10.Bölüm~Aklı Karışık Bir Yasemin

3.1K 284 243
                                    

Bomba gibi bir bölümle geldim size... Bol yorumlu, keyifli okumalar :))

Gün doğumunda gözlerimi açtığımda nerede olduğumu idrak etmem birkaç dakikamı aldı. Olduğum yerde yuvarlanarak komodinin üstünde, şarja takılı telefonumu elime aldım. Saatin dokuz olduğunu gördüğümde şaşkınlıktan bir süre öylece telefon elimde kalakaldım.

Şu Yasemin hayatında hiç dokuza kadar uyumuş muydu da şimdi böyle bataklık mandası gibi yayılıp kalmıştı hayret verici bir durumdu.

Yataktan kalkıp buruş kırış olmuş yorganı katlayarak dolabın içine koydum. Yerdeki yatak örtüsünü yatağa serdikten sonra artık küflendiğini düşündüğüm pijamaları üstümden çıkardım.

Bedenim rutinleriyle uğraşıyordu ama aklım dün gecede takılı kalmıştı. Yatağın üstüne attığım pijamaları katlayıp yatağın kenarına koydum. Hala yerleştirmediğim birkaç parça kıyafetin arasından dün gece giydiğim kot pantolonu ve kum rengi ince triko kazağı üzerime geçirdim.

Güvercinler sabah homurtularına başlamış, sesleri martıların sesine karışmıştı. Benim de neşemin onlardan kalır yanı yoktu. Dün sabah bir tarafımda ayı bağırıyordu ama bu sabah içim içime sığmıyordu. Tek sorunum kaynar suyla kendimi paralayana kadar yıkamaktı, inşallah bugün ona da bir çözüm bulurdum...

Kilitli olmayan odamın kapısını açarak dışarı çıktım. Bakınız kilitli olmayan diyorum çünkü dün gece Ozan bana odaya kadar eşlik ettikten sonra omzumu sıvazlayarak, 'Bir şeye ihtiyacın olursa seslen' dedi. Hatta telefonumu henüz yeni şarja takmış olmasına rağmen açıp rehbere kendi numarasını kaydederek, 'Duymam diye korkarsan ki; kesin duyarım ama telefonumu çaldır. Hemen yanına gelirim.'dedi. Dün gece şangırdayarak kırılan hayallerimi bir çırpıda toplayacak kadar mutlu olduğumu belirtmeme gerek yok. Rehbere adını büyük harflerle OZAN TAŞTAN yazmasına bile kafa yoramayacak kadar mutluyum...

Odamın karşısındaki banyoya girerken evin içinde bir yağ kokusu tüm duyularımı açmaya başladı. Aceleyle işimi görüp banyodan çıktığımda o yağ kokusu daha belirgin hale gelmişti. Basamakları inip Ozan'ın nerede olduğunu bulmam ve bu kokunun nereden geldiğini tespit etmem lazımdı. Basamakları inerken koku bu kez iştah açıcı bir şekilde terbiyesiz mideme açlık sinyalleri göndermeye başladı.

Merhametli kahramanımın mutfakta kahvaltı hazırladığını düşündüm ama iki günlük tanışıklığımızda bu kadar teferruatlı bir kahvaltı hazırlayamayacağına emin olmuştum. Tezgâhın üstünde duran çeşit çeşit kahvaltılık gevrekler bunu alenen ortaya koyuyordu.

Holden salona doğru geçtiğimde kokunun yumurtalı ekmek olduğunu, bunu yapanın da benim tatlı meleğim olduğunu bizzat gözlerimle gördüm. Arkası bana dönüktü ve poposunu sallaya sallaya şarkı söylerken kızaran ekmekleri tavadan alıp tabağa yerleştiriyordu.

Olduğum yerde beklemeye başladım. Utanıyordum... Hep diyorum, bir defa daha diyeceğim. Ben aptalın tekiyim... Bana bunca iyilik yapmış, hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış pamuk kalpli Melek teyzemi aramayı sürekli unutmuştum.

Dün sabah ayaküstü konuştuktan sonra Ozan'la olan konuşmamız, telefonumum şarjının bitmesi ve Korkunç'un ani baskını derken bir türlü fırsat bulamamıştım.

Ben geleneksel, şimdi ne halt edeceğim adlı düşüncelerle boğuşurken tamamı kızaran yumurtalı ekmekleri alıp salondaki masaya taşırken göz göze geldik. Elindeki tabağı bırakarak hoplaya hoplaya yanıma geldi.

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin