43. Bölüm ~ Mucizeyi Açan Anahtar

1.7K 171 118
                                    

Finalden önceki son iki bölümden selamlar...

Bölüm, bugüne kadar her hafta yanımda olan, yorumları ve şahane bakış açısıyla hikayeme renk katan OnlyYou912 Birsen ablama gelsin 💓

-----------------------------------------------
Sıcak yatak, gözler bile uyanmadan uyanan ve arsızca guruldayan bir mide ve elimi az öteye uzattığımda boş ve soğuk bir yastıktan daha kötü ne olabilir? Cümlenin başında ‘sıcak yatak’ geçiyor olması sizi şaşırtmasın rica ediyorum, zira o yatakta bir başıma ve de haberim olmadan yalnız bırakılmam, yatağın sıcak olmasını minnetle karşılamama yetmiyor…

Tek gözümü açarak elimle şöyle bir komodinin üstünü yokladım. Amacım telefonumu alıp saatte bakmaktı ama elime geçen nesne kesinlikle telefonum değil, mercimek kadar bir kağıt parçasıydı. Notta yazılanlar da en az kağıdın mercimek boyutunda olması kadar minikti.

‘Sevgilim, işim çıktı…’

Şurada arkadan bir gülme efekti verseler ne iyi olurdu çünkü ben gülme eylemini yalandan da olsa başaramayacak kadar karışık duygular içindeydim.

Olduğum yerden kalkmadan vücudumun yeni güne adapte olabilmesi için Allah ne verdiyse gerindim. Eklemlerim bir çuval dolusu çakıl taşı gibi ses çıkardı. Pis adam beni durmadan kötü emellerine alet ederek fiziksel performansımın canına okuyordu ve bunun yanında aklımı da yerinden söküyordu. Ona mı kızayım yoksa her defasında ağzımın suları akarak kendini onun dokunuşları ve sevmelerine teslim eden libidoma mı kızayım, bilemedim. En mantıklı kararı vererek Ozan’a kızmayı tercih ettim ve yataktan doğruldum.
Oturduğum yerde yeniden omuzlarımı oynattım. Her yerim kırılmış gibi ağrıyordu. Güç bela uzanarak elime aldığım telefonun saatine baktığımda gözlerim neredeyse benimle alay ediyor diye düşünecektim.

Saat sabah altıydı ve Ozan adlı kişinin kargalar kahvaltısını etmeden çıkıp gitmesi hiç hayra alamet değildi. Gizli ve de oldukça sıra dışı görevleri nedeniyle soru sormam yasaktı ama bendeki de candı canım, insan doya doya sevdiğini merak da mı edemeyecekti?

Sabah sabah bir takım cevapsız soruları zihnimin en ücra köşesine inzivaya çekilmek üzere def ettim. Yorgun, bitkin ve de yılgın hareketlerle yataktan kalktım. Kalkış anım savsak ve isteksizdi ama kalkıştan sonraki halim anlatılmaz ancak yaşanabilirdi.

Gece neler yaptığımızı bilmesem, üstümdeki giysileri sorgulamayabilirdim ancak çok net hatırlıyordum ve konuya oldukça hakimdim.

Üstümde kocaman uzun kollu bir tişört, altımda da bol bile diyemeyeceğim bir eşofman altı vardı. Ben nasıl bir uyku uyuyordum da üstümün giydirildiğini bile anlayamayacak bir kafaya giriyordum, aklım asla almıyordu.

Yıllarca tetikte uyumuş olmasam, her dakika Dilber o bet sesiyle yaygaraya başlar başlamaz yataktan fırlamasam, tamam diyeceğim, benim uykum ağır ama benim uykum hiçbir zaman ağır olmamıştı. Ozan hayatıma girdiğinden beri ben, ben değildim. Kış uykusuna yatan bir bal porsuğu olmuştum.

Güven duygusu nedir bilmeyen bünyem, Ozan’la tanıştıktan sonra kendini salıvermişti…

Ozan’ın bana vermiş olduğu güven duygusuna dayanarak hiç adetim olmasa da havanın hala karanlık olduğunu gerçeğini yok sayarak odadan çıktım. Ayaklarım beni doğrudan üst kattaki banyoya götürdü. Sonuçta bu eve geldiğimde bu banyo bana aitti ve ben Ozan’ın yatak odasının tam karşısındaki banyoyu kullanmayı akıl edecek kadar uyanık değildim. Basamakları birkaç defa arkama bakarak yavaş yavaş çıkıp eskiden benim olan odaya girdim. Ozan spor odası yaptım dediğinden beri bir kez olsun girip bakma ihtiyacı hissetmemiş olsam da şu anda neden olduğunu bilmediğim bir dürtü ile odanın kapısını yavaşça araladım.

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin