9.Bölüm~İşte Hayat

2.6K 292 130
                                    


Geçmiş olsun Elazığ...

Ülkemizin imtihanları da felaketleri de bitmiyor. Bize de ancak Allah beterinden korusun demek düşüyor. Allah yardımcıları olsun, dualarımız sizinle...

Hayat ite kaka da olsa devam ediyor ve bizler maalesef ki yine ve yeniden kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Yasemin artık İstanbul'da, o birbirine kavuşması imkansız iki aşığın şehrinde... Galata'nın heybetli silüeti artık Yasemin'e kol kanat gerecek. Acılar ve geçmiş bitti şimdi yaşadığı hiçbir olumsuzluğun yıkmadığı; aksine daha da güçlendirdiği Yasemin'i okuyacağız. Okurken de bol bol güleceğiniz garantisini verip kaçıyorum...

Keyifli okumalar:))

İSTANBUL

"Oldu o zaman..."deyip, sanki gidecek başka yerim varmış gibi kapının koluna yapıştım. Bazen bana ben bile akıl sır erdiremiyordum.

Tam portmantodan montumu alıp giymiştim ki bir seri katilin soğukkanlılığıyla-, 'Geri zekâlı Yasemin, daha önce soğukkanlı seri katil mi gördün? Soğuğu geçtim, seri katil mi gördün?' İyi be, görmedim, sus da kafamı karıştırma...

Ay bu niye öyle bakıyordu ki şimdi? Sanki beni boğacakmış gibi, sanki tek yumrukla pekmezimi akıtacakmış gibi...

"Nereye gidiyorsun?"diye öyle bir bağırdı ki yemin ederim yerdeki tozlar havalandı. Ben mi? Yok canım ne korkması, azıcık boş bulundum diye bir miktar yerimden sıçramış olabilirim. Abartmaya lüzum yok...

"Be- be ben mi, hiç... Şöyle bir hava alayım demiştim. Soğuk soğuk iyi gelir, zihnim açılır. Bakarsın deniz kenarında bir çay filan-"

"Kes saçmalamayı!"

Emredersiniz haşmetlim, diyemedim tabi.

"Önce senin ifadeni bir alayım, sıra elebaşına da gelecek."

Elebaşı derken kimi kastettiğini inanın bilmiyorum. Nereden bileyim canım, ben kendi derdime düşmüşüm. Salağa yatmanın tam sırasıydı.

"Elebaşı derken?"diye sordum. Sormaz olaydım. Delirdi, vallahi de billahi de delirdi. Orta sehpaya bir tekme attı, Allah çarpsın benim ayağım acıdı. Ben hala kapıda bir yalı kazığı antipatikliğinde dikilirken, "O montunu çıkar ve yanıma gel."diye buyurdu.

Sinirlenince çok daha çekici göründüğünden bahsetmiş miydim? Sanmıyorum. Yemin olsun çok çekici oluyor.

Yüzümdeki en sevimli sırıtma ile montu çıkardım. Yerine asarken şimdiye kadar iyi idare ettiğimi düşünüyordum fakat şimdiden sonra boku yediğimin resmidir.

Melek teyzenin bana verdiği telefon montumun cebinden düş, yerlere yuvarlan, utanmadan bir de kıçı başı dağıt.

Yanıma gelerek eğildi ve yerdeki enkazı toplamaya başladı. Tüm parçaları taktıktan sonra açma tuşuna basarak telefonu açtı. Ne bir şifre var, ne bir şey...

Aptal Yasemin, aptal... Koysana bir şifre...

Hiç.

Ayağa kalkarak telefonu bana uzattı. Hay Allah o kadar da atıp tuttum hakkında kaba diye. Vallahi çok centilmen...

'Bir gün yemin ede ede çarpılacaksın Yasemin. Hiç de centilmen değil, baksana nasıl baktığına! Kendini kandırma da dediğini yap bence...'

Haklısın sevgili kafa sesim, şimdilik uyumlu bir kız olmakta fayda var. Derken henüz kendimi bile sakinleştiremeden elimdeki telefon çalmaya başladı. Göz ucuyla ekrana baktım. Sanki rehberde kayıtlı yüzlerce kişi varmış gibi...

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin