14. Bölüm~Asık Suratlı Bir Ozan

2.2K 287 193
                                    


Bir söz verdiysem tutarım:)) Yeni bölüm sevdasına tutulan @mor_menekse18 madem yeni bölüm isterim dedin, her paragrafa bir yorum yapman gerekiyor. İthafı da aldın, yorum şelalesine başlayabilirsin:))

Keyifli okumalar...

Ekranda yazan 'Bakıcı İlanı' ismiyle gülümseyerek telefonu Engin Bey'in gözünün önüne tuttum. Aynı şaşkınlığı o da yaşamış olacak ki gözlerinden taşan mutluluğu saklama gereği duymadan, "Yasemin Hanım?"dedi.

"Dün gece konuşmuştuk, Engin Bey..."dedim.

"Benim çok acil çıkmam gerekiyor, sizin için bir sakıncası yoksa hemen işe başlaya bilirseniz çok memnun olurum."dedi.

Tek bir saniye bile düşünmedim. "Başladım bile..."

"Harika, o zaman ben çıkıyorum. Saat dört gibi evde olurum. Geldiğimde ayrıntıları konuşuruz."diyerek kızının başına bir öpücük kondurdu.

"Çiçeğim, çıkmam gerekiyor kızım. Sen Yasemin ablanla kalırsın değil mi?"

O boydan beklenmeyecek bir bilmişlikle, "Tabi ki babacığım, sen bizi merak etme..."diyen Çiçek'in elini tutarak, "Aklınız kalmasın Engin Bey, ben Çiçek ile çok iyi anlaşacağımıza eminim."dedim. Nereden eminsem. Çokbilmişliği beni inceleyen gözlerinden okunan bu küçük hanımla nasıl maceralara yelken açacaktık artık Allah biliyordu.

Engin Bey'in merdivenlerden aşağı inmesini beklerken karşı dairenin kapısı açıldı. Eşref amca beni görünce, "Günaydın zeytin göz, nasılsın?"dedi.

"Günaydın Eşref amca, iyiyim siz nasılsınız?"diyerek Çiçek'in beni içeri çekiştirmesine aldırmayarak kapıdan çıkan diğer kafaya odaklandım. Mavi saçlarını tepede sımsıkı toplamış olan Zeynep görüş alanıma girince bu kez çekingenliği bir kenara bırakıp, "Günaydın Zeynep..."dedim.

Hızla botlarını giyip yanıma geldi. "Günaydın Yasemin, n'aber?"

"İyilik, ya sen?"diye sordum ama koşarak merdivenlerden inmeye başlamıştı bile. "Çok geç kaldım, daha karşıya geçeceğim. Akşam geldiğimde uğrarım sana Yasemin."diyerek gözden kayboldu.

Ben Zeynep'in arkasından bakarken minik eller beni çekiştirmeye devam ediyordu. Kapıdan içeri girmeden önce, "Görüşürüz Eşref amca..."dedim. Adamcağız, "Yasemin, kızım senin Engin Bey'in evinde ne işin var?"diye sesleniyordu ama önüm sıra beni çekeleyen Çiçek yüzünden sorusuna cevap veremedim.

"Hadi ama Yasemin, daha sana tanıştıracağım bir sürü arkadaşım var. Acele et..."

Arkadaş mı?

Bu evde Çiçek ve babasından başka kimler vardı ki?

Beni sürükleyerek odasına getirdi. Burası pembeler içinde kaybolmuş bir odaydı. Odanın sağ tarafına konulmuş, yanları korumalıklı devasa pembe bir yatak, çiçek desenli pembe bir halı ve sol tarafta sayısını hesap edemediğim kadar çok bebeğin olduğu pembe bir dolap...

Sanırım tanıştırmak istediği arkadaşlar da pembe masanın etrafına dizilmiş sandalyelerde oturan bebeklerdi.

Boş sandalyelerden birini çekerek, "Bu benim sandalyem." Küçücük işaret parmağını uzatarak, "Sen de buna otur Yasemin."dedi. "Şimdi tanışabiliriz,"elini uzattı. Küçücük eli avucumun içine aldım. "Ben Çiçek, beş yaşındayım. Ya sen?"dedi.

"Ben de Yasemin, yirmi üç yaşındayım. Tanıştığımıza memnun oldum Çiçek."dedim.

"Uf, sen çok büyüksün."dedi yüzünü buruşturarak. "Ben seninle arkadaş olabileceğimizi sanmıştım."

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin