42. Bölüm ~ Bir Kere Gülsen Yeter

1.6K 176 84
                                    

Şarköy'den İstanbul'a her duyguyu barındıran ama en çok da keyifli anlar yaşatan bir macera yaşadık ve her macera gibi bunun da sonu geldi. Final çok ama çok yakında ve şu anda kendisiyle son düzenlemeler için kavga ediyoruz... O benden ben ondan ayrılmamak için direnirken, azıcık da tavırlıyız birbirimize... Her neyse, şimdiden vedalaşır gibi konuşmayayım da sonraya birkaç cümle kalsın hiç değilse...

Bölüm kirmizicantalikiz a armağan olsun...

Keyifli okumalar

İnce bir tıkırtı ile beynim uyandı, beynim uyandı ama gözlerimin üstüne beton dökülmüş gibi hissettiğim için henüz uyanmaya hazır olmadığımı anladım. Tek gözümü açarak odayı bir kolaçan ettim. Burnuma Ozan’ın mis gibi kokusu dolunca yavaşça diğer gözümü de açtım.

“Günaydın sevgilim.”

Yattığı yerden uyku mahmuru gözlerle bana bakıyordu. Gözlerimi yeniden kapatıp başımı boyun çukuruna bıraktım. O koku şimdi daha net hissediliyor ve beni benden alıyordu.

“Saat kaç?”diye sordum, henüz açamadığım uyku yüzünden tarazlı çıkan sesimle.

“Sabah olmak üzere…”

Ağır ve de baldan tatlı uykum aniden açılıverdi. Ozan’ın koynundan uzaklaşıp oturur pozisyona geçtim. Gözlerimi ovalayıp, boğazımı temizledim. Odayı ve bulunduğum ama asla benim hür irademle gelmediğim yatağı defalarca kontrol ettim. Çünkü aşırı saçma olan bir takım olaylar vardı ve bunu acilen öğrenmem gerekiyordu. Kafamdaki soru öbeği daha fazla çoğalmasın diye ilk ve en önemli sorudan başladım.

“Senin burada ne işin var?”

Şaşkın gözleri açıldı. Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını yastığa sert bir biçimde bıraktı.

“Bu kadar tepki vereceğini bilsem gelmezdim…”

“Tepki değil ki bu, şaşkınlık…”dedim yeniden yanına yatarak. “Ben en son salondaki koltukta kitap okuyordum da onun için şaşırdım biraz. Buraya nasıl geldiğimi anlamaya çalışıyordum.”

“Elinde kitap yoktu Yasemin,”dedi kaşlarını çatarak. “Bıçak vardı.”

“Benim elimde her daim bıçak var zaten Ozan…”

“Bu gece sondu,”dedi beni göğsüne çekip saçlarımdan öperek. “Bu gece bu evde elinde bıçakla sabahı ettiğin son gecendi.”

“Neden? Fitnat teyze evi falan mı satmış? Bana bir şey demedi.”

“Geçen gün sana ne demiştim, hatırlıyor musun sevgilim?”dedi elleri bedenimde turlamaya başlarken.

“Yo, hatırlamıyorum. Ne demiştin sevgilim?”

“Senin o yalancı dilini ısıracağım demiştim. Şimdi tam da sırası…”dedikten sonra beni tek hamlede altına aldı. Uykum aniden açılmıştı ve bunun yanında bonus olarak idrak yollarımda da ufak bir genişleme olmuştu.

“Yalan kim ben kim?”dedim kıkırdayarak. “Tarzım değil bir kere. Asla yalan söylemem ve söyleyenleri de sevmem…”

“Bak sen,”dedi boynuma sıcak nefesini üfleyerek. “Hâlbuki ben tam tersi olduğunu, bizzat test edip onayladım.”

Boynuma boynuma üflediği sıcak nefesler yüzünden mayıştığım için cevap veremedim. Sonuçta haksız sayılmazdı ve ben kendimi temize çıkaracak bir savunma yapamayacak kadar vukuatlıydım.

“Ben artık sensiz uyumak da uyanmak da istemiyorum Yasemin…”

Sanırım henüz ayılamamıştım. Ben az önce şiddetli bir idrak ile tamamen uyandığımı sanıyordum oysa. Çünkü uyanmış olsam kafamda kurmuş olmam olasılıklar listesinin zirvesinde olan bu sözleri duymamış olurdum. Hepsi bir yanılsama, tamamı benim hayal dünyamın ürünleriydi.

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin