36. Bölüm ~ Eller Deliye Biz Akıllıya Hasret

1.5K 197 29
                                    

(yorumlar yüklenmediği için bölümü tekrar yayınladım.)

Keyifli okumalar...

“Unuttun galiba Ozan, benim kendime ait bir evim var.”

Arabayı uygun bir yere çektikten sonra kapıyı açıp dışarı çıktı. Burada sanki konuşan yok, soru soran yok gibi hem de…

“Sana diyorum Ozan, beni niye senin evine getirdin?”

Apartmanın kapısı açarak, “Yasemin, sana eve gidiyoruz demiştim zaten. Hatırlıyor musun?”dedi.

“Aksini iddia etmedim bay çokbilmiş, ben bahsi geçen evin burası olduğunu düşünmemiştim.”

“Ev evdir Yasemin.”

Kısa ve hayli net bir konuşma yapıp eliyle yanına gelmemi işaret etti. Yerleri döve döve gittim. Arabanın kapılarını kilitleyip elimi tuttu.

“Kutlu ne olacak? Benim evde mahsur kaldı yavrucak.”dedim.

“Yavrucak mı?”dedi kahkaha atarak.

“Ayı gibi herifi bir de kundaklayalım istersen Yasemin…”

“Duygusuzsun Ozan…”dedim basamakları çıkarken. “Kendini onun yerine koymayı denesen böyle konuşmayacaksın ama nerede sende o empati yeteneği.”

“Şımarık bir ergenin hezeyanlarını anlamam için kendimi onun yerine koymama gerek yok Yasemin.”

“Kime ne anlatıyorsam…”dedim açtığı kapıdan içeri girerken. “Sonuçta o daha bir çocuk…”

“Kilitlediğin evden kaçan bir çocuk, doğru…”

“Ne?!” diye haykırdım.

“Bağırma…”dedi beni salona çekiştirerek. “Hadi sen yap empatiyi. Aynı yoldan geçtiğiniz için birbirinizi anlamanız zor olmaz.”

“Benim de senin arabana binerek evden kaçmamı ima ediyors-“

“Ne alakası var?”diye bağırdı. “Onu mu kastediyorum ben? Sen de terastan yan binaya atlayıp evden kaçmamış mıydın?”

“Ha…”dedim kaba bir biçimde. “Sen onu diyorsun?”

“Onu diyorum…”dedi mutfağa, kahve makinesinin başına geçerken.

“Ne yapsaydı çocukçağız? Kaderine terk edilip-“ Bir patlama sesiyle kendime geldim. Patlama çok şiddetliydi ama bunu yalnızca ben duydum. Çünkü o patlama benim kafamın içindeydi. İdrak bombası patlamıştı kafamda. Çocuk evden kaçmıştı ve ben hala ne anlatıyordum.

“Şimdi nerede peki? Sen nasıl öğrendin kaçtığını? Başına bir şey mi geldi yoksa?”

“Geldi geldi…”dedi. “Başına annem geldi. Terastan aşağı sarkarken pantolonu demirlere takılmış. Sokakta görenler hırsız sanıp polise haber vermişler. Neyse ki acı haber çabuk kulağıma geldi de olay büyümeden kapattık. Geri zekalıyı itfaiye ile indirmişler korkuluklardan.”

Önce küçük bir kıkırtı ile başlayan gülmem dalga dalga kahkahaya dönüştü. Gözümün önünde canlanan görüntü krizin boyunu iyiden iyiye arttırıyordu üstelik.

Elindeki kahve kupalarını masanın üstüne bıraktıktan sonra omzumdaki saçları geriye itip, tam köprücük kemiğime ıslak bir öpücük bıraktı.

“Çok mu komik?”derken ses tonu sorduğu soruyla alakasız çıkmıştı. Nasıl tarif etsem, bilemedim. Sulu ve ekşi bir limon dilimini ağzına attıktan sonra içi burulmuş gibi ya da ayazda kalmış da sesi içine kaçmış gibi…

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin