamazsın."

Sıla kollarını birleştirdi. "Diyelim ki dayanamadım. Milattan önce ki yıllar da yaşamıyoruz dimi ? Korunma diye bir şey var!"

Savaş iyiden iyiye çıkmaz yolları görüyordu. Kahretsin bir çözüm yolu bulması gerekecekti.

Bir an önce baba olmak istiyordu.

Sıla da elbette Savaş'tan bir çocuğu olsun isterdi ama her şey zamanında  olmalıydı.

Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1M 70.2K 6
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
871K 48.1K 38
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
3.7M 232K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...
2.7M 144K 16
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.