32. Bölüm ~ Keşif

1.6K 188 27
                                    

Özel günler, kutlamaya ve o özel günü unutulmaz kılmaya yemin edilmiş gibi gereksiz ve sadece an'a odaklı bir sürü tantana ile geçer. En azından bana göre özel günlerin açılımı bu... Fakat öte yandan bize ait olan özel günü de saçma bir şekilde unutulmaz bir gün yapma çabası içine gireriz. Yine bana göre, gereksiz ama bi o kadar da ihtiyaçtır. Bakın yine üstüne basa basa bana göre diyorum. Bu benim bakış açım ve hayatımı asla bir özel günü anlamlı kılma çabam olmadı.

Bu kez bir farklılık yapıp bana ait olan özel günümü sizlerle kutlamaya ve benim için unutulmaz kılmaya karar verdim. Bugün benim doğum günüm... 30'dan sonra saymayı bıraktığım, hatta birkaç yıl önce geriye saydığım bir gün. Kadınların yaş aldıkça güzelleştiği baz alınırsa 30ların ortasını geçmesi bir bakıma şahane bir şey :) Şahane yeni yaşımdan selam olsun... İyi ki doğdum be :))

Keyifli okumalar...

Toprak ve ben önde, Güliz Hanım arkada, çatı katında olan daireme çıktık. Henüz kapıya bile gelmemiştik ki tanıdık sesler doldu kulağıma. Ozan bizden önce çıkmıştı. Konuşan oydu. Kıkırdayarak bir şeyler anlatan ses ise Melek Teyzeye aitti.

Bizi görünce ikisi de sustu.

Tek sırıtan ve bir şeyler söylemek için deli olan kişi Korkunç'tu.

Bana manidar bir şekilde bakmaya devam ediyordu ve bendeki şiddet eğilimi yine uykusundan uyanmak üzereydi.

Melek Teyze elindeki bir buçuk litrelik su şişesinin içindeki idrara benzeyen sıvıyı yarıya kadar içip şişenin kapağını kapattı.

"Erken gelmişim. Ozan'a kadar gitmek zor gelince şurada oturup bekleyeyim dedim." diyerek elindeki şişeyi Ozan'ın eline tutuşturdu.

"Allah'tan Korkut erken gelmiş de lafladık biraz."dedikten sonra hala sırıtan Korkunç'a baktı.

"Melek annem, baştan haber verseydin ben seni hiç bekletmezdim," Bizi işaret ederek, "Şu ikisi kadir kıymet bilmiyor ama ben onlar gibi değilim. Kalbim sevgi ve mutluluk dolu." dedi.

Yine başa dönmüştük.

Bu Korkunç'un bizimle ne derdi vardı bilmiyorum ama onun üstünü kırmızı kalemle çizmeme ramak kalmıştı.

Melek Teyze beni kollarının arasına alarak sıkıca sarıldı.

"Kızımın yeni evini yerleştirmesine yardım edeyim diye geldim."

"Teşekkür ederim Melek Teyze..."dedim bizi ilgiyle izleyen Güliz Hanıma göz ucuyla bakarak.

Dudaklarını kemiriyordu.

Kafamı konudan uzaklaştırmak ve duygusal bir açık vermemek için "Melek Teyze, o içtiğin şey ne?" dedim.

Rengi o kadar berbattı ki her gözüm kaydığında içim kalkıyordu.

"Detoks suyu pilicim. Ödemlerimle başım dertte..."dedi tombul göbeğini göstererek.

O göbek ödem değil yağ barındırıyordu ama morali bozulmasın diye hiç ağzımı açmadım.

Ozan yanıma sokularak abartılı bir biçimde koluma temas etti. Köpek görmüş yavru kedi gibi patilerimin üstüne kalkmam an meselesiydi. Bu adam ne kadar pervasız davranıyordu.

"Anahtarı verir misin canım?" dedi pis pis sırıtarak.

Elimi çantama atarken sessizce fısıldadım. "Mikropluk yapma Ozan..."

Aldırış bile etmeden iki parmağımın ucunda tuttuğum anahtarı aldı.

Anahtarın ucunda sallanan bebeğin saçlarını okşayarak kapıyı açtı.

YASEMİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin