7.Bölüm~Savulun Alçaklar

2.3K 290 163
                                    

Bölüm @hkurt29 ithaftır:)) Her daim yanımda olan canım adaşım, seviyorum seni...

'Hayır, küsmüyorum hayata
Sandığınız gibi değil
Biraz canım sıkkın hepsi bu...
Topacı elinden alınmış çocuk gibiyim,
Özlüyorum sadece kaybettiğim oyunu
Umutluyum ama
İsterseniz bakın gözlerime ışıl ışıl
Hep güzel şeyler düşünüyorum
Aydınlık yakın
Biri tutuyor elimden, diyor ki; "Sabret!"
Bende var olan şey mutsuzluk değil, bir parça sükûnet...'

/Cemal Süreya/

----------------------------------------------------------

Zalim günler gerçekleri ve gelmekte olanları yüzüme çarpa çarpa geçip gidiyordu. Ben artık sözlü bir kızdım. Kimseye bir söz verdiğim yoktu ama parmağımda iç içe geçmiş kalpli alyansım vardı. Senaryoya bağlı kalacağıma söz vermiştim, yönetmenim arka planda kurguyu izleyicinin beğenisine sunmak için harıl harıl çalışıyordu.

Bahsetmeden geçemeyeceğim, bir de yardımcı kadın oyuncumuz var ki evlere şenlik... Aslında dünyaya bol ödüllü bir oyuncu olmak için gelmiş ama sanırım çok yanlış bir yere, Şarköy'e...

Kimden bahsettiğimi anladınız... Hayriş.

Söz gecesi Yengem olacak cani kadının, 'Kendi aramızda olacak, komşu ve akraba gelmeyecek!'baskılarına kulak asmadan sabahtan damlamıştı. Temizlik, ikramlık Allah ne verdiyse koşturmuş ve bir yandan da rapor verme işini üstlenmişti. Ben göze batmamak için her şey yolundaymışçılık oyununa devam ediyordum.

Bir halta benzemeyen pembe elbiseyi giyerek heyecanlı ama heyecanını bastıran gelin kız rolümü çalışıyordum. Saçlarıma maşa yapmakta ısrar eden Hayriş'in aklına uyduğum için söylene söylene sandalyeye oturdum.

"Maşa yetmez, sen bana prenses topuzu yap Hayriş!"

Çatır çatır yolduğu saçımı bırakıp omzumun üstünden bana baktı. Gülüşünde ne katledilişler saklıydı bunu bir tek, ben anlardım.

"Kendini bana bırak şekerim, seni elceğizimle ibibik kuşuna benzeteceğim." Kahkaha atarak devam etti. "Şahin denen akbaba kılıklıya da ancak böylesi yakışır."

Dediğini yaptı. Yapmazsa şaşardım. Aynadaki aksime baktığımda görüntüden memnun kaldım. Görenler için pek iç açıcı olmasa da sonuçta satılığa çıkmıyordum, bu kadarı bile çoktu. Maşa yapıp her bir telini didik didik dittikten sonra Allah ne verdiyse kabartmış ve aralara nereden bulup getirdiyse bolca pembe sim dökmüştü.

Seksenli yılların moda dergilerinden fırlamış, Avrupalılara özenen yerli mankenler gibi olmuştum.

En güzel, en özenli halimi sevdiğim adama saklamak istiyordum, o hırpani adama değil. Bu kadarınla yetinmek zorundaydı.

Tamamen hazır olduğumda enfeksiyon kapmış yarama merhem sürüp pansuman yapmak için malzemeleri çıkardım. Hatırlarsanız revirdeki hemşire bir merhem yazmıştı. Araya kaynadı sanmayın. Ben bile isteye unuttum ya da unutturdum. O mendebur suratlıdan gelecek bir yardıma tüm kapılarımı kapatmıştım. Onun sebep olduğu yaraları onun sarmasına da katlanamazdım. Hemşirenin hangi merhemi yazdığını bilmediğim için Cemo'ya uzun bir mesaj atarak durumu anlattım. Eczacıya danışarak merhemi almış ve pencerenin önüne bırakmıştı. Merhemin yanına da bilin bakalım ne koymuştu... Paketler dolusu ayıcıklı şekerleme...

İşimiz bitince odadan çıkmış ve ilk olarak Yıldız'ın delici radarına yakalanmıştık. Muhtemelen kalabalığa girmeyecekti ve sırf hunharca dalga geçebilmek için kimseler gelmeden aşağıya inmişti.

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin