40. Bölüm ~ Bir Söz Bir Hayat EVİMİZ

1.6K 186 81
                                    


Bölüm sevgili Gulcinokumus'a gelsin...
Keyifli okumalar 💕

İki saat sonra eve geldiğimizde aramızda tarifi imkansız bir elektrik vardı. Ozan'ın söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Ona söylemem gereken bir şey var gibi hissediyordum ama onu da bulamıyordum.

"Ben çıkıp yiyecek bir şeyler alayım..."dedi kapıdan içeri girer girmez.

"Dışarıda yiyip gelseydik ya," dedim. "Neden boşu boşuna dışarı çıkıyorsun?"

Önce ağzının içinde homurdandı. Sonra da az önce homurdanan kendisi değilmiş gibi, "Çıkayım ben, çıkayım..." dedi ve kapıdan çıkıp gitti.

Bu adamı ne zaman çözeceğimi bilmiyordum ama uğraşırsam elbet çözerdim. Ne dediği, ne düşündüğü tam bir muammaydı. Saatler evvel kumrular gibiydik ama geldiğimiz nokta iki düşmandan halliceydi. Tamam canım, abartmaya gerek yoktu. O kadarda değildi.

Derin bir kuyu gibi kazdığım ve neredeyse içine düşmek üzere olduğum dertleri kapının zili böldü. Altıma topladığım ayaklarımı aşağıya sarkıtarak ayakucumda duran terliklerimi giyerek kapıyı açtım.
Yine hesaba katmadığım olaylar cereyan ediyordu ve her şey kontrolümden çıkmıştı. İki gün önce Toprak'ın beni arayıp çok özlediği ve bu nedenle beni affettiğini söylemesinin ardından yanımda olan mülteci ile görüntülü aramada çarçabuk sinema programı yapması, eş zamanlı gerçekleşmişti.

Dert ve kederin uğramadığı iki kafa yıkılırcasına gülerek kapıda dikiliyordu. Kapıyı ardına kadar açıp, "Bu kadar komik olan ne? Söyleyin de ben de güleyim..." dedim.

Toprak sırt çantasını kapının önüne bırakarak boynuma sarıldı. "Keşke sen de gelseydin abla, film çok güzeldi."

Alnına dökülen kahküllerini elimle geriye çekerek öptüm. "Başka zaman birlikte de gideriz Toprakçığım..."
Memnun bir şekilde sırıttı. "Kutlu abim de gelsin ama..."

O sırada elini yüzünü yıkamak için banyoya giren Kutlu adı geçince boru gibi sesiyle, "Başka bir alternatif düşünmeyin bile..." diyerek tok bir kahkaha attı.

İzledikleri filmin konusunu sorup, onlarla sağlıklı iletişim kurmam gerektiğini düşündüm kısa bir an ama şu an kafam o kadar meşguldü ki, içimden gelmedi. Son iki haftadır benimle kalan ve Melek teyzelerde kalmamak için kendini neredeyse yerlere atan Kutlu'nun ve hafta sonunu benim evimde geçirmeyi planlayan Toprak'ın varlığı kendimi dinlememe engel oluyordu...

Uzun süredir bana uğramayan idrak bombası yeniden ve bu kez oldukça şiddetli bir biçimde patladı. Ozan dışarı yiyecek bir şeyler almaya gitmişti. Birazdan gelecekti ve evdeki mülteciyi görecekti. Acilen bir çözüm üretmem ve Kutlu'yu bu evden çıkartmam gerekiyordu. Koşturarak banyoya doğru gittim ama geç kalmıştım. Ozan anahtarla kapıyı açıp içeri girdiğinde elindeki paketleri oldukça soğukkanlı bir vaziyette masanın üstüne bıraktı. İkimiz için gereğinden fazla paket olmasına aldırmadan sevimli bir biçimde sırıttım. Acilen bir şey yapmam lazımdı.

Yapamadım...

Ozan bendeki sırıtmanın değişik versiyonuyla banyoya doğru ilerledi. Bakışlarındaki sinsilik ve az sonra kopacak kıyamet bir miktar tırsamama sebep olsa da tepki vermedim. Kolumun altına aldığım Toprak ile bekleyişe geçtim. Birkaç dakika sonra Ozan iki parmağının arasında tuttuğu kulak ile salona geldi.

"N'aber, çekirge?"

Kutlu bordoya dönmüş kulağını Ozan'ın parmaklarının arasından kurtarmaya çalışırken birbirinden tuhaf mimikler yapıyor fakat asla sesini çıkaramıyordu.

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin